HEPİMİZ ZAMANINDA, AVRUPA

KONSEYİNİ? KI?žKIRTMI?žTIK...

Geçen hafta, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Ak Parti hakkındaki kapatma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından ele alınması üzerine yayınladı?Ÿı bildiri kıyametler kopardı.

Konsey Parlamenter Meclisi Ba?Ÿkanı bir demecinde, bu yönde bir talep oldu?Ÿunu açıklayıp, bunun da AKP?’li üyelerden geldi?Ÿini ima edince, birbirimize girdik.

Medya?’daki yorumlar ve man?Ÿetler, bu giri?Ÿimi vatana ihanetle e?Ÿ de?Ÿerde tuttu. Bazı Sivil Toplum ?–rgütleri ayaklandılar ve AKP?’li Milletvekillerinin Türkiye?’yi gammazladıklarını öne sürüp protesto ettiler. Tabii en ?Ÿiddetli tepki, muhalefetten geldi. ?–zellikle de CHP?’liler ayaklandılar. AKP?’yi yerden yere vurdular. Dünkü yazımda, ya?Ÿananların AKP?’lilerin beceriksizliklerinden veya deneyimsizliklerinden kaynaklandı?Ÿını ileri sürmü?Ÿtüm. Bugünkü yazımda olaya farklı bir açıdan de?Ÿinece?Ÿim. Biraz gerilere gidece?Ÿim ve bazı tanıklıklarımı hatırlataca?Ÿım.

Geçen hafta AKP?’yi ta?Ÿlayan gurupların tümü (yani Medya, Sivil Toplum ?–rgütleri ve Muhalefet partileri)- e?Ÿer AKPM?’yi harekete geçirmek bir suç ise- bu suçu geçmi?Ÿte i?Ÿlemi?Ÿ veya bu suçlar i?Ÿlenirken seyirci, hatta te?Ÿvik edici olmu?Ÿlardır.

12 Mart 1970 muhtırasında hükümetin istifaya zorlanmasından sonra olsun, 12 Eylül darbesinden sonra partilerin kapatılıp liderlerinin sürgüne gönderilmesinden sonra olsun, her defasında, Avrupa Konseyi Parlamentosunda üye olan ve? ma?Ÿdur duruma dü?Ÿen partilerin milletvekilleri, Parlamentoyu tahrik etmi?Ÿler ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine kar?Ÿı direnmeye, protesto etmeye ça?Ÿırmı?Ÿlardır.

Bütün bu dönemlerde ben de oradaydım. Bunları bizzat gözledim. Medya olarak, Türk parlamenterlerin kulis faaliyetlerinin içinde ya?Ÿadık, ancak yazmadık. Bunları vatana ihanet gibi görmedik.?

Avrupa Konseyi Parlamentosu aslında bunun için vardır.

Görevi , Parlamenter Demokrasiyi korumak ve kollamaktır.

Her?Ÿeyin ba?Ÿında da, ma?Ÿdur duruma dü?Ÿen parlamenter arkada?Ÿlarına arka çıkar. Onlarla dayanı?Ÿmasını gösterir. Teröre bula?Ÿmadı?Ÿı sürece, hangi parti olursa olsun, hangi gerekçeyle kapatılırsa kapatılsın, kar?Ÿı çıkar. Anlayı?Ÿı budur ve de?Ÿi?Ÿtirmekte imkansızdır.

Geçmi?Ÿte Avrupa Konseyi Parlamentosunu kullandık, bugün de kullanıyoruz.

Gayet tabii iki süreç arasında önemli bir fark var: 12 Mart ve 12 Eylül?’de askeri bir darbe söz konusuydu. Bu defa, Anayasa Mahkemesi?’nin verece?Ÿi bir karardan söz ediyoruz.

Ancak dikkat edilecek olursa, Avrupa Konseyi Parlamentosunun, 21 gibi cılız bir oyla yetinen açıklaması, Anayasa Mahkemesi?’nin herhangi bir kararına kar?Ÿı çıkmıyor. Sadece bir hatırlatma yapılıyor:?

?“...Avrupa İnsan Hakları Sözle?Ÿmesinin ilkelerine göre hareket edin. Demokrasi içinde kalın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bundan önceki kararlarına uygun ?Ÿekilde karar verin...Laik Demokratik rejimi koruyun .?” diyor.

Biz bu olayı tam tersine okuduk.

Eskiden, farklı ko?Ÿullarda olsa dahi , bizim bizzat kullandı?Ÿımız Parlamentoyu AKP?’liler de kullanmaya kalkınca kıyameti kopardık. Oysa ?Ÿunu çok iyi bilelim ki, Uluslararası ili?Ÿkilerde oyun böyle oynanıyor.

Göreceksiniz, dün sadece 21 oyla cılız bir açıklama yapan Parlamento, yarın AKP kapanır ve bunun? gerekçesi de Avrupa İnsan Hakları Sözle?Ÿmesine aykırı olursa, bu defa 221 imzayla zehir zemberek bir bildiriyle kar?Ÿımıza dikilecek ve Türkiye?’nin Konsey?’den çıkarılması sürecini dahi ba?Ÿlatabilecektir.?

Be?Ÿenelim veya be?Ÿenmeyelim, Avrupa?’daki Demokrasi? oyunun kurallarından biri de budur. Partiler - teröre bula?Ÿmadıkları, fa?Ÿizmi getirmedikleri, laik demokrasiyi yıkmadıkları sürece- korunur.

Rahmetli Metin Toker bu mekanizmaya ?“emme basma tulumba?” adını takmı?Ÿtı.

İçerde bir takım yazılar yazılır. Demeçler verilir. Bu yazılar veya demeçler üzerine, Strasburg?’daki Türk parlamenterler veya medya veya Sivil Toplum ?–rgütleri Parlamentoyu kı?Ÿkırtırlar ve Türkiye?’deki bu geli?Ÿmeyi ele?Ÿtiren bir bildiri çıkmasını sa?Ÿlarlar. Sonra da, aynı medya büyük büyük ?“Avrupa parti kapatmasına kar?Ÿı- Avrupa Türkiye?’deki geli?Ÿmeyi kınadı?” man?Ÿetleri atarlardı.

Bugünkü durum da farklı de?Ÿil.

Bence tek farkı, AKP?’lilerin yarı yolda korkup kaçmaları veya i?Ÿi beceriksizce ba?Ÿka ta?Ÿeronlara (Azeri heyetine) bırakmaları oldu. O kadar...

?Sonuç olarak, ?Ÿu kadarını bilmemizde yarar var: Eskiden bu oyunu bizler oynamı?Ÿtık, ?Ÿimdi AKP?’liler oynuyor.