Mehmet Ali Birand
 
AKP DE HOYRATÇA DAVRANDI...
 
 

AKP DE HOYRATÇA

DAVRANDI...


Hiçbir olay tek yanlı görülmemelidir. Her gelişmenin mutlaka birden fazla nedenleri vardır. Birden fazla sorumlusu vardır. Hiçbir şey siyah-beyaz değildir.


Bugün içine düştüğümüz karmaşayı da tek boyutlu gerekçelerle açıklayamayız.


Dünkü yazımda, laik kesimin hatalarına dikkat çekmiştim. Kendi kafasındaki Türkiye’yi ancak Parti kapatarak veya Askeri Darbeler yaptırarak gerçekleştirmenin artık imkansızlaştığına dikkat çekmiştim.


Gerçekten de buna inanıyorum.


Bugünün dünyası ve Türkiye’si, bundan –fazla değil- 10 yıl öncesiyle dahi karşılaştırılamaz. Artık eski kurallar ve koşullarla yolumuza devam edemeyiz. Bir uzlaşıya varmak ve ortak bir düzen kurmak zorundayız.


Bu da, iki tarafın birbirinin haklarına saygı duymasıyla gerçekleşebilir.


Laik kesim, sürekli yasaları farklı yorumlatmaktan vazgeçmeliyse, AK Parti (AKP) ve onun görüşünü paylaşanlar da, kendilerine çeki düzen vermek zorundalar.


AKP bu ülkede çok doğru işler de yapmış bir partidir. Bundan dolayı da bu köşe’de zaman zaman desteklenmiş ve övülmüştür.


Ancak aynı AKP, laik kesimin korku ve kuşkularını görmezden gelerek, kendi ideolojisini uygulatma da acul davranarak çok  hoyratça hareket etmiştir.


İstediğiniz kadar haklı veya haksız bulun.


İstediğiniz kadar abartılı bulun.


Bu ülkenin önemli bir bölümü korkuyor.


AKP’nin bu toplumu hızla İslamileştirdiğine, ilerde giderek daha da koyulaşacak bir dindarlığa gömeceğine inanıyor.


Durum böyle olunca da, bir iktidarın bu kuşku ve kaygılara dikkat etmesi,  bunları gidermenin yollarını araması gerekir. Hele yüzde 47’lik bir oy ile iktidar oldunuz ise, daha korkutucu olursunuz. Bundan dolayı da, daha hoş görülü ve dikkatli davranmak zorundasınız.


AKP ise bunu yapmadı, yapamadı veya yapmak istemedi.


Ülkenin bir bölümünün korkularını gidermek yerine, üstüne üstüne gitti. Gereksiz bir yukardan bakma, sert konuşma modeli geliştirdi. 


Tam bir kısır döngüye girildi.


Laik kesim bel altı vurup AKP’yi engellemeye çalıştıkça, AKP, meclis çoğunluğunu kullanıp istediklerini dayatıyor. 


Ne doğru dürüst bir iletişim, ne doğru dürüst bir duyarlık...


AKP’de bizi anlamak, bizlerin kuşku ve kaygılarını anlamak zorundadır.


İşte bugüne gelindiyse, böylesine hatalar veya nobranlıklardan gelindi. Bu durumdan da hepimiz sorumluyuz.


AKP’de sorumlu, bizler de sorumluyuz.




BU 11 YARGIÇIN VERECEĞİ KARAR

HERŞEYİ DEĞİŞTİRECEK...


Cumhuriyet tarihimizde herhalde hiçbir zaman bugünkü Anayasa Mahkemesi Yargıçlarının sırtlarına vurduğumuz kadar bir sorumluluk kimseye yüklenmemiştir.                        

Şu duruma bakın...

Mahkemenin önünde hem DTP, hem de AKP’ nin kapanma davaları var.

DTP davasının temelinde Kürt sorunu yatıyor.

Bu partinin kapatılması, PKK’ya yeni bir propaganda olanağı yaratacak ve bölge halkının yeniden onları kucaklamasına yol açacak ve bir yerde Türkiye’nin işini daha da güçleştirecektir.

Şimdiden duyar gibiyim: Ne demek yani, bu ülkede yasalar var . Biz bir hukuk devletiyiz. Yasaya karşı çıkan cezalandırılır, diyebilirsiniz. Ancak unutmayalım ki, hukuku yorumlayanlar da yargıçlardır ve bu ülkede aynı olay hakkında iki ayrı karar verilebilmektedir. 

Bunu bir kenara bırakalım.

Diğer dava da AKP’nin kapatılması.

Bunun ne anlama geleceğini, herhalde anlatmama gerek yok.

Bu iki davanın sonuçları, gerçekten Türkiye’nin kaderini etkileyecek kadar önemlidir. Bir yandan Kürt vatandaşlarımız , öte yandan muhafazakar kesimler kendilerinin bugün düzende kabul görüp görmeyeceklerini, çıkan sonuçlara göre değerlendirecekler. Bu kararlara göre tepkilerini gösterecekler.

Türkiye ya demokrasi yolunda son derece önemli adımlar atacak ve eski anlayışlar yok olacak veya tam bir kaosa düşecek.

İşte Anayasa Mahkemesi yargıçlarının sırtlarındaki ağırlık bu.

Neresinden, nasıl  bakacaksınız ?

Vereceğiniz kararın nerelere gideceğini nasıl ölçeceksiniz ?

Olayın siyasi yankılarını da düşünüp mü, yoksa salt bir Anayasacı olarak mı kararınızı vereceksiniz ?

Şimdiden çentik tutuluyor.

Kimileri kafa sayısına bakıp, kararların nasıl çıkacağı hakkında tahmin ileri sürüyor.

Bence herkes yanılıyor.

Bu insanlar, kimin tarafından atanmış olurlarsa olsunlar, laikçi veya anti laik düşüncede olsunlar, onlar için ellerindeki Anayasa kitabı, Demokrasinin devamı ve Türkiye’nin geleceği önemli olacaktır.

Oysa bu noktalara gelmemiz gerekirdi.

DTP’yi de, AKP’yi de eğer cezalandırmak gerekiyorsa, bunu sandıkta oylarımızla yapmalıydık.

Bakalım belki her şey rayına girebilir.

Anayasa Mahkemesi bize demokrasi dersi verir...




Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…