Mehmet Ali Birand
 
BAŞBAKAN'IN HAKLI OLDUĞU BİR NOKTA VAR, ANCAK..
 
 

BAŞBAKAN'IN HAKLI OLDUĞU

BİR NOKTA VAR, ANCAK..

 

Artık açık şekilde anlaşıldı. Bizler, Başbakan'ın hedefi durumuna geldik. 6 yıl süreyle, içine sindiremese dahi bize tahammül etmiş, ancak "artık yetti" noktasına girildiğine karar vermiş.

 

Bence bazılarının dediği gibi, aniden sinirlendiği  ve sigortası attığı için değil. Bu konuşmalar iyi hesaplanmış bir stratejinin uygulamaya konmasıdır. Karşımızda, haksızlıklara uğramış, kendini tutamayan bir Başbakan değil, son iki yılda atılan bazı manşetlerin, yapılan haber ve yorumların hesabını soran, faturasını önümüze koyan ve yerel seçimler başta olmak üzere, temel bir siyaset stratejisi uygulayan bir Başbakan var. 

 


 

Başbakan'ın son iki haftadır yaptığı konuşmalardaki sözlerin, vücut dilinin ve vurgulamaların bende bıraktığı izlenimler bunlar...

 

Kendine adeta bir düşman yaratma  çabası var. Sanki AKP haksız yere dışlanıyor sesini duyuramıyor ve Başbakan da bu cepheye işaret edip "İşte bizi yok etmek isteyenler bunlar" diyor. Geçmişte de böylesi bir seçim stratejisinin başarısını test etme olanağı buldu. Bu ‘düşmanlar’ -27 Nisan muhtırası dolayısıyla- asker, Cumhurbaşkanlığı seçiminde tavır alan yargı ve hükümetin tasarruflarına meydan okuyan YÖK’tü. Şimdi sıra medyayı yeniden dizayn etme çabasının son merhalesine gelmiş görünüyor.

 

Medya, Başbakanlar ve iktidarların hiç sevmedikleri bir kurumdur. Çıkarları sürekli şekilde çakışır. Onlar hep alkışlanmak isterken medya hep eleştirir. Dünyanın her yerinden de durum aynıdır. Ancak, herhalde dünyanın çok az yerinde, bir Başbakan bir medya patronuyla böylesine bir siyasi kavgaya girer.

 

***

 

Erdoğan'ın konuşmalarını izlerken farkına vardım: Aydın Doğan'a yüklenirken büyük keyif alıyor. Partililerin davul zurnalı destek tezahüratları arasında, hiç değinmiyor ancak, aslında 2007-2008 dönemindeki bazı haberlerin, TV programlarının ve yorumların intikamını alıyor.

 

Bu konuşma AKP'lilerin hoşuna gidiyor, zira Başbakan çaktırmadan bel altı vuruyor.

 

"Benim aleyhimdeler çünkü onların menfaat hortumlarını kestim..." diyor.

 

Kendi kamuoyunun gözünde, Genel Yayın Yönetmenleri’ni ve yazarlarını bir masanın etrafına toplayan ve görev dağıtımı yapan, "Sen şu manşeti at, sen de şu yorumu seslendir. AKP'yi ve şu bakanlarını hırpalayın..." diyen bir Aydın Doğan imajı yaratmak istiyor.

 

Bence amaç, Doğan medyasının prestijini sarsmak, kamu oyundaki güvenilirliğini törpülemek ve mümkün olduğunca gazetelerin tirajlarını, TV'lerin de reytingini olumsuz yönde etkilemek. Sonunda da grubun eleştiri dozunu ve temposunu ne kadar olursa olsun düşürmek.

 

Başbakan'ın amacı gerçekten bu ise, ben tam aksini düşünüyorum. Bu yaklaşım Doğan Medya Grubu’nu daha kenetlemekte ve AKP'ye daha keskin bir muhalefet cephesi haline getirmektedir.

 


Unutmayalım demokrasilerde, muhalif medya daima kazanır. Yandaş medya ise daima kaybeder veya marjinal kalır. Sayın Başbakan’a hatırlatalım: Tarih tek parti dönemindeki CHP’nin Ulus gazetesini değil, Akşam Gazetesini hatırlar.. Keza DP dönemindeki iktidar  gazetesi  Zafer’i değil, bu defa muhalefetin Ulus’unu hatırlıyoruz. Örnekleri günümüze kadar çoğaltabiliriz.

 

Şimdi kendi kendimize şu soruyu sorabiliriz:

 

BAŞBAKAN’IN HİÇ Mİ

DOĞRU DEDİĞİ BİRŞEY YOK?

 

"Peki Başbakan'ın söyledikleri arasında hiç mi doğru bir unsur yok?"

 

Evet var. Ancak ne yazık ki Başbakan, Doğan Grubu'nu yok etmek veya sindirmek stratejisine kendini öyle kaptırdı ki, bu konuya (medyadaki haber duyarlığı ve cevap hakkı hoyratlığı) yeterince yer vermedi.

 

Başbakan haklı...

 

Haberleri yeterince incelemiyoruz.

 

Karşı görüşlere yeterince yer vermiyoruz.

 

Zaman zaman yorumlu haber yapıyoruz, yorumlu başlık atıyoruz.

 

İnançlar ve ideolojiler, haberlerimizdeki dengeyi, yorumlardaki tarafsızlığı bozuyor.

 

Söz hakkını, gerektiği gibi yerine getirmiyoruz.

 

Yanlışımızı gerektiği gibi düzeltmiyoruz.

 

Başbakan bu hataların faturasını sadece Aydın Doğan medyasına kesti işte haksızlığı da burada ortaya çıkıyor. Zira bu durum bize özgü değil. Ne yazık  ki, tüm gazete ve TV’lere  yönelik bir hastalıktır.

 

"Yandaş" diye adlandırılan medya sanki çok namuslu, çok titiz davranıyormuş da, Doğan Medyası sırf AKP'yi vurmak için ve Aydın Doğan'ın emirleriyle böyle yapıyormuş gibi bir mantık söz konusu olamaz. Aynı hastalıklı ruh halini bu kez farklı bir tezahürle bu medyada da görebiliriz.

 

Üstelik bu hastalıkta, ne Aydın Doğan, ne de bir başka patronun rolü vardır. Onların bu tür gelişmelerden haberleri dahi olmaz. Sonra, ileride şikayetler gelince sorup öğrenirler.

 

Bizler, fiilen elinde kalem olan, manşet atan, TV'de yorum yapan, başlık çıkaranlar sorumluyuz.

 

Sonuç olarak, Sn. Başbakan’a medyanın hancı siyasetçilerin ise yolcu olduğunu hatırlatmak isterim. Yakın tarih böylesi örneklerle dolu. Özal’ın Erol Simavi ile mektuplu kavgasını, Tansu Çiller’in farklı tarihlerde Doğan Grubu ve Dinç Bilgin ile yine Mesut Yılmaz’ın Dinç Bilgin ile yaptıkları kavgalar tarihteki yerini aldı. Bu kavgaların aktörleri olan siyasetçiler hatta medya patronları bile değişti ama o medya kuruluşları hala saygın ve itibarlı yerlerini koruyor. Üstelik hepsi de Sn. Başbakan’ın siyasi geçmişinden çok daha eski bir kurumsal kültüre sahip. 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…