“BİZ ŞART ŞURT
ANLAMAYIZ”
PARİS
İş Avrupa Birliğine gelince müthiş duyarlı oluyoruz. Normal zamanlarda hiç önem vermeyeceğimiz bir konuda, kıyametleri koparıyoruz.
Alman Başbakanı Schröder’in “koşullu evet çıkabilir” sözü, hepimizi yerinden sıçrattı.
Ne demek istemişti?
Acaba Berlin tutum mu değiştiriyordu?
Yoksa, başka bir ülkeden çıkabilecek (örneğin Fransa) bir şartlı evet’in koşullarını mı hazırlıyordu?
Paris’e doğru yola çıkılırken, Başbakanı bilemem ancak, dışişleri yetkililerinde belirli bir gerginlik, bir kuşku vardı. Fransız Cumhurbaşkanı Chirac’ın en ufak bir iması veya farklı bir dil kullanması yetecekti.
Olmadı.
Chirac, Başbakan ile yarım saat başbaşa konuştu. Yanlarında sadece tercüman vardı. Ardından, 1.5 saat heyetlerle bir araya geldiler ve yemek yediler.
Başbaşa görüşmede nelerin söylendiğini pek kimseler (yakınları hariç) bilmiyor. Geri kalan 1.5 saatte ise, AB konusuna kısaca değinildi. O da, Cumhurbaşkanı Chirac’ın “Benim tutumunu biliyorsunuz. Buna fazla eklenecek birşey yok” sözleriyle özetlendi.
Chirac görüşmesinden sonra, dikkat ettim Başbakan başta olmak üzere, Elysee sarayına giden veya gitmeyen tüm yetkililerin yüzü gülüyordu.
Bu kelimelerle açıklamadılar ancak, “oh, rahat ettik” demeye getirdiler.
BU KUŞKU 17 ARALIĞA
KADAR SÜRECEK
Bu kuşku bitmeyecek.
AB doruğunun yapılacağı, 17 Aralık gününe kadar da sürecek. Zira, Uluslararası ilişkilerde bugün bugündür. Yarın ne olacağını kimse bilemez. Bir rüzgar eser, o ana kadar söylenenler unutulur ve bambaşka sözler duyarsınız. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz.
Fransa gezisiyle, AB kampanyasını Eylül’e kadar rafa kaldırıyoruz. Eylül ayından itibaren 17 Aralığa kadar fırtınalar esecek. Komplo teorileri üretilecek, küçük şantajlar yapılacak. Herkes bir şeyler koparmaya çalışacak.
Türkiye de gerektiğinde rüşvet verecek, gerektiğinde çiçek atacak, gerektiğinde gizli şantajlar yapacak.
Anlayacağınız, gideceğimiz daha çok uzun bir yol var.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|