Kıbrıs müzakereleriyle bakından ilgili çevreleri dola?tım, Ankara'nın nabzını tuttum. Uzun yıllardır ilk defa farklı sesler duydum. İlk defa biraz daha umutlandım.
Son 28 yıldır sayısız Kıbrıs görü?mesi oldu ve büyük bölümünü yakından izledim. Her birinin, daha ba?ladı?ı günden itibaren, sonunun gelmeyece?i hemen hissedilirdi. Ne Rumlar, ne de Türklerin gerçek çözüm aramadıkları, tribünlere oynadıkları görülürdü.
Kıbrıs'ta ilk defa ciddi pazarlıkların yapaldı?ını, tiyatro oynanmadı?ını, her iki tarafın ?kendi iste?ine en yakın formül? bulma çabasında olduklarına tanıklık ediyoruz.
Birkaç hafta önce, KKTC'nin, Rum tarafının ve BM'nin nabzını tutmu? ve sizlere yansıtmı?tım. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Ada'ya yaptı?ı ziyaretten sonra, nelerin de?i?ti?ini anlamak için, bu defa Ankara'ya gittim. Pazarlıkları en yakından izleyen ve en ince ayrıntılarını bilen ki?ilerle konu?tum.
?ok farklı bir yakla?ım ile kar?ıla?tım. Ankara'nın nabzının ?çözüm? için attı?ını hissettim. Tepeden bakı?lar yok. Tam aksine, çözüm için esneklik oranlarından söz ediliyor.
Rauf Denkta?'ın performansını yakından izleyenler, dı?ardan görülenin tam aksine, önmeli adımlar attı?ını, hatta zaman zaman ?Ben bile kendimi tanıyamıyorum? dedi?ini söylüyorlar.
Denkta? ve Mümtaz Soysal ikilisinin hiç bir saplantıları olmadı?ının altı sık sık çiziliyor.
?Askerin tutumu nedir?? diye sordu?umda hem askerlerden, hem de olayın içindeki sivillerden hep aynı yanıtı aldım:
?? TSK'nın tek kaygısı, i?in güvenlik yönü. Güvenli?i sa?layabilmek için sayıca e?itlik ilkesine uyulması, Türk toplumunun ilerde Batı Trakya Türklerinin durumuna dü?mesini engelleyecek önlemlerin alınması. TSK, Kıbrıs'ın üstüne oturmayı dü?ünmedi?ini çok açık ?ekilde gösterdi? ?
PEKİ, DURUM B?YLE İSE NEDEN İLERLEME OLMUYOR?
Ankara'da hissetti?im, her?ey Klerides'in ataca?ı adımlara endesklenmi?. Rum tarafının duyarlı oldu?u konular dikkate alınıyor. Ancak Klerides'in, özellikle CNN T?RK'e verdi?i son demeçte, çok makul görülen adımlarının arkasının glemedi?i belirtiliyor.
?Klerides, bir konuda Dekta?'ın duyarlı?ına x olumlu yanıt veriyor. Herkes seviniyor ve ilerleme sa?landı?ı dü?ünülüyor. Ardından, bir bakıyorsunuz öylesine yan ko?ullar getirmi? ki, bir eliyle verdi?ini öbür eliyle geri alıyor?diyen bir yetkili, yine de karamsarlık içinde olmadı?ını da sözlerine eklemeyi ihmal etmedi.
Ankara, Kıbrıs sorununu tümüyle AB çerçevesinde görmüyor. AB'ye giden yolun üzerindeki engellerden sadece biri oldu?unu, bu engel kaldırıldı?ı taktirde, çözüm konusunda daha esneklik, daha cesur adımlar atılabilece?ini de, özel konu?malarında açıkça duyabiliyorsunuz.
Ankara'da üllkeyi yöneten sorumlu kadrolar, Kıbrıs'ta çözümün (AB olmasa dahi) gereklili?ine inanmı? durumdalar. ?özümsüzlü?ün de en çok Türkiye'ye zarar getirece?ini görüyorlar. Hala hamasi konu?malar yapılıyor, ancak bu birkaç ki?i veya grubun ötesine geçmiyor.
?özüm ?ekli ise, Türkiye AB'ye katılacaksa bayka türlü, AB dı?ında kalacaksa ba?ka türlü gerçekle?ecek. İnsanların kafasında adeta iki ayrı senaryo var. Zaten bu nedenle, Türkiye-AB ili?kilerindeki geli?meler (özellikle 22 Haziran Sevilla doru?u) Kıbrıs'taki pazarlıkları etkileyecek.
AB yolunda bir ı?ık, bir perspektif görebildi?i oranda, Türkiye farklı yakla?ımlarla ortaya çıkacak.
TEK SORUN: HALA MUHATAP YOK?
Kıbrıs pazarlıklarındaki bir di?er temel sorun, yukarda sözünü etti?imiz konuların tartı?ılabilinece?i ne do?ru dürüst forum var, ne de bir ki?i?
?nümüzdeki günlerde, Ankara'ya önce Lord Hannay (İngiltere'nin ve dolalı ?ekilde AB'nin Kıbrıs gözlemcisi) ardından da ABD'nin temsilcisi Weston gelecekler. Bu mesajların ne kadarı verilebilecek bilemiyorum. Zaten zorluklarda bundan kaynaklanıyor. Ankara, hem Kıbrıs ile AB süreci arasında ba?ın olmadı?ını söylüyor, hem de kafasının içinde bir ba? olu?turuyor. ?stelik biz ne kadar reddedersek reddedelim, AB böyle bir ba?ı kurmu? durumda?
?zetle, Kıbrıs'ta bir ?eyler kıpırdıyor.
Nelerin kıpırdadı?ını ve pazarlık pozisyonlarını da yarınki yazımda anlatmaya çalı?aca?ım.
Yarın tekrar bu kö?e'de bulu?mak ümidiyle?
MHP neden bu kadar sinirli?
Miliyetçi Hareket Partisi Genel Ba?kanı Devlet Bahçeli'nin dünkü Meclis konu?masını üzülerek izledim.
Bahçeli özetle, ?AB'ye gidi? konusunda çekinceleri oldu?unu? açıkça ortaya koydu. MHP tutumuyla, AB tartı?malarında HAYIR'cı cepheyi olu?turdu?unu, muhafazakar yakla?ımdan vazgeçmeyece?ini netle?tirdi. Bu politikalardan vazgeçmedikleri tartirde, Türkiye Aralık ortasındaki Kopenhag doru?undan bekledi?i perpektifi alamayacak demektir. Avrupa'daki ?Türkiye aleyhtarları? MHP'nin yakla?ımından çok memnun olacak. MHP, seçimleri dü?ünerek, AB kar?ıtlarının oylarına oynadı?ını gösterdi?
Bu arada, aralarında bizim de bulundu?umuz 4-5 yazarın adını vererek, ele?tirilere tahammül edemedi?ini de ortaya koydu.
MHP'deki bu sinirlili?i anlayabilmek çok güç. Bahçeli'den daha sa?duyulu bir yakla?ım beklerdik?