AVRUPADA, AKP?NİN GER?EK
NİYETLERİ SORGULANIYOR
?
Ongün önce İstanbul?da British Councıl?ın geleneksel Türkiye-AB konferansı vardı. TESEV ve Centre For European Reform?un da katkıda bulundukları bu organizasyon be? yıldır aynı tarihlerde yapılır ve bu ili?kilerin nabzı tutulur. Her defasında da, Türk ve yabancı üst düzey uzmanlar ile Komisyon?un sorumluları katılır.
???????????????????????
Bu defa da, Olli Rehn ba?ta olmak üzere, İsveç Dı?i?leri Bakanı Karl Mirt, Hollanda Dı?i?leri Bakanı Maxime Verhagen, AB Komisyonu?nun ticaretten sorumlu Komiseri Barones Pauline Neville-Jones, Kıbrıs konusunun en etkili ismi Lord Hannay dahil olmak üzere, Türkiye ve AB? den 50 kadar uzman davetliydi.
Türkiye?den, Dı?i?leri Bakanı Ali Babacan, AB-Türkiye ili?kilerini yürüten Genel Sekreterli?in ba?ındaki Büyükelçi O?uz Demiral ve en sonunda da son dönemlerde Türk dı? politikasının en etkili ismi Ahmet Davudo?lu konu?malar yaptılar, soruları yanıtladılar.
?
Konu?malara hem fiilen katıldım, hem de ba?ından sonuna kadar izledim.
???????????????????????
Ayrıntılarına girmeden, size genel havayı yansıtmak istiyorum. Açıkçası ?u ki, Türkiye-AB ili?kileri söylenmeyen bir krizli veya donuk bir sürece girmi? görünüyor.
?
?????????????????????????????? T?RKİYE, S?REKLİ ADAYLIK
?????????????????????????? STAT?S?NDE KALMAYI MI İSTİYOR?
?
Avrupa Birli?i gözlemcileri, AKP iktidarının AB dosyası ile ilgili gerçek niyetlerinden ku?kulular. ?zellikle Anayasa Mahkemesinin kapatma davasıyla ilgili kararından sonra, Ba?bakan?ın tüm gücüyle AB reformlarına yönelmesi bekleniyordu. Sadece AB ba?kentleri de?il, AKP?nin içindeki AB yanlıları da aynı beklenti içindeydiler. Ancak bu gerçekle?medi. Aksine, AB unutuldu. Ulusal Program hazırlandı, basılıp da?ıtıldı, ancak Ba?bakan?nın heyecanı yok oldu. Bürokrasiden çıt çıkmıyor. Tek bir reform dahi gerçekle?medi. Zira tepede niyet yok. AB?li uzmanlar i?te bu durumu sorguluyorlar. Konferans sırasında hep aynı noktalara de?inildi. AKP?nin, AB dosyasıyla ilgili nihai hedefleri sorgulandı. AB Komisyonu?nun en Türkiye yanlısı ismi Olli Rehn dahi dikkat çekti. Böyle giderse, Türkiye?nin bu i?ten vazgeçmeye ba?ladı?ı sonucuna varılaca?ını ima etti. Hem AB Konseyi, hem de AB parlamentosundaki Türkiye dostlarının da, ellerinin kollarının ba?landı?ını ve Ankara?yı destekleyemediklerini ısrarla tekrarladı
???????????????????????
?stünde durulan di?er bir unsur, Türkiye?nin ?u sıralarda, Orta Do?u ve Kafkaslardaki giri?imleri, İran ve Lübnan?daki tutumu nedeniyle, AB Ba?kentlerinde prestijinin çok arttı?ı, buna ra?men Ankara?nın ilgisizli?i nedeniyle bu fırsatın nakte dönü?türülemedi?i idi.
?
??????????????????????? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? HEYECANSIZLI?IMIZIN NEDENİ
?????????????????????????????????????????? SİZİN ?IKARDI?INIZ ENGELLERDİR
?
?
Türkiye ise, AB konusundaki heyecanının hiçbir ?ekilde azalmadı?ını söylüyor. ?zellikle Ali Babacan, AKP iktidarının, teknik açıdan elinden gelen tüm çabayı harcadı?ını savundu. ?rnekler verdi. Eski heyecanın görülmedi?ini ileri sürenleri uzun uzun yanıtladı ve yalanladı. Konu?an tüm Türk resmi yetkililer, aynı çizgiyi sürdürdüler. Ankara?nın tüm zorluklara ra?men elinden geleni yaptı?ını, buna kar?ılık, e?er heyecan azaldıysa veya kamu oyundaki destek dü?tüyse, bunun gerçek sorumlusunun AB oldu?unu belirttiler. Sarkozy?nin yaptıklarından, Merkel?in demeçlerinden örnekler verildi. AB Komisyonu?nun dahi tarama i?ini geciktirdi?i, henüz açılacak paragrafların üçte birinin tarama sonuçlarının dahi Ankara?ya yollanmadı?ı ve bunun ?imdiye kadarki geni?leme çalı?malarında bir ilk oldu?unun altı çizildi.
