Mehmet Ali Birand
 
HAYIR
 
 

HAYIR

 

Güney Kıbrıs’tan gelen haberlere bakılacak olursa, Rumlar Annan planı çerçevesinde bulunacak bir çözümden son derece rahatsızlar. Aslında haksız da değiller. Zira Annan planı, Türk tarafından değil, asıl Rum tarafından daha büyük özveri istiyor. Son yapılan bazı anketlere bakılacak olursa, Rum toplumunun yüzde 60’ının referanduma HAYIR oyu vermeye hazırlandığı yolunda haberler var.

 

Dünkü yazımda, Papadopulos’un ne kadar rahatsız olduğuna dikkat çekmiş, ancak masadan kalkan taraf olmamak için, bir yandan çözümü uzatma taktiklerine başvurduğunu, ancak öte yandan da asıl kampanyasını referanduma sakladığı izlenimini verdiğine değinmiştim.

 

Hem Ankara’da, hem de Brüksel’de, referandumlardan çıkabilecek olası sonuçlar tartışılmaya başlandı. Olasılıklar üzerinde duruluyor ve senaryolara göre nasıl bir tutum takınılacağının hesapları yapılıyor.

 

Türk tarafından -sonuç ne olursa olsun- referandumdan bir red oyu çıkması güç görülüyor. Türk toplumunun, Annan’ın doldurması durumunda dahi, AB üyeliğini destekleyeceği izlenimi son derece yaygın. Denktaş’ın muhalefet etmesine rağmen, rahat bir çoğunlukla çözüme onay verileceği belirtiliyor.

 

Aynı durum Rumlar için geçerli değil.

 

Rumların istediklerini elde edemeyecekleri gibi, ellerindeki refahı  Türk tarafıyla paylaşmak, Kuzey üzerindeki tüm iddia ve beklentilerinden vazgeçmek zorunda kalacaklarından dolayı, referandum sonucu çok riskli görülüyor. Hele Papadopulos hükümetinin HAYIR cephesini desteklemesi durumunda, bu riskin daha da artacağı sanılıyor.

                                  

TÜRKLER EVET, RUMLAR

HAYIR DERLERSE NE OLUR ?

 

Tamamen varsayımlara dayandırılmış olsa dahi, yukardaki tahminlerin doğru çıkması ve referandumda Türk tarafı EVET, Rum tarafı HAYIR derse ne olur ?

 

Avrupa Birliğine üye ülke başkentleri ve AB komisyonu yetkilileriyle konuştuğumda son derece ilginç yanıtlarla karşılaştım. Rumların reddetmeleri durumunda şöyle gelişmelerin yaşanabileceğini söylüyorlar:

 

-          Annan çözümü iptal olur. Ancak Kıbrıs yine de tam üyeliğe alınır. Zira genişleme anlaşması tüm milli parlamentolardan geçtiği için Rumların üyeliği bu saatten sonra ne durdurulabilir ne de dondurulabilir. AB içinde son derece güç bir sürece girilir ve büyük hukuki kavgalar çıkar.

-          Buna karşılık, AB  KKTC’ye uygulanan tüm ambargoları kaldırır ve daha da önemlisi KKTC ile resmen temasa geçip ayrı bir anlaşma yapmak zorunluğu ile karşı karşıya kalır. Bu da KKTC’nin egemenliği ve eşitliğinin AB tarafından kabulü anlamına gelir.

-          Ayrıca, Kıbrıs’a yapılacak yardımların önemli bir bölümünün KKTC’ ye direkt olarak yollanmasının yolu açılır.

-          Kıbrıs, Türkiye’nin tarih almasını engelleyebilecek bir unsur olmaktan çıkar ve Aralık ayında müzakerelerin açılması tarihi verilir.

-          KKTC varlığını bugünkü gibi sürdürür ve Uluslararası alanda meşrulaşır. Türk askerinin çekilmesi, bazı Rum göçmenlerin geri dönmesi veya karşılıklı tazminat mekanizması kurulması gündemden kalkar.

 

Bu manzara, Türk tarafının en çok tercih edeceği bir senaryoyu gündeme getiriyor. Hem çözüm için iyi niyetini göstermiş oluyor, hem bugünkü statüsünü aynen sürdürebiliyor, hem de Uluslararası alanda tanınma olanağını elde edebiliyor. Denktaş için tam ballı börek...

 

Zaten, Rumlar açısından bir anlamda “intihar” sayılabilecek böyle bir duruma düşülmesi tehlikesine karşı, Papadopulos AB Başkentlerine “Referandumdan red oyu çıkmaması için, Türklere baskı yapın taleplerini indirsinler” mesajları yollamaya başladı, ancak pek destek bulamıyor.

 

İşte durum, Rumlar açısından  böylesine kritik.

 

Rumlar intihar ederler mi, yoksa sonunda sağduyu hakim olur mu?

 

İşte en önemli soru bu ve bunun yanıtı henüz yok.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…