NE ÇEKİYORSAK,
ÇENEMİZDEN ÇEKİYORUZ
Yargıtay Başsavcısının iddianamesinin basına yansıdığı kadarına bakmak dahi yetiyor. Ak Parti’ nin aleyhine sıralanan suçlamaların büyük bir bölümü, parti lideri ve en yakın çalışma arkadaşlarının sağda solda yaptıkları konuşmalardan kaynaklanıyor.
En büyük merakımızdır.
Bol bol konuşuruz.
Laflarımızın nereye varacağını hesap etmeyiz. Ancak kendimizi sözlerin şehvetine kaptırdığımız andan itibaren frenlerimizi tutmaz. Sadece liderlerimize özgü bir durum değildir bu. Normal, sizin benim gibi vatandaşlar için de geçerlidir. Ancak iş parti liderlerine gelince, durum tabii ki daha da değişir.
Yeni de değil. Demokrat Parti döneminden alın ve bugüne kapamaların gerekçelerini inceleyin, hemen göreceksiniz. En önemli deliller liderlerin konuşmalarıdır.
Bu konudaki rekor Erbakan’a aittir.
Hoca’nın konuşmaları ünlüydü. Bu yetmezmiş gibi, bir de konuşmalarıyla fırtına estiren milletvekilleri vardı. Haç sırasında olsun, öncesi ve sonrasında olsun, çenelerini açtıkları zaman savcıların dosyaları kabarmaya başlardı.
Erdoğan da farklı değil. Her ne kadar, Refah veya Fazilet kadrolarından daha dikkatli ve genelde daha doğru şeyler söylemesine rağmen, o da fazla konuşuyor ve konuştukça gaf yapma oranı artıyor.
İddianamede değinilen konuşmalarına şöyle bir göz atıldığında, sözlerinin ne kadar gereksiz olduğunu görüyorsunuz. Zira söylediklerini somut adımlarla, yasalarla devam ettirmemiş. Laf etmekle yetinmiş. Buna rağmen, bu kadarı dahi yeterli görülmüş.
Söylediğimizi kulağımız duymadıkça, alkışın heyecanına kapılıp veryansın konuşmayı devam ettirdikçe ve her sözü farklı yorumlayan bir hukuk anlayışımız oldukça, bizim politikacıların başları kolay kolay dertten kurtulmaz.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|