SON PAZARLIK
HAFTAYA YAPILACAK
Kıbrıs ile ilgili son pazarlık süreci bugün İsviçre’de başlıyor.
Yapılan açıklamalara göre, önce Türk ve Yunan dışişleri müsteşarları bir araya gelecekler ve senaryoyu hazırlayacaklar. Zira hafta sonuna doğru, Türk ve Yunan dışişleri Bakanlarının Brüksel’deki doruğa gitmeleri gerekecek. İsviçre’de 2 gün çalıştıktan sonra, Brüksel’e geçecekler ve 28 Mart Pazar günü tekrar İsviçre’ye geri dönmüş olacaklar. Aynı gün Türk ve Yunan Başbakanları da İsviçre’ye geçecekler.
29 Mart Pazartesi günü, BM Genel Sekreteri Kofi Annan dahil, üzere tüm taraflar tam kadro halinde İsviçre’de buluşmuş olacaklar
Bundan önceki örneklere bakarsak, asıl pazarlıkların da 29 Mart gününden itibaren başlayacağını, son noktaların konulacağını veya toplantının anlaşmazlıkla biteceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Mekanizmanın nasıl işleyeceğini henüz ayrıntılarıyla bilmiyoruz. Ancak, yine daha önceki örneklerden hareket ederek bir tahminde bulunabiliriz.
Bugünden itibaren, BM Genel Sekreteri temsilcisi Alvaro Desoto, taraflar arasında gidip gelerek, Denktaş ile Papadopulos’un boş bıraktıkları bölümlerin doldurulması için önerilerini yapacak ve tarafları görüşünü alacak. Varsa itirazları topluyacak. Kırmızı çizgiler konusunda son tutumları topluyacak.
Bu şekilde, Genel Sekreter Annan devreye girene kadar hazırlıkları tamamlamaya çalışacak.
29 Mart Pazartesi kıyametler kopacak.
Kıyametin kaç gün süreceği belli değil.
Belki de iş İsviçre’de bitmeyecek ve New York’a taşınacak. Genel Sekreter, “ Tarafların görüşlerini aldım ve şimdi ben yetkilerimi kullanarak boşlukları dolduracağım “ diyecek.
Kıyamet koparken araya kimlerin girebileceğini kolaylıkla tahmin edebilirsiniz.
En başta ABD Dışişleri Bakanı Powell geliyor. Onun boyu yetmediği yerde, büyük olasılıkla Başkan Bush devreye girecek.
Avrupa Birliği de devrede olacak.
Avrupa Komisyonu başkanı Prodi ve Verheugen başta olmak üzere, aklınıza kim geliyorsa telefona sarılacaktır.
Bu senaryonun sonu ile ilgili iki seçenekten söz edilebilir.
Biri, Kofi Annan’ın tarafları ikna ederek İsviçre’de sonuca varması.
Diğeri ve doğrusu en fazla olsalı olanı, İsviçre’de de anlaşmazlık noktalarından hiç değilse bir bölümünün tamamlanamaması ve Annan’ın Kıbrıs dosyasını kolunun altına koyup New York’a dönmesi.
Bundan sonrası hakkında spekülasyon yapmak dahi zor.
Anlaşmazlığın boyutlarına göre, Camp Davıd tipi bir son doruk toplantısı dahi yapılabilir.
BM, TÜRKİYE’ NİN KIRMIZI
ÇİZGİLERİNİ BİLİYOR
Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin iki büyük şikayeti var.
Bunlardan biri, Türk medya’sının “ne olursa olsun anlaşmaya varılacak “ havasında yayın yapması. “ Bu şekilde Rumlar ve Birleşmiş Milletler Genel sekreterliği son derece ters bir mesaj alıyorlar. Bizim herşeyi kabul edeceğimizi sanıyorlar “ diyen bir Dışişler yetkilisi, Türk tarafının bazı beklentileri kabul edilmediği taktirde, anlaşmayı imzalamayacağını, daha doğrusu referandumda HAYIR oyu kullanılmasına çalışacağını söyledi.
Diğer sıkıntı, Ankara’nın oyun planının Denktaş tarafından delinmesinden kaynaklanıyor.
Denktaş artık tutumunu çok açık şekilde ortaya koydu.
Açıkça Ankara’ya meydan okuyor. Eğer “olmazsa olmazlar” konusunda gereken güvenceler elde edilemezse, Denktaş açıkça kolları sıvayıp ortaya atılacak ve hükümete hayatı zehir edecek. Referandumu tehlikeye dahi düşürecek bir kampanya açacak.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ise, Kırmızı Çizgilerin neler olduğu konusunda BM yetkililerine gereken tüm bilgilerin verildiğini ve şimdi karşı taraftar yanıt beklendiğini söylemekle yetiniyorlar.
Rumların da Kırmızı Çizgileri var.
Onlarında beklentileri var.
Sonuçta kimse yüzde yüz tatmin olmayacak.
Her iki tarafta kızacak, ancak bu saatten sonra itiraz etmek çok güçleşecek.
Önümüzdeki iki haftanın son derece ilginç geçeceği konusunda kimsenin kuşkusu yok
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|