T?RKİYE?NİN SARKOZY
TEPKİSİ NE OLMAMALI
Fransız Devlet Ba?kanı Sarkozy?nin, Türkiye?nin AB yolunu mümkün oldu?unca zorla?tırma yakla?ımını geri plana atmasını bekliyordum. Türkiye ile ikili ili?kileri? geli?tirmek istedi?i mesajları veren, özel temsilci olarak, Türkiye?nin tam üyeli?ini destekleyen Pierre Lelouche?u atayan? Sarkozy, tam ?Türkiye aleyhtarı görü?lerini esnekle?tiriyor? izlenimi verirken, tam aksine, bu konunun pe?ini bırakmayaca?ının hergün yeni bir i?aretini veriyor.
Sarkozy?e? ?geleneksel Türk tepkisi ne olur?? diye sorarsak, verebilece?imiz yanıt çok kolay. Türk diplomasisi, siyasetçisi ve medya?sının en iyi bildi?i sert tepki göstermektir.
Liderlerimiz, Sarkozy hakkında son derece a?ır? sözler sarfederler. Adeta halkı kı?kırtırcasına kar?ı tarafı yerden yere vururlar.? Sarkozy, ?Türk dü?manı? ilan edilir. Siyasi? temaslar ya kesilir veya en alt düzeye indirilir. Fransa tüm devlet? ihalelerinden çıkarılır. Türkiye?de yatırımı olan Fransız ?irketlerine bürokratik engelleme ba?latılır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Fransa?dan hiçbir silah veya sistem almayaca?ı gibi, Fransız Silahlı Kuvvetlerine güçlük çıkartır.
Bu hava içinde de, kamuoyu kabarır.
?Vatanda?, Fransız malı alma? kampanyası, Fransaya boykot ça?rılarına dönü?ür. Medya, Fransa?nın Cezayir?deki? katliamlarını yazmaya, TV?lerde ?çirkin Fransız? söylemli belgeseller yayınlamaya, belediyeler ?Paris caddesi? adlarını de?i?tirmeye, bazı dernekler de Fransa temsilciliklerine siyah çelenkler bırakmaya? ba?larlar.
Yani, Fransa dövülür.
Belki toplum olarak tatmin olabiliriz, ancak bu tutumun Avrupa?ya yansıması ?Türkiye?de Fransız avı? ?eklinde olur. ?Barbar Türkiye? çı?lıkları artar. Rumlar ve Ermeniler, yangına körükle giderler.?
Sarkozy, bu durumda daha da sertle?ir. Di?er? AB üyeleri de, inanmasalar dahi, sırf dayanı?ma? adına? kerhen dahi olsa Fransaya destek verirler. ?
Yukarda çizmeye çalı?tı?ım, en olmaması gereken senaryodur.?
Ne yazık ki, bizim en çok alı?ık oldu?umuz, defalarca tekrarlayıp negatif sonuçlarını görmemize ra?men, uygulaması çok kolay? oldu?u için vazgeçemedi?imiz bir yakla?ımdır.
Bu tutum Türkiye?ye sadece zarar verir.
Sarkozy?e, geleneksel bir Türk yakla?ımıyla de?il, aksine bir Avrupalı so?ukkanlılı?ı ile kar?ılık vermemiz gerekmektedir.
SARKOZY İLE BA?A
?IKMANIN 5 YOLU VAR...
Fransız Cumhurba?kanının, Türkiye politikasına kar?ı mücadele etmenin birçok yöntemi var, ancak en temel ve öncelikli 4 noktasını ara?tırdım.
Türkiye?nin elindeki en önemli koz, ba?ta Avrupa Komisyonu olmak üzere, AB?deki Türk taraftarı di?er ülkelerdir. Bunların sayısı da 20?ye yakındır. Ankara, kendinden yana olan bu ülkeleri harekete geçirip, aktif bir Türk lobisi olu?turmalıdır. Ancak bunun için, Türkiye?nin AB? reformlarını gerçekle?tirmesi, dostlarının eline yeni savunma kozları vermesi gerekir.
