Mehmet Ali Birand
 
KÜRT- ARAP ÇATIŞMASI KIŞKIRTILIYOR...
 
 

KÜRT- ARAP ÇATIŞMASI

KIŞKIRTILIYOR...

 

Komplo teorilerine pek inanmam. Ancak, Suriye’de son günlerde ardı ardına başlayan Kürt- Arap sürtüşmeleri, insanı ister istemez kuşkulandırıyor.

 

Suriye’de Kürtlerle Araplar uzun yıllardan beri içiçe yaşarlardı. Şimdiye kadar bu iki etnik grubun birbiriyle çatıştığı duyulmamıştı. Arada sırada kişisel bazı gerilimlerin dışında Suriye’de önemli bir Kürt sorunu su yüzüne çıkmamıştı.

 

Peki şimdi ne oldu da, Suriyeli Kürtlerle Araplar çatışır oldular ? Hem de bir futbol maçı nedeniyle patlayan olayların, ülkenin başka bölgelerine de sıçramasının mantığını bulmak giderek güçleşiyor.

 

Şam yönetiminin, Kürt kökenli vatandaşlarına karşı tutumunda bir değişim olmadı. Esad dönemindeki politikalar,  oğlu Beşşar tarafından da aynen sürdürülüyor.

 

Tek değişim, Irak’taki Kürtlerin statülerinde görüldü. Amerika ile yakın işbirliği sayesinde, geçen 12 yılda edindikleri birçok avantajı koruyacaklarının güvencesini aldılar. İster istemez de, çoğunluğu oluşturan Şiilerin şimşeklerini üstlerine çektiler.

 

Ancak bu da son olayları anlatmaya pek yetmiyor.

 

Durum böyle olunca, ister istemez insanın aklına komplo teorileri geliyor.

 

Sanki gizli bir el Suriye’deki Kürt azınlığı kışkırtıyormuş ve dolaylı şekilde de hem Türkiye, hem de İran’a mesaj yolluyormuş izlenimi doğuyor. Bir baskı unsuru oluşturuluyor.

 

Acaba , Kürt azınlık barındıran bu üç ülkeye “politikalarınıza dikkat edin, aksi halde başınıza iş açabilirsiniz” mi denmek isteniyor ?

 

 

 

TÜRKİYE GÜCÜNÜ

DEMOKRATİK SİSTEMİNDEN ALIYOR

 

Kürt sorunu Irak olaylarından sonra şekil değiştiriyor. Bunun adına otonomi deyin veya başka bir isim takın, hiç önemli değil. Kürtler Irak’taki farklı statülerini korumakta kararlılar. Önümüzdeki dönemde de, Irak içindeki yarı bağımsız konumlarını da sürdürecekler. Bu durum da, ister istemez Türkiye, İran ve Suriye’deki bazı Kürt çevrelerin iştahını arttıracak ve “neden biz de aynı statüye geçmeyelim” görüşlerini yaygınlaştıracaktır.

 

Dolayısiyle Kürt sorununun boyutları daha da büyüyecektir.

 

Bu oluşuma karşı silahla mücadele edilemez.

 

K. Irak’taki  otonom bir Kürt oluşumu asker gücüyle engellenemez. Daha doğrusu Uluslararası ortam ( başta Washington) böyle bir girişime izin vermez.

 

Bu üç ülke (Türkiye İran ve Suriye) kendi toprakları içinde yeşerebilecek “biz de otonom olalım, federal yapıya geçelim” şeklindeki eğilimleri de silah gücüyle engelleyemez. Toprak bütünlüğüne karşı girişimlerle farklı şekilde mücadele etmek gerecektir.

 

Bunun da tek çıkış yolu demokrasidir.

 

Özellikle Türkiye’nin bu konuda önemli bir avantajı var.

 

Kopenhag kriterlerine uyum adına yapılan reformlar ve başlatılan uygulamalar dahi, şimdiden gerilimleri yumuşatmaya başlamıştır. Hele buna bir de AB ile müzakerelerin başlatılması için kesin bir tarih eklenirse, Türkiye bu alanda büyük avantaj elde etmiş olacaktır.

 

Sadece bizim değil, bölgede Kürt azınlığı barındıran tüm ülkelerin artık yeni politikalar üretmek, eski ve kaba güce dayanan yaptırımlar yerine, refahlarını ve sosyal statülerini paylaşabildikleri bir ortam yaratmaları gerekmektedir.

 

Ayrılıkçı akımlar, ne yapılırsa yapılsın yine de yaşayacaklar ve bunlarla mücadele de güvenlik boyutuyla sürecektir. Ancak önemli olan, büyük kesimleri gerçek bir vatandaş statüsüne sokabilmek ve refahı paylaşabilmektir. Bunu başaracak ülkeler, toprak bütünlüklerini çok daha kolaylıkla ve saygınlıkla savunabileceklerdir.

 

Kim bu gerçekleri önceden görür, önlemlerini önceden alabilirse rahat edecektir.

 

Sorunlarını sadece silaha dayanıp çözmeye çalışacak ülkeler ise, tam aksine toprak bütünlüklerini daha da tehlikeye sokacaklardır. İşte asıl o zaman Kuzey Irak modeli bir çekim merkezi olacaktır.

 

Demokrasiyi tam uygulayacaklar için ise, Kuzey Irak Kürtlerinin gerçekleştirecekleri oluşum bir tehlike değil, iyi ilişki kurulacak bir bölge olmanın ötesine geçmeyecektir.

Bugüne kadar Türkiye- Suriye ve İran sürekli şekilde Kürt militanlara karşı alınanacak güvenlik önlemlerini konuşurlardı. Artık bir araya gelip, demokrasiyi nasıl geliştireceklerini konuşmalılar...



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…