AB’NİN AYAK SÜRÜMESİ
TÜRKİYE’Yİ ÇOK ETKİLEDİ
Şimdi bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım. Türkiye’nin heyecanı azaldı, yavaştan alma eğilimi artmasına arttı, ancak AB’nin de bu gelinen noktaya katkısı hiçte az değil.
Başta Sarkozy olmak üsere, müzakerelerin başladığı günden itibaren, Türkiye’nin üzerine sürekli soğuk su döktüler. Yapılan açıklamalar, Türkiye’nin Avrupalı olup olmadığının tartışılması, Kıbrıs konusundaki tutum ve müzakere başlıklarının hazırlanmasında görülen patinaj, Ankara’yı tahminlerden de çok etkiledi.
Siyasi atmosfer zaten bozuktu, AB’nin tutumu, iktidara cesaret vereceğine, tam aksine ümitsizliğe itti.
Kamuoyunda zaten sayıları az olan AB taraftarları da bu olumsuz kampanyadan paylarını aldılar. Yoruldular, bıktılar ve büyük bir bölümü mücadele etmekten vazgeçme noktasına geldi.
Şimdiye kadar hiçbir aday ülkenin müzakere sürecinde, böylesine bir yavaştan alma eğilimi görülmemiştir.
Bir örnek vereyim.
Bu müzakerelerin içindeki üst düzey bir Türk yetkilinin verdiği bilgiye göre, masaya konacak 33 bölümden sadece 10’unun taraması tamamlanabilmiş durumda.
AB’nin bu yaklaşımı, Türk kamuoyunu küstürdüğü gibi, siyasi iradeyi de törpüledi. Belki siyasi irade fırsat kollamış olabilir. Ancak, gelinilen nokta ortada.
Türkiye’nin bundan sonra atması gereken adımlar, ülkenin temelden değişimini getirecek önemde. Hem büyük heyecanlanmalar gerektirecek, hem de kamuoyu eleştirilerini arttıracaktır.
İşte gelinilen nokta...
Brüksel ve Ankara, el ele bu işbirliğini yavaşlatıyorlar.
Anlayacağınız, sorumluluk sadece iktidarda değil. AB’nin de çok payı var.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|