Türkiye?nin Fransa?daki en güçlü lobisi, burada yatırım yapmı? veya yatırım yapmayı planlayan Fransız firmalarıdır. Onlara zorluk? çıkartmak, yatırım yaptıklarına pi?man etmek yerine,? Fransa?daki di?er ekonomik ve ticari kurulu?ları ve kurumları da yanlarına alıp, Türkiye lehine harekete geçmeleri sa?lanmalıdır. Onlar da, bu rolü memnuniyetle oynarlar.
Fransız Güvenlik lobisi, Fransız Silahlı Kuvvetleri de, Türkiye?nin do?al destekçisidirler. Bugün yapıldı?ı gibi, transit geçen Fransız askeri uçaklarına zorluk çıkartmak yerine, Türkiye lehine harekete geçmeleri ba?lanmalıdır.
2009, Fransa?da Türkiye yılı ilan edilmi?tir. Bu olanaktan mutlaka yararlanmak gerekir. Fransız aydınlarına, ?niversitelere yönelik özel kampanyalar, konferanslar düzenlenmelidir.?
Türkiye, bütün bunları rahatlıkla yapabilir.?
Yeter ki, siyasi irade olsun.
SİZ GİTMEYİN, ONLARI
T?RKİYE?YE ?A?IRIN...
Türkiye?yi tanıtmak, Türkiye?nin görü?lerini anlatmak, haklı davamızı (!)? en iyi ?ekilde yansıtabilmek hepimizin en büyük derdidir.
40 yıldır bu alanda çalı?ırım. 40 yıldır Türkiye?nin hem dı?arda, hem içerdeki ?tanıtma çabalarını? izlerim. 40 yıldır hep ?ikayet ederiz. Tanıtma, görü?lerimizi anlatmaktaki ba?arısızlı?ımızı konu?uruz.
Bütün bu süreç içinde bir nokta var ki, hiç de?i?medi.
Ne kadar dı?arı çıkıp konu?malar yapılsa, en önemli insanlarımız Avrupa TV?lerine çıkarılsa, ne kadar reklam veya konferans örgütlense, hiçbiri yabancıları Türkiye?ye getirmek kadar etkili olmuyor.
?niversite hocalarını, Sivil Toplum örgütlerini, politikacıları veya gazetecileri Türkiye?ye davet edin.
Paranızı, Türk konu?macıları onlara götürmek için de?il, yabancı konukları burada a?ırlamak için harcayın.
Bunun o kadar çok örneklerini gördüm ki, inanamazsınız.
Avrupa?daki muhataplarımız, kar?ılarında gördükleri Türklerin anlattıklarını -ne kadar harika bir anlatımları olsa dahi- kendi ortamlarında ve yarım kulak dinlerler. Paris?te, bildi?i ve alı?tı?ı bir ortamda, uzaklardan gelmi? ki?ileri tam algılamaz, ön yargılarından kurtulamazlar. Siz a?zınızla ku? tutsanız, kar?ınızdaki Fransız veya Hollandalıyı tam ikna edemezsiniz.
Ancaak, o Fransız gazeteci veya politikacı veya diplomatı kendi ortamından çıkarıp İstanbul?a, Ankara?ya veya 1,5 saat uçurup Kars?a götürüp, bizim ortamımıza soktu?umuz zaman, o ki?inin tüm dikkatini kendinize yönlendirebilirsiniz.
Ki?i, dinleyerek veya film seyrederek de?il, bizzat görerek çok daha fazla etkilenir. ?n yargılarından çok daha kolay kurtulur.
Bunun binlerce örne?ini gördü?üm için çok iddialıyım: Türkiye?yi tanıtmanın, anlatmanın tek yolu, muhataplarımızı buraya getirmektir.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|