ÇOK DOĞRU DİĞER
BİR KARAR...
KKTC’yi bekleyen bir diğer tehlike de, Mülkiyet Komisyonu konusunda. Hatırlayacaksınız, Loizidu davasında Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından, bu kadının Kuzey’deki evine gitmesi engellendiği gerekçesiyle mahkum edilmişti. Ardından, Rumlar mahkemeye yüzlerce yeni dava başvurusu yapmışlardı. Tam bu aşamada (2001-2004) Annan planı tartışmaları sırasında yeni bir yöntem saptandı. Buna göre, KKTC’de bir Mülkiyet Komisyonu kurulacak ve Rumlar ilk başvurularını bu komisyona yapacaklardı. Ancak bu Komisyonun, tarafsız kişilerden oluşturulması ve Rumlara gayrimenkullerini geri verme yetkisine sahip olması gerekiyordu. Bu gerçekleştiği taktirde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tüm başvuruları bu komisyona yönlendirecekti. Böylece zaman kazanılacak ve daha dengeli bir çözüm bulma imkanı doğacaktı.
Türkiye ilk başta komisyona tarafsız değil, tam aksine taraflı isimleri (Rum evlerinde oturanlar) seçti ve gayrimenkul geriye verme yetkisini de reddetti. Sonra bakıldı ki, iş çıkmaza gidiyor, bu defa komisyondaki isimler değiştirildi. Ancak gayrimenkulü geriye verme yetkisi yine askıda tutuldu.
AİHM bunun üzerine, yeni başvurulardan birini daha inceleme kakarı aldı. Yani, Loizidu sonrasında durdurulan süreç yeniden başlatıldı.
İşte tehlike buradan kaynaklanıyordu. AİHM bu dosyaları kabul ettiği anda, Türkiye büyük bir tazminat yağmuru altında kalacaktı.
İşte KKTC bu büyük tehlikeye karşı sonunda harekete geçti.
Son derece akılcı ve aynı derecede de cesur bir adım atıyor.
Yapılması düşünülen yasa değişikliği ile, Tazmin Komisyonu artık, kuzeyde kalan Rum mülkleriyle ilgili tazminat ödenmesi ve kamu düzenini tehlikeye düşürmeyecek mülkleri iade edilmesi imkan dahiline girecek.
Bu şekilde Rumlar artık AİHM’ne gitmeden önce KKTC’deki iç hukuk yollarını denemek zorunda kalacaklar.
Türk tarafı rahat bir nefes alabilecek. Nihai bir çözüme kadar tazminat yükünü azaltabilecek.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|