KÜRT POLİTİKASINI
KİM SAPTIYOR ?
Kuzey Irak Kürtleri artık kararlarını vermiş durumdalar.
Türkiye ile çatışma değil, uyuşma politikası izleyecekler.
Ancak bunun bir koşulu var.
O da, Türkiye’nin de Kuzey Irak Yönetimine saygı göstermesi. Yan bahçedeki disiplinsiz ve yaramaz, söz dinlemeyen mahalle çocuklarına terbiye vermek isteyen, mahallenin büyüğü gibi davranılmaması. Eğer Türk yöneticileri , Kürtlerin gururunu kırıp burunlarını sürterek bazı şeyleri kabul ettirmek isteyeceklerse, Kürtler de “ rahatsızlık vermek için” ellerinden geleni yapacaklar.
Şu aşamada durum sakin görünüyor.
İki tarafın da niyeti de iyi geçinmeden yanaymış gibi görünüyor.
Kürtler, İran’ın Irak’ın genelindeki etkinliklerinden çekiniyorlar. Kuzey Irak Yönetimi sırtını İran’a dayamak istemiyor. Aksine, Türkiye’yi tam anlamıyla bir denge unsuru olarak görüyor. Batı dünyasına çıkışlarının ve petrollerinin Avrupaya akmasının anahtarının Ankara’da bulunduğunun farkındalar. Üstelik, Güneydoğudaki Kürt akrabaları sayesinde, Ankara üzerindeki etkilerinin çok daha yüksek olduğunu biliyorlar. Tahran ile böyle bir ilişkileri yok.
Yeter ki, Türkiye böyle bir ilişki düzenini kabul etsin.
Başbakan’ın Bağdat ziyareti sırasında birkaç saatliğine dahi olsa, Erbil’e inip Kuzey Irak Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile el sıkışması çok istediler. Bunun ne kadar güç olduğunun da farkındalar. Zira, Kürt politikasının oluşturulmasındaki asker ağırlığının oranını bir türlü saptayabilmiş değiller.
“Türkiye ile dans etmeye hazırız, ancak kaç kişiyle dans edeceğimizi bilemiyoruz. Tango iki kişi arasında olur, oysa Ankara’da çok fazla muhatap var.” diyen, Kuzey Irak Yönetiminin önde gelen isimlerinden biri, hükümetin duruma ne kadar hakim olduğunun bilinmediğine dikkat çekti.
Tabii öte yandan da kapanma davası var.
Bu dava bitmeden, AKP ve özellikle de Erdoğan’ın geleceği kesinleşmeden kimse elindeki kartları çıkarmak istemiyor. Dramatik jestler yapmanın zamanı olmadığının altı çiziliyor.
Başbakan’ın Erbil’e uğramak istememesinin nedenleri arasında bu belirsizlikte sayılıyor. Bir yandan, muhafazakar çevrelerin tepkisi arttırıp, Anayasa mahkemesi öncesinde gerilimi yaygınlaştırmamak, öte yandan da Kuzey Irak Yönetimine bu jestin yapılması için henüz erken olduğu görüşünün ağır bastığı belirtiliyor.
Aslında büyük bir fırsat kaçmış değil.
AKP ve Erdoğan’ ın durumları belli olduktan sonra, gelecek yıl aynı tip bir başka gezi daha yapılabilir ve Erbil de dahil edilebilir.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|