???????????
Konferansın Türk katılımcıları ise, ikiye bölündüler. Bir bölümü iktidarı suçladı. Gül?ün Cumhurba?kanı olmasından sonra, AB konusundaki duyarlı?ın kayboldu?unu belirttiler. Bir di?er bölümü de, gündemin çok de?i?mesi ve gelecek yerel seçimler nedeniyle Ba?bakan?ın yeterince zaman ayıramamasına ba?ladılar. Türkiye?nin tam üyelik hedefinin de?i?medi?ini tekrarladılar. Do?rusu pekte inandırıcı olamadılar.
?
???????????????????????? SONU?: SİZDE SORUMLUSUNUZ,
???????????????????????????????????????????????????????????? BİZİM DE SU?UMUZ VAR...
???????????????????????
Anlayaca?ınız, tam bir kısır döngü ya?anıyor.
???????????????????????
Yumurta mı tavuktan, yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar, örne?inde oldu?u gibi, oturdu?umuz yerde dönüp duruyoruz.
???????????????????????
Bence en dengeli konu?mayı, Davudo?lu yaptı.
???????????????????????
Hem nalına hem mıhına, Avrupa?nın sorumlulu?una da dikkat çekti, bizim de gündemin sürekli de?i?mesi nedeniyle eksikliklerimize i?aret etti.
???????????????????????
Peki ?imdi ne olacak ?
???????????????????????
Bence, özellikle yerel seçimlere kadar hiçbir ?ey olmayacak.
???????????????????????
Yerel seçimlerden sonra, e?er Ba?bakan?ın e?ref saatine gelirse bir hareketlenme ya?anabilir. Aksi halde, bugünkü gibi, kısır döngü içinde devam edece?iz.
???????????????????????
Beni asıl rahatsız eden, ne yazık ki bu durum, hem AB kanadının, hem de Türkiye?nin i?ine geliyor. Bu arada da, ili?kilerdeki tukanıklı?ın nasıl a?ılabilece?i tartı?ılıyor.
???????????????????????
TIKANIKLI?I A?MANIN
YOLLARI ARANIYOR...
?
Ortadaki gerçek, ili?kilerdeki tıkanıklı?ı a?mak için ne AB temel tutumunu de?i?tirmeyi dü?ünüyor, ne de AKP hükümetinden reformları hızlandırma konusunda ola?anüstü bir çaba bekleniyor.
?
Böyle durumlarda hemen ek senaryolar üretilir. Deneme balonu? gibi, ortaya atılır ve tepkilere bakılır.
?
İ?te bu yönde ?Kademeli ?yelik? formülü, AB koridorlarına bırakılmı? durumda. İlk deneme balonunu da? Milliyet yazarı Kadri Gürsel kö?esinde ortaya attı ve ?öyle özetledi:
?
?Türkiye?yi AB?ye toptan sokmak çok fazla zaman alacaksa ve AB?nin koca ülkeyi bir anda sindirmesi zor olacaksa, Türkiye?yi AB?ye a?amalar halinde sokalım ve bunu yapmaya en mümkün ve en i?levsel olan alanlardan ba?layalım?...
?
Gürsel, EDAM?ın (Ekonomi ve Dı? Politika Ara?tırmalar Merkezi) son Bodrum toplantısına katılan Avrupalı dü?ünce kurulu?larından? kaynaklandı?ı anla?ılan bu yakla?ımı ?öyle anlatıyordu:
?
?Türkiye ve AB arasındaki, her iki tarafın da istekli gözüktü?ü somut i?birli?i alanlarından birinin enerji, di?erinin de savunma ve güvenlik boyutu oldu?unu göz önüne alalım... Formül, örne?in savunma ve güvenlik boyutunda ?öyle i?leyecek: Türkiye önce sadece güvenlik ve savunma boyutunda AB?ye girecek ve bu politikaların belirlenmesi ve uygulanması ile sınırlı kalmak ko?uluyla bir tam üyenin bütün yetkilerine sahip olacak...
Kademeli üyeli?in imtiyazlı ortaklıkla karı?tırılmaması gerekti?i toplantıda özellikle vurgulandı. İmtiyazlı ortaklık, tam üyeli?in yerine geçiyor; kademeli üyelik ise tam üyelik yolunda bir ara a?ama sadece...
Kademeli üyelik AB sürecini canlı tutmak için ortaya atılmı? bir fikir ve çok tartı?ılmaya muhtaç... AB?nin hukuki yapısı kademeli üyeli?e geçit vermiyor. Ama unutmamak lazım ki, bütün dönü?ümler önce fikir düzeyinde ba?lar.?
?
Kadri Gürsel çok haklı. ?zellikle Avrupa?da bu tip senaryolar önce fikir düzeyinde ba?lar, e?er herkes benimser ise, o zaman hukuki bir kılıf bulunur.
?
Do?rusunu söylemek gerekirse, bu çok tehlikeli bir formül... ?stelik, Ankara hareketsiz kaldıkça, bu tip formüllerden de kurtulamayacaktır.
?
??????????????????????????????????????????????
?
?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|