2009: ?İLİ?KİLERDE
D?N?M NOKTASI
?
Türkiye-AB ili?kilerinin bir aynası olan? İlerleme Raporu hepimize Türkiye-AB ili?kilerinin? kırılma noktasını gösterdi: 2009 dönüm noktası olcak. Eminim dikkatinizi çekmi?tir. Sanki söz birli?i etmi? gibi, hem Türk yetkililer hem de AB yetkilileri, katılım müzakerelerinin yava?laması için ellerinden geleni yapıyorlarmı? gibi bir durumla kar?ı kar?ıyayız.
???????????
Ba?bakan ne zaman AB yetkilileriyle kar?ıla?sa, Dı?i?leri Bakanımız da ne zaman AB Bakanlarıyla bir araya gelse, hep aynı ?ikayet duyuluyor.
?
??Avrupa Birli?i Türkiye?ye farklı davranıyor. Ba?ka hiçbir adaya göstermedi?i oranda yava? bir tutum sergileniyor??
?
Ankara son derece rahatsız.
?
Komisyonun ,açılacak paragraflarla ilgili tarama çalı?malarını dahi yava?tan aldı?ına dikkat çekiliyor. Açılan müzakere ba?lıklarının yetersizli?i ve sürekli ?ekilde ortaya atılan, siyasi nitelikli engeller, Türkiye?yi açıkça so?utuyor.
?
Türkiye, AB?nin bu tutumunu gerekçe gösteriyor ve müzakerelerdeki yava?lamanın Brüksel?den kaynaklandı?ını söylüyor.
?
AB cephesine bakacak olursak, onlar da Türkiye?yi i?i yava?tan almakla suçluyorlar.
?
??AKP iktidarı reformları tam anlamıyla serdi. Geçen yılı seçimlerden dolayı kaybetmi?tik. 2008?i de Cumhurba?kanlı?ı seçimi ve AKP? nin Anayasa Mahkemesindeki davasıyla kaybettik?Gerçekle?tirilmesi gereken büyük reformlar var. Ancak iktidarda? böyle bir istek görülmüyor?? cümlesi sık sık duyuluyor.
?
Hatta daha da önemlisi, bazı ba?kentlerde Türkiye?nin AB hedefi? ilk defa sorgulanıyor. Genel izlenim, AKP?nin tam üyelik konusuna 2004 yılındaki gibi asılmadı?ı ve sürekli bir ? Aday adayı ülke? konumunda kalmayı içine sindirmeye ba?ladı?ı ?eklinde.
?
Anlayaca?ınız, ortada açıkça bir yava?lama var, ancak bunun hangi taraftan kaynaklandı?ı konusunda herkes topu di?erine atıyor.
?
Adeta bu alanda bir yarı? yapılıyor.
?
Türkiye-AB ili?kilerinin en önemli süreci, 2009 ba?ından yıl sonuna kadarki dönemde ya?anacak. A?a?ıda bulaca?ınız liste, size bu ili?kilerin nasıl etkilenece?ini gösterecektir.
- AB KOMİSYONU DE?İ?ECEK.
?
Avrupa Komisyonu, Türkiye gibi aday ülkelerin en büyük koruyucusu ve kollayıcısıdır. Dı?ardan bakanlar, Komisyon ile Konsey arasında bir fark görmeyebilirler. Oysa Komisyon, müzakereleri Konsey adına yürütür ve aday ülkenin tam üye olması için u?ra?ır. ?rne?in Türkiye?nin tam üyeli?i Komisyonun da ba?arısı demektir. İ?te bu ba?lamda, Komisyon üyeleri çok önemlidir.Türkiye?ye sıcak bakan, Türkiye?nin tam üyeli?ini içine sindirmi? Komiserlerin yakla?ımları, aday ülkeler için büyük avantajdır. Bugünkü Komisyon, ba?ta ?Geni?lemeden sorumlu Komiser Rehn, Komisyon Ba?kanı Barosso, eski Geni?leme sorumlusu Verheugen gibi, Türkiye?yi yakından tanıyan ve destekleyen isimlerden olu?uyor. Komisyon, 2009?un ilk yarısında de?i?ti?inde, kar?ımıza kimlerin çıkaca?ını bilemeyiz.Türkiye?ye ters bakan Komiserlerle i?imiz çok daha güçle?ecektir.
?
- PARLAMENTO SE?İMLERİ YAPILACAK.
Türkiye- Avrupa ili?kilerini Avrupa Parlamentosu seçimleri de gerecek. Oy kazanmanın en kestirme yolunun Türkiye?ye saldırmak ,Türkiye?nin Avrupalı olmadı?ını iddia etmek oldu?unu dü?ünürsek, Avrupalı Milletvekillerinin ellerinden geleni artlarına komayacakları sonucuna varabiliriz.
?
- KIBRIS İ?İN KARAR TARİHİ GELİYOR.
Nihayet, en sonuncu ve en önemlisi, Kıbrıs Rum gemilerine Türk limanlarının açılması konusu.Hatırlayacaksınız, Türkiye?nin Rum ticaret gemilerine ve uçaklarına hava alanlarını ve limanlarını açması için 2009 aralı?ındaki AB doru?una kadar süre verilmi?ti. 2009 aralı?ına kadar, KKTC ve Rum Cumhuriyetinin bir anla?maya varamadıkları veya Türkiye, Gümrük Birli?i çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirmedi?i taktirde, AB Konseyi müzakereleri tümüyle askıya alabilecek.
?
TIKANIKLI?I A?MANIN
YOLLARI ARANIYOR...
?
Ortadaki gerçek, ili?kilerdeki tıkanıklı?ı a?mak için ne AB temel tutumunu de?i?tirmeyi dü?ünüyor, ne de AKP hükümetinden reformları hızlandırma konusunda ola?anüstü bir çaba bekleniyor.
?
Böyle durumlarda hemen ek senaryolar üretilir. Deneme balonu? gibi, ortaya atılır ve tepkilere bakılır.
?
İ?te bu yönde ?Kademeli ?yelik? formülü, AB koridorlarına bırakılmı? durumda. İlk deneme balonunu da? Milliyet yazarı Kadri Gürsel kö?esinde ortaya attı ve ?öyle özetledi:
?
?Türkiye?yi AB?ye toptan sokmak çok fazla zaman alacaksa ve AB?nin koca ülkeyi bir anda sindirmesi zor olacaksa, Türkiye?yi AB?ye a?amalar halinde sokalım ve bunu yapmaya en mümkün ve en i?levsel olan alanlardan ba?layalım?...
?
Gürsel, EDAM?ın (Ekonomi ve Dı? Politika Ara?tırmalar Merkezi) son Bodrum toplantısına katılan Avrupalı dü?ünce kurulu?larından? kaynaklandı?ı anla?ılan bu yakla?ımı ?öyle anlatıyordu:
?
?Türkiye ve AB arasındaki, her iki tarafın da istekli gözüktü?ü somut i?birli?i alanlarından birinin enerji, di?erinin de savunma ve güvenlik boyutu oldu?unu göz önüne alalım... Formül, örne?in savunma ve güvenlik boyutunda ?öyle i?leyecek: Türkiye önce sadece güvenlik ve savunma boyutunda AB?ye girecek ve bu politikaların belirlenmesi ve uygulanması ile sınırlı kalmak ko?uluyla bir tam üyenin bütün yetkilerine sahip olacak...
Kademeli üyeli?in imtiyazlı ortaklıkla karı?tırılmaması gerekti?i toplantıda özellikle vurgulandı. İmtiyazlı ortaklık, tam üyeli?in yerine geçiyor; kademeli üyelik ise tam üyelik yolunda bir ara a?ama sadece...
Kademeli üyelik AB sürecini canlı tutmak için ortaya atılmı? bir fikir ve çok tartı?ılmaya muhtaç... AB?nin hukuki yapısı kademeli üyeli?e geçit vermiyor. Ama unutmamak lazım ki, bütün dönü?ümler önce fikir düzeyinde ba?lar.?
?
Kadri Gürsel çok haklı. ?zellikle Avrupa?da bu tip senaryolar önce fikir düzeyinde ba?lar, e?er herkes benimser ise, o zaman hukuki bir kılıf bulunur.
?
Do?rusunu söylemek gerekirse, bu çok tehlikeli bir formül... ?stelik, Ankara hareketsiz kaldıkça, bu tip formüllerden de kurtulamayacaktır.
?
??????????????????????????????????????????????
?
?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|