DENKTAŞ ANKARA’YI
SIKINTIYA SOKTU
KKTC Cumhurbaşkanının bir süredir beklenen, ancak Ankara’da süpriz yaratan açıklaması farklı şekillerde yorumlanabilir.
New York’ta varılan anlaşmadan bu yana, KKTC Cumhurbaşkanı hükümet ile aynı düşünmediğinin tüm sinyallerini veriyordu. Denktaş’ın yaklaşımı farklı, Ankara’nın yaklaşımı ise bambaşkaydı.
Bu farkın temelinde “olmaz olmazlar” diye sloganlaştırılan bir yaklaşım vardı.
Denktaş’ın “olmaz olmazları” çok netti. 5-6 noktada özetlenen bu “olmaz olmazları” Papadopulos ile görüşmelerde kesinleştirilmeliydi. Rum lider ise, bunlara yanaşmadı. BM yetkilileri de –Denktaş’a göre- bu noktaların dikkate alındığına dair yeterli işeretleri vermediler. Bu süreç sürdürüldüğü taktirde, 4’lü toplantıdan da sonuç alınamayacak ve Kofi Annan’dan çıkacak final çözümde Türkiye’nin “olmaz olmazlarını” tatmin etmeyecek.
Denktaş bu varsayımla hareket edip iki yönlü bir yaklaşımı benimsemiş gibi görülüyor.
- Ankara’ya baskı yapıp, olmazsa olmaz çizgilerini netleştirmesini sağlamak
- BM’ye baskı yapıp, çözümü zorlaştıracağının mesajını vermek.
Ankara’nın pazarlık yaklaşımı ise Denktaş’tan farklıydı.
Dışişleri Bakanlığı ve hükümet, Washington’dan ve AB’den, Türkiye’nin “olmazsa olmazları” konularında ayrıntıya inilmemesine rağmen, genel destek elde etmiş ve pazarlık masasından kalkmadan sonuna kadar yürümeyi, en son kararı referandum öncesinde vermeyi planlamıştı. Ankara, ne olursa olsun Kıbrıs’ta “ver kurtul” yaklaşımını hiçbir zaman benimsemedi. Olayı, aşamalı şekilde değerlendirmeyi istedi.
Denktaş bu çıkışıyla, Ankara’nın planlarını bozmuş oldu.
HEMEN HAREKETE
GEÇMEK GEREKİYOR
Şimdi soğukkanlı davranmak ve dağılma tehlikesi gösteren oyun planını en kısa sürede yeniden rayına oturtmak gerekiyor.
Her kafadan farklı sesler çıkmaya başlarsa, Türk tarafı elindeki kartların tümünü de kaybedebilir. Veya Denktaş’ın bu çıkışını iyi değerlendirip elini daha da güçlendirebilir.
Eğer Türk yetkililer bu gelişmeyi “Denktaş’ın ince bir politika yaptığı, sırf çözümsüzlük yaratmak amacıyla bu tutumu aldığı” sonucuna varıp sinirlenirlerse, hata ederler.
Denktaş bu çıkışını, AKP hükümetini zora sokup, Annan planı karşıtlarını cepheleştirip çözümü engellemek için yapmış olsa dahi, Türkiye soğukkanlılığını kaybetmemelidir.
Yapılması gereken, hemen bu hafta Başbakan Erdoğan veya Cumhurbaşkanı Sezer’in Denktaş’ı Ankara’ya davet etmeleridir. Ancak aynı zamanda da, kendi aralarında (Cumhurbaşkanlığı-Hümüket-TSK) olmazsa olmazlarını yeniden gözden geçirmeli, oyun planını mümkün olduğu kadar netleştirmeli ve ardından da KKTC Cumhurbaşkanına şu temel soruyu, belki de son defa sormalıdırlar:
“Biz şöyle bir yaklaşımı benimsedik, sizde bizimle bu planın uygulanmasında var mısınız, yok musunuz”
Alacakları yanıta göre de yola devam edilmeli.
Kıbrıs’ta varılacak sonucun faturası siyasi iktidara çıkarılacaktır. Sorumluluk onların omuzunda olacaktır. Bundan dolayı, kararı iktidar verecektir.
Eğer Denktaş beğenmezse, geriye yapılacak birşey kalmaz. Ancak 4’lü toplantıya böylesi ne dağınık bir manzada gidilmemesi gerekir.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|