Mehmet Ali Birand
 
Kıbrıs'ta, ilginç kıpırdanma var...(2)
 
 
Sertlik gösterilerine kanmayın, pazarlık sürüyor. Şu anda düğüm döndü dolaştı ve iki kelimeyle bağlandı. Bunlardan biri “Egemenlik” diğeri de “göçmen” . Temel pazarlık bu iki unsur üzerinde oluyor. Bakalım bu tarihi fırsat yakalanabilecek mi, yoksa kaçacak mı?

Kıbrıs ile ilgili olarak çok yazı yazdım. Belki de sıkılmışsınızdır. Bu yıl sonuna kadar da yazmak zorundayım. Zira öylesine önemli bir dönemden geçiyoruz ki, avucumuzun içinde öylesine tarihi bir fırsat var ki, bunun kaçırılmaması gerekiyor.

Lütfen “ne yapalım yani, Kıbrıs'ı Rumlara mı satalım” gibilerden, artık çok çağ dışı kalmış, anlamını yitirmiş tepkilerle zamanımızı boşa harcamayalım. Her defasında da, kimsenin böyle bir niyeti olmadığı gerçeğini durmadan tekrarlamayalım.

En kuş beyinlinin dahi anlayabileceği şekilde, tartışmanın çerçevesini çizdikten sonra, gelelim son gelişmelere.

KKTC'nin karasularını genişletmesi, karşılıklı suçlamalar, sertlik gösterileri gibi algılanacak gelişmelere pek kulak asmayın. Taraflar arasındaki pazarlık sürüyor. Son dakikaya kadar da sürecek. Hiçbir şey olmuyor, dediğimiz, bu Rumlar veya Türklerle çözüm bulunamaz diye bağrışıldığı bir sırada, bir bakacaksınız taraflar anlaşmışlar.

Aslında, işler hızlanıyor gibi…

Rum Yönetimi lideri Klerides'in Atina gezisinin perde arkasında konuşulanlardan bir bölümü hakkında bana verilen bilgiler ve Ankara'da konuyu en yakından izleyen resmi çevrelerden aldığım izlenimler, gelişmelerin yavaş yavaş ilginçleşmeye başladığını gösteriyor. Genelde aşırı temkinli olarak tanıdığım bazı isimler, çözüm oranının yüzde 40'a kadar çıktığını (bir ay önce yüzde 25 diyorlardı) söyler oldular.

30 Mayıs Perşembe günkü MGK'nın, Kopenhag kriterleri yerine Kıbrıs konusuna ayrılması ve İsmail Cem'in hemen ardından Ada'ya gideceği haberi de, bu hareketlenmenin işaretleri arasında.

Henüz kimse elini tümüyle açmış değil.

Her iki taraf, diğerinin nereye kadar gidebileceğini yokluyor.

EGEMENLİK VE GÖÇMEN KONULARI ANAHTAR KONUMDA

Eğer çözüm olacaksa, bu iki kelime etrafında dönülecek. En önemli pazarlıklar bu konuda yapılacak.

Biri, KKTC'nin egemenlik sorunu.

Türk tarafı bu konuda son derece duyarlı. Şu veya bu şekilde KKTC'nin egemenlik hakkını elinde tutması gerektiğine inanıyor. Ancak bu konuda benim dikkatimi çeken unsur, müthiş bir katolik yaklaşım yok. Gözü kapalı gidilmiyor. Konuşmalarda, ilk defa esneklik işaretleri görüyorum.

Rumların da egemenlik konusuna yaklaşımlarında esneklik çizgileri var. Bunu yavaş yavaş etrafa da hissettiriyorlar.

Gelelim ikinci ve daha da önemli konuya: Toprak-Göçmen.

Toprak ile Kuzey'e geri dönecek göçmen sayısı birbirine bağlı olduğu için, bu şekilde yazdım. KKTC ne kadar çok toprak verirse, Klerides o kadar çok göçmenini geri yollayabilecek.

Rum yönetimi için göçmen sayısı son derece önemli. Zira, eğer bir anlaşmaya varılacaksa, bunun topluma kabul ettirilebilmesinin yolu, mümkün olduğu kadar çok sayıda göçmenin tatmin edilmesine bağlı.

İşte bu noktada en önemli unsur ortaya çıkıyor.

O da, Türk tarafının KKTC içine hiçbir şekilde göçmen kabul etmek istememesi.

KKTC İÇİNE RUM GÖÇMEN ŞİMDİ OLMAZ

Doğrusu, bu yaklaşımın bir mantığı var. Eğer Rum göçmenler – sayıları ne kadar kısıtlı olursa olsun- KKTC içine alınırsa, Kıbrıs'a kendi elimizle saatli bombalar yerleştirmiş oluruz. Ertesi gün olaylar patlar, bizim militanlar Rum göçmenleri kaçırmak için ellerinden geleni yapabilecekleri gibi, Rum militanlar da olayı tahrik edeceklerdir. Bundan dolayı risk almamak gerekir. Bırakalım, ilerde (10-15 yıl sonra) AB içinde zenginleşecek olan taraflar bu konuda kendi kendilerine karar versinler.

Peki, Klerides nasıl tatmin edilecek?

Rumlar, sayılarının 120 bin civarında olduğu ileri sürülen göçmenlerin hiç değilse 40-50 bininin geri dönmesini istiyorlar.

Yapılan hesaplara göre, KKTC'nin içine göçmen kabul edilmediğine göre, sınır boyunca toprak verilerek Rumların tatmin edilmesi yoluna gidilecek. Halen KKTC kontrolündeki yüzde 37'lik toprak (ki, bu bölge ilerde pazarlık marjı kalsın diye bu kadar geniş tutulmuştu) belki de yüzde 26-27'lere kadar indirilebilir. Ancak bu defa da Türk göçmen sorunu doğacak.

Bu arada unutmamak gerekir, göçmen konusunda bir anlaşmanın içine, KKTC içindeki Rum gayrimenkulleri ve Güney'deki Türk gayrimenkullerinin takası veya tazminat usulüyle değiş tokuşu da girecek.

NE KADAR EKMEK, O KADAR KÖFTE

Şu anda herkesin kafası bu şekilde işliyor.

Denktaş ne oranda toprak verip, kaç göçmen alırsa; Klerides de egemenlik konusunda o kadar esnek olacak. Klerides, göçmen-toprak-mal konusunda ne kadar sert davranır, isteklerini ne kadar yüksekte tutarsa; Denktaş egemenlik konusunda o kadar katılaşacak.

Henüz taraflar ayrıntılı bir pazarlığa girebilmiş değiller. Hala tribünleri etkilemeye, Avrupa Birliği ve Washington'da neler düşünüldüğünü görmeye çalışıyorlar. Pazarlık, Avurpa Birliği ve ABD'nin tutumları biraz daha kesinleştikten sonra hızlanacak ve bir gün birden bire bitiverecek.

Ya çözüm çıkacak ve aydınlığa kavuşacağız veya çözümsüzlüğün karanlığına gömüleceğiz.


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…