AFERİN AKP’YE (!)
Bu ne biçim bir hırstır ki, İmam Hatip Liselerinin önünü açan YÖK tasarısı sabahlama pahasına, yangından mal kaçırır gibi Mecliste oylanıp yasalaştırıldı.
AKP, iki ayrı yüzü olduğunu açıkça göstermiş oldu.
Biri, Avrupa Birliğine en somut adımları atan, kalıplaşmış, kemikleşmiş sloganları ve tabuları yıkma cesareti gösteren; Kıbrıs gibi fosilleşmiş sorunu bir anda çözüme götürecek kadar uzak görüşleri olan bir AKP. Bu yolda yürürken, hiçbir kurumu kırmamaya çalışan, Cumhurbaşkanından Genelkurmay Başkanlığına, Sivil Toplum Örgütlerinden medya’ya kadar herkesin görüşünü alan, mümkün olduğu kadar uzlaşı ve tartışma ortamı yaratan bir Tayyip Erdoğan.
Diğeri, genlerindeki İmam Hatipçiliği birden bire ortaya çıkarıveren, din üzerinden seçmenlerine teşekkür mesaj gönderebilmek için, sanki olağanüstü ekonomik kriz varmış veya savaş halindeymişiz gibi, TBMM’yi sabahlara kadar çalıştıran bir parti. Başka konularda uzlaşı ve tartışma ortamı ararken, sıra İmam Hatiplere gelince arslan kesilen ve “Dediğim dediktir. Kararı ben veririm” yaklaşımıyla esip kavuran bir Tayyip Erdoğan.
İktidara geldikten sonraki tutumuyla desteklediğim AKP’yi bugün tanıyamıyorum. Ya ben aldanmışım veya AKP kendini iyi perdelemiş.
Bu olay “bir haksızlığın düzeltilmesi, birkaç bin öğrencinin hakkının geri verilmesi” olarak gösterilemez. Eğer öyle ise, daha da kötü. O zaman da insanlar “bunca kriz birkaç bin öğrenci için değer mi?” diye sorarlar.
AKP bu yaklaşımıyla hiçbir zaman bir Merkez Partisi konumuna gelemeyeceğini göstermiş oldu.
Demek ki ilerde, yine dindar vatandaşların gözüne girebilmek, sayıları birkaç bini geçmese dahi onları tatmin edebilmek için yine olmadık kararlar alabilecekler.
AKP, İmam Hatip konusundaki tutumuyla “gizli gündemleri var” diyenleri haklı çıkarttı.
AKP öylesine hesapsız davrandı ki, biriktirdiği muazzam prestij havuzunu bir darbe ile yok etti. İnsanların kafasındaki kuşku ve kaygıları geri getirdi.
Bunlar yetmiyormuş gibi, AB normlarına uyum sağlama çabasındaki Genelkurmay’ı dahi açıklama yapmaya zorladı.
AKP, bir çuval inciri kendi eliyle berbat etti.
TEK KURTULUŞ
YOLU ISRAR ETMEMEK
AKP’nin kendi düştüğü bu tuzaktan çıkabilmesinin tek yolu vardır. O da, Cumhurbaşkanının vetosundan sonra, daha önce verdiği örneklerdeki gibi, konunun üzerine gitmez. İnatla yeniden yasalaştırmaya çalışmaz.
Aksine, yeni bir tartışma zemini aramalı, eğitimdeki aksaklıkları tümüyle çözümleyecek bir formül için çalışma başlatmalıdır.
AKP önümüzdeki 7-8 yıl ülke yönetiminde kalabileceğini gösteren bir partidir. Kendini böylesine hafife almamalıdır. Bu yaklaşımıyla hem kendine, hem de ülkeye zarar vermemelidir.
AKP bu yasa ile seçmenlerine mesajını göndermiş, İmam Hatiplililere onları ne kadar sevdiğini göstermiş olacaktır. Cumhurbaşkanlığı vetosu, toplumun önemli bir bölümünün rahatsızlığını ortaya koyacağı için, bu defa geri dönüp “İşte gördünüz. Elimden geleni yaptım“ diyebilecektir.
Aksi halde gerilimler artacak ve bu ülkeye yazık olacaktır.
AKP’nin buna hakkı yoktur.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|