Mehmet Ali Birand
 
Tüm liderlere çağrıda bulunuyoruz
 
 
Alacağınız kararlar, takınacağınız tutumlar, bu ülkeyi 2000'li yıllarda ya zirveye taşıyacak veya 2 inci lige düşürecektir. Çocuklarımız, torunlarımız için bir defalığına parti çıkarı yerine, ülke çıkarını ön plana koyun.

Cumhurbaşkanı Sezer'in etrafında toplanacak olan tüm parti liderlerine, kamuoyu adına bir çağrıda bulunmak istiyorum.

Hepsinden rica ediyoruz.

İsterlerse yalvarırız, hatta ayaklarına dahi kapanabiliriz.

Bir defalığına parti hesaplarını bırakın… Bir defalığına, Türkiye'nin uzun vadeli çıkarlarını ön plana geçirin ve AB konusuna farklı yaklaşın.

Neresinden bakılırsa bakılsın, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana en büyük reform niteliğinde bir olaydır.

Türkiye, kendini kabul ettirip tam üye olabildiği taktirde, sınıf atlayacaktır. 1 inci lige yükselecektir. İleri ülkeler arasında hak ettiği yeri alacaktır.

Türkiye AB üyeliği ile bir klübe üye olmayacaktır. Kendini bir sistemin içine sokacaktır. Dünya'daki son gelişmelere bakıldığı zaman, Türkiye'nin mutlaka bu trene binmesi gerektiğini görüyorsunuz. Öylesine bir modernizasyon hareketine girişmek zorunda kalacağız ki, karşılığında Türkiye uzun yıllardır düşlediği bir atılımı gerçekleştirebilecek.

ASKERİ YÖNDEN DE STRATEJİK ZORUNLUK

AB'ye tam üye olamamış bir Türkiye'nin bölgedeki ağırlığı bugünkü sınırları geçemeyecektir.

AB'ye tam üyeliği sağlamış olan bir Türkiye'nin Orta Doğu, Kafkaslar, Orta Asya ve Balkanlar'daki ağırlığı büyük oranda artacaktır.

AB'ye tam üye olamamış bir Türkiye, bölgede Amerika'nın piyadesi olmaktan ileri gidemeyecektir.

AB'ye tam üye olacak bir Türkiye, AB ordusunda Komutan düzeyinde işlev yapacaktır.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun da vurguladığı gibi, Türkiye için tam üyelik “Stratejik bir zorunluktur”. Hele NATO'daki son gelişmeler, AB-Rus yakınlaşması, Türkiye'nin tam üyeliğini daha da zorunlu bir noktaya getirmiştir.

EKONOMİYİ BAŞKA TÜRLÜ AYAĞA KALDIRAMAYIZ

AB'ye tam üye olamamış bir Türkiye'nin ekonomik sistemini yerine oturtabilmesi, 2000'li yılların rekabetine dayanabilmesi imkansızdır. Tam üyeliğin gerçekleşeceği yılları bir yana bırakın, AB'den katılım müzakerelerine başlama tarihi alamamış bir Türkiye'nin 2003 yılını kazasız çıkaramayacağı da açıkça anlaşılmıştır.

Ülkemizi IMF'in denetiminden kurtarmak ve kendi ayakları üstüne oturtabilmenin tek yolu yine AB'ye tam üyelikle edinilecek sistemden geçmektedir.

Son kriz, Türkiye'nin Yabancı Yatırım sağlayamadığı sürece dirilemeyeceğini, ardından da büyüme sürecine giremeyeceğini göstermiştir. Yabancı Yatırımcı, bugünkü siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ve bürokrasi oldukça Türkiye'ye ciddi para getirmeyeceğini açıkça ortaya koymuştur.

Özetle, Türkiye'nin zenginleşmesinin ve güçlenmesinin tek yolu, Avrupa Birliği'ne ne yapıp edip girmesine bağlıdır.

BU SORUMLULUKLA HAREKET EDİN…

Liderlerden beklentilerimiz işte bu resmi görmeleridir.

Türkiye'nin önündeki en tarihi reform fırsatını kaçırtmamalarıdır.

Dünya değişmiş, ancak Türkiye hala değişmemekte direnmekte, kısır ve hiçbir anlamı kalmamış egemenlik kavramlarının arkasına sığınıp, ellerini kollarını bağlayan zincirleri kıramamaktadır.

Kendini yenileyebilmesi, gelecek kuşakların önünü açabilmenin tek fırsatı Avrupa Birliğine katılmak ve onun Ekonomik-Siyasi- Sosyal- Kültürel ve Askeri sistemine uyum sağlamakla elde edilecektir.

Liderlerimiz, çocuklarımız ve torunlarımızın önünü kapatmamalı, aksine açmak için toplu halde hareket etmelilerdir.

Eğer birbirleriyle rekabet edeceklerse, bu “AB'ye gidişi engellemek” için değil, “AB'ye gidişi hangisinin daha çok hızlandıracağı” için yapılmalıdır.

Türk toplumu ilerde, AB'ye katılmamazı isteyen ve bu yönde çalışanları alkışlayacak, AB'ye gidişi zorlaştıran ve engelleyenleri de suçlayacaktır.


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…