Milli Takımın Dünya kupası macerası, geleneksel alı?kanlı?ımızın sürdü?ünü gösterdi: Her?eyi son dakikaya bırakmak, zorlanmadan hareketlenmemek. AB ve Kıbrıs'ı da yine son dakikada çözece?iz galiba?
Haftalardır ?in i?kencesi çekiyoruz.
Uzun yıllardır özledi?imiz bir Milli Takıma kavu?mu?, iyi bir gruba dü?mü?tük. Buna ra?men, birbirimizi yemekten rakipleri yeterince dü?ünemedik. Sabırsızlık, hazımsızlık ve uzun vadeli hedef için mücadele yerine ?günlük ya?ama? alı?kanlı?ımızdan dolayı haftalardır kendimizle kavga ettik. Sonunda, her?eyi son dakikaya bıraktık. Yumurta kapıya dayanınca ?ahlandık.
Avrupa Birli?i ve Kıbrıs konularında da aynı manzara var. Galiba, Dünya kupasındaki gibi olacak ve son dakikada ve zorlanınca çözüm bulaca?ız.
Gelin önümüzdeki çeyrek final'de farklı davranalım.
Medya, medyalı?ını bilsin. Görevini, uluslararası kurallara göre yerine getirsin. Hakaret etmek yerine ele?tiri ile yetinsin. Futbolcu ve yönetici de medya ile u?ra?mayı bıraksın, kulaklarını kapatsın ve sadece önündeki maçı dü?ünsün.
Böylece, belki politikacılarımıza da örnek oluruz.
*
ERKEN SE?İM KAPIYA DAYANDI
Bundan birkaç hafta öncesine kadar erken seçim kimsenin i?ine gelmiyordu.
Koalisyon partileri, ekonomide henüz hiçbir kıpırdama olmadan seçime gitmenin intihar anlamına gelece?ini ve barajı geçmekte dahi zorlanacaklarını dü?ünüyorlardı.
Haklıydılar.
Ekonomistler de erken seçimden kaçınıyorlar, i? çevreleriyle birlikte seçimin en erken 2003 sonbaharında yapılmasını istiyorlardı. Onlara göre de, erken seçim ekonomideki dengeleri bozacak ve ?imdiye kadar ki çabaları bo?a çıkaracaktı.
Onlar da haklıydılar.
Siyasiler de, Avrupa Birli?i ve Kıbrıs konularında en kritik kararların verilmesi gerekti?i bir sırada, 2003'ten önceki erken seçimin, Türkiye'ye bu tarihi fırsatı kaçırtaca?ını ileri sürüyorlardı.
Bunlar, gözardı edilemeyecek gerekçelerdi.
Ancak ?u anda geldi?imiz nokta, ko?ulların de?i?ti?ini ve ne kadar istemese dahi erken seçimin kapıya dayandı?ını gösteriyor.
1. BA?BAKANIN SA?LI?I
Kendi kendimizi aldatmanın hiç gere?i yok.
Ba?bakan'ın sa?lı?ı, normal temposuna girebilece?i, yani günde 3-4 saat dahi olsa fiilen çalı?abilece?i, toplantılara katılabilece?i ?ekilde düzelemez. İyile?me diye bir?ey beklememek gerekiyor. En iyi sonuç, kötüle?me olmamasıdır. Bu durumda koalisyon çalı?amaz. Ne kadar zorlanırsa zorlansın, koalisyonun yürümesi ?imkansız? de?ilse bile, son derece güçtür. Bunca karar beklenirken, Ba?bakansız bir hükümet ile devam etmeyi zorlamak, ülke açısından sadece bo?a zaman harcamaktır.
2. EKONOMİNİN DURUMU
Ekonominin bugün geldi?i nokta, belirsizlikleri ve gerilimleri artık kaldıramıyor. En ufak bir geli?me, hemen doları ve faizleri arttırıyor. Enflasyonla mücadele tehlikeye dü?üyor. Bugüne kadar ki fedakarlıkların bo?a gitmesi tehlikesi artıyor. Buna kar?ılık, koalisyon içi gerilimler giderek yo?unla?ıyor. MHP-ANAP çeki?mesinin bitmesi söz konusu olmadı?ı gibi, büyük olasılıkla daha da artacaktır. Muhalefet, bir erken seçim kokusu aldı?ı için, koalisyon partileri gibi pozisyonlarını buna göre saptıyorlar.
İ?te böyle bir ortam 2003'lere kadar devam edemez. Ekonomi bu durumu kaldıramaz.
Kemal Dervi? haklıdır.
Erken Seçim'in faturası (2,5 milyar dolar) vardır, ancak belirsizlikler içinde geçecek ayların faturası (8,5 milyar dolar) çok daha yüksektir.
En do?rusu, ipi inceldi?i yerden kesmektir.
3. KIBRIS VE AB İ?İN DE ERKEN SE?İM GEREKİYOR
Türkiye'nin önünde, bu yılın 12 Aralı?ına (Kohpenhag doru?unun tarihidir) kadar son derece önemli bir dönem var. 12 Aralı?a kadar, AB'den katılma müzakerelerini ba?latma tarihi alabilmek için, Kopenhag kriterlerinden, bizim açımızdan en can alıcı olanlarda (İdam, Kürtçe, Dernekler yasası vs? ) uyum yasalarını çıkartmamız gerekmektedir. Oysa seçim kokuları yükseldikçe, koalisyon içi ve muhalefet partilerindeki gerilim artmaktadır. Bu ortamda uyum yasaları çıkarılamaz.
Kıbrıs konusunda da en son ve kritik karar 12 Aralık günü verilecektir. Bu kaolisyon bugünkü durumda Kıbrıs'ta hiçbir adım atamaz. Seçim ortamında kimse risk alamaz. Oysa her iki konuda mutlaka adımlar atılması gerekmektedir.
EHVEN-İ ?ER, EKİM'DE ERKEN SE?İM
Bu manzaraya baktı?ımız taktirde, Türkiye için ehven-i ?er Ekim ayında seçime gitmektir.
Yeni kurulacak hükümet, AB'ye uyum yasalarını çıkartmak, Kıbrıs'ta çözüm bulmak ve ekonomi için tüm önlemlerin alınması amacıyla daha rahat hareket etme imkanı bulur.
Bugünkü belirsizli?e son verip, bu ay sonuna kadar seçim ve siyasi parti yasalarında gereken düzenlemeler yapılmalı ve erken seçim tarihi açıklanmalıdır.
En geç Ekim sonu Kasım ba?ı gerçekle?tirilecek bir seçim, ekonomideki belirsizlikleri en kısa sürede sona erdirece?i gibi, AB ve Kıbrıs konularındaki Aralık randevusuna, ucu ucuna da olsa yeti?ebilme imkanı sa?layacaktır. Gecikilse dahi, uluslararası kamuoyu ?seçim? gerekçesini anlayı?la kar?ılayacaktır.
Artık, bu durumdan ba?ka bir çıkı? görülemiyor. Seçim tarihi geciktikçe, gerilim daha artacak ve zarar daha büyüyecektir.