KÜRT SORUNUNDA
STRATEJİK KARARLAR
Tekrar ediyorum, Türkiye kendi vatandaşlarını da şaşırtacak bir hızla değişiyor. Öylesine adımlar atılıyor ki, insan inanamıyor. Üstelik, bu değişim ağrısız sancısız gerçekleşiyor. Yine itiraz edenler var tabii. Türkiye’nin bu şekilde bölünme sürecine sokulduğunu, büyük bir oyun oynandığını ve vatanın elden gittiğini söylüyor ve yazıyorlar.
Felaket tellaları, hala gamlı baykuş misali kötü haberlerini vermeye çalışıyor.
Ancak, hiçbir etkileri olmuyor. Yeni ufuklara doğru yelken açmış Türkiye’yi, eski karanlık günlere sokamayacaklarını gayet iyi görmeleri, Türkiye’yi engelleyemeyeceklerinin artık farkına varmaları gerekiyor.
Türkiye, kendini buluyor, kendine güveni artıyor.
Korkularından kurtuluyor.
BU KARARLAR
KENDİLİĞİNDEN ÇIKMAZ
Türkiye’deki bu değişimin bir rastlantı olmadığını bilmeliyiz.
Uzun bir süreç, toplumun yaşadığı önemli değişimler, iç ve dış dinamikler, bizi bu noktaya getirdi.
Eğer bugün Kürtçe yayın ve eğitim başlamışsa, eğer DEP milletvekillerinin tutuksuz yargılanmaları kararı çıkmışsa, televizyonlarda Kürt sorunu tüm boyutlarıyla tartışılabiliyorsa, bu Türkiye’nin stratejik bir karar alarak Kürt sorununa yaklaşımını değiştirmesinden kaynaklanmıştır.
Türkiye’de artık yepyeni bir dönem başlamaktadır.
Bu süre öncesine kadar “Kürt yoktur, Kürtçe diye bir dil hiç yoktur” diyen TC Devleti bugün artık tutumunu tümüyle değiştirdiğini ortaya koymuştur. Kürtlerin varlığı, Kürtçe’nin de bir dil olduğu kabul edilmiştir.
İşte bu açıdan bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti’nin ne denli bir devrim gerçekleştirdiği, ne denli bir dev reforma imza attığı daha iyi anlaşılır.
Türkiye doğrusunu yapmıştır.
PKK, BU BÜYÜK
DEĞİŞİME KULAK VERMELİ
Şimdi, madalyonun öbür yüzüne bakalım.
Başta PKK olmak üzere, Kürt çevrelerin -özellikle yönetici konumda bulunan kesimlerin- bu gelişmeleri iyi değerlendirmeleri gerekiyor.
KONGRA GEL veya PKK “İşte Türkiye Cumhuriyetinin zayıf noktasını yakaladık, üstüne üstüne gidelim. Bütün isteklerimizi kabul ettrimeye çalışalım. Eğer karşılık alamazsak silahlı mücadeleyi yoğunlaştıralım” derse büyük hata etmiş olur.
Türk kamuoyu KONGRA GEL’den kuşkulanıyor. Hükümetin attığı adımların Kürt militanları tahrik edeceği ve daha da büyük ödünler istenmesine neden olacağına inanılıyor.
PKK bindiği dalı kesmemeli. Bu hatayı yaparsa, Türkiye’ye zarar verir, ancak kendileri daha da büyük zarar görürler.
Dünya’da teröre karşı mücadelenin yoğunlaştığı, ülkenin toprak bütünlüğüne büyük duyarlık gösterildiği bu dönemde PKK’nın yine silah kullanmaya kalkması, bugünkü süreci durduracağı gibi, ülkeyi yeniden savaş ortamına sokar. Hiç dış destek bulamaz.
DEVLET’TE YENİ
YAKLAŞIM ARAMALI
TC Devleti Kürt sorununa artık çok farklı bakmaktadır.
Daha önce çıkarılan ve basında “yuvaya dönüş” adı takılan af, beklenen sonucu vermedi. Bundan sonraki gelişmeleri değerlendirip, bu adımları arttırma ihtiyacı açıkça görülüyor.
Kürt kökenli belediye başkanlarını törenlere sokmamak, diyaloğa girmemek gibi tutