Mehmet Ali Birand
 
HEMEN NAKİT ÖDÜL BEKLEMEYELİM...
 
 

HEMEN NAKİT ÖDÜL

BEKLEMEYELİM...

 

Bilmem sizin de dikkatinizi çekiyor mu, bazı çevrelerde eski bir hastalığımız nüksetti. Genlerimize işlemiş geleneksel bir aceleciliğimiz, sabırsızlığımız vardır. Şu sıralarda bazı yazarlarımız ve sesini duyurabilen bazı çevreler durmadan tekrarlıyorlar:

           

“Kıbrıs Türkleri plana EVET dediklerine göre, şimdi hemen ödüllendirilmeli, Rumlar ise dövülmelidir. “

 

Bu mantık çizgisi öylesine kontrolden çıkmak üzere ki, sonucun hemen elde edilmesi gereğine kadar gidiyor. Yani, Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi veya liderlerinin  Rumları yerden yere vurması, karşılığında da Türk tarafının derhal ödüllendirilmesi bekleniyor.

 

Oysa Uluslararası ilişkiler, ne aceleciliği ne de sabırsızlığı kaldırır.

 

Beklememiz ve oyunu kurallarına göre oynamamız gerekiyor.

 

Bu arada, Lüksemburg’daki AB konseyi toplantısı sonrasında ve özellikle  genişlemeden sorumlu komiser Verheugen’in açıklamaları önemli gelişmelerin hazırlandığının işaretleriyle doluydu.

 

Verheugen, KKTC’nin yanlızlıktan kurtarılması ve Rumların HAYIR oyundan dolayı cezalandırılmaması gerektiğinin yeniden altını çizdi. “Dün dündür, bugün bugündür“ demedi. AB Komisyonu’nun bu konuda yeni bir önlem paketi hazırlayacağını da sözlerine ekledi.

 

Basın toplantısındaki açıklamaları, AB Komisyonu’nun kafasındaki yaklaşımın ana çizgilerini de belirledi.

 

Buna göre, KKTC  bir devlet olarak tanınmayacak. Buna karşılık, adı konmadan ayrı bir birim gibi ayrı ilişki kurulacak. Yani Rumlar, Kıbrıs’ın tümünü temsil edemeyecekler. Komisyon, Türk bölgesine uygulanan, özellikle ticaret ve turizm alanındaki ambargoların kalkmasını sağlayacak. Bugünkü Yeşil Hattın da, Kıbrıs’ı ikiye bölen bir sınır gibi kalacağı anlaşılıyor. Aynı şekilde yardımlar da, KKTC’ye Rum hükümeti üzerinden değil, direkt olarak akacak.

 

Hepimizin hazırlıklı olmamız gereken nokta, bundan böyle belirisizliklerle dolu bir döneme girdiğimizdir. 30 yıldır alışkın olduğumuz veriler ve koşullar artık değişiyor. Bunun yerine, yaratıcılık ve vizyon gerektiren politikalar üretme dönemi başlıyor. Eğer bu politikaları bizler oluşturmazsak, başkaları önümüze koyacak.

 

En büyük tehlike de bu...



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…