ERDOĞAN: BOYUN EĞMEM,
ANCAK ÜLKEYİ DE GERMEM
Başbakan Erdoğan’ın Cumartesi akşamı yedi gazeteciyle yediği yemek, Türkiye’nin önümüzdeki 6-7 ayına ışık tutacak nitelikte olduğu için, haftayı bu mesajlarla açmak istedim.
TESEV Başkanı Can Paker’in Otağtepe’deki evinde verilen akşam yemeğini Başbakan istemiş, hatta davetlilerin isimlerini dahi kendisi vermiş.
Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Taha Akyol, Nazlı Ilıcak, Mustafa Karaalioğlu, Ergun Babahan ve Mehmet Barlas’ın eşleriyle katıldıkları yemekte konuşulanlar, Türkiye’nin önümüzdeki 6-7 ayının yol haritasını çizdiğinden dolayı çok önemli. Belki dünkü gazeteler ve TV’lerde bazı bölümlerini islemiş olabilirsiniz, ancak izleyemeyenler için bugün bir özetini yapmak istedim.
Önce genel izlenim...
Başbakan son derece rahat, kararlı ve yol haritasını çizmiş bir havada. Kafa karışıklığı yok.
En önemli mesajlarını şöyle özetleyebilirim:
ÜLKEYİ GERMEYECEĞİM:
Başbakan’ın en önem verdiği nokta, gerilimin artmaması.
Baykal’ın tahriklerine katılmayacağını, çok gerekmediği taktirde tepki vermeyeceğini özellikle vurguluyor.
Taraftarlarını sokağa dökmeye özellikle karşı. Bazı arkadaşlarının bu yöndeki önerilerine kesinlikle karşı çıktığı gibi, gerilimin yükseltilmemesi için ellerinden geleni yaptırıyor. Anlaşılan, artık sert demeçler, heyecanlı gurup konuşmaları yok.
Bakalım doğru çıkacak mı?
MAHKEME UZAMAMALI:
Başbakan’ın üstünde durduğu diğer bir nokta, mahkemenin biran önce bitmesi. Sürüncemeye bırakılmaması. AKP’nin hakkı olmasına rağmen, savunma için ek süre istememesini de bunun bir işareti olarak görüyor.
Anayasa Mahkemesinin genel eğilimi de, bu işin fazla uzamamasından yana. Ancak bu konudaki anahtar Başsavcının elinde. İsterse ek süreler isteyebilir ve uzatır.
Başbakan’ın hedefi, davanın en geç Temmuz sonunda bitmesi. “Ekonomi bu yükü kaldıramaz. Dış etkenler çok kötü. 2008’de 24 milyar dış yatırım bekliyorduk. Bu rakama varamayacağız. Eğer iç kriz devam ederse durum daha da kötüleşir. Cari açığı taşıyamayız” diyor.
MAHKEMEYE ENGEL YOK:
Başbakan’ın üstünde durduğu diğer bir nokta, AKP’nin Anayasa Mahkemesi’nin vereceği olası bir olumsuz kararı engelleyecek herhangi bir girişimde bulunmaması. Anayasa değişikliği gibi paketlerle ortaya çıkılmaması. Mahkeme kararının kısa devre yapılıp kadük bırakılmasının sadece AKP’ye presti kaybettireceğine inanıyor. Bu konuda son derece kesin bir dil kullanıyor.
KAPATMA OLURSA, YENİ PARTİ:
Başbakan ne kadar aksini söylerse söylesin, yakın çevresi Anayasa Mahkemesi’nden kapatma kararı bekliyor. Aralarında 9 yargıcın aleyhte oy vereceğini hesaplamışlar.
Başbakan kararlı.
AKP kapatılırsa, yine gösterilerle gerilim yaratmayacak, buna karşılık hemen yeni bir parti kuracak. Bununla ilgili tüm önlemler alınmış.
ERDOĞAN YASAKLANIRSA NE YAPACAK?
Eğer Anayasa mahkemesi, Erdoğan’a da yasak getirirse ne olacak?
Başbakan araştırmış. Hemen bir erken seçimle bağımsız seçilip, meclise geri dönecek. Araştırma yaptırmış, bağımsız seçime girmesi için engel yok. Ancak yine de bir engelleme yapılırsa, o zaman Anadolu’ya çıkacak ve toplumu hareketlendirecek.
“TESLİM OLMAYACAĞIM”
Erdoğan’ın, kendine yakın gördüğü ve laik kesimde de prestiji olan bu yedi gazeteciyle yemek yemesinin en önemli nedeni, “derdini anlatabilmekti”. Uzun zamandır basınla temas edememiş, AKP’nin önümüzdeki aylara yönelik tutumunu anlatmamıştı.
Bu görüşmenin en önemli yanı, Hasan Cemal’in “Demirel defalarca asker tarafından devrildi, sonra geri geldi. Uzlaşı aradı. Sizde boyun eğecek misiniz?” sorusuyla ortaya çıktı.
Başbakan bu açıdan çok sert.
Asker veya CHP baskısına baş eğmek niyetinde hiç değil.
Sözleri aynen şöyle:
“Pes etmeyeceğim. Biat etmeyeceğim. Boyun eğmeyeceğim. Teslim olmayacağım...”
Daha da önemlisi, Başbakan “Milliyet’te Fikret Bila’nın, bir üst düzey AKP’li yetkiliye atfen verdiği yaklaşımı da reddediyor.
Ne kabine değişikliği var.
Ne Milli Eğitim Bakanı’nın değiştirilmesi söz konusu. Üstelik Başbakan MEB’nın çok başarılı olduğuna inanıyor.
Anayasa yargıçlarını etkilemek veya laik medya ve Asker’in kuşku ve kaygılarını giderebilmek için “uzlaşı” anlamına gelecek, bu kesimlere sempatik görünecek adımlar atmak istemiyor.
Yaptıklarında bir hata görmüyor.
Partisi kapansa da kapanmasa da, Anayasa ve AB reformlarıyla “Demokrasiyi sağlamlaştırmak” için harekete geçmekte kararlı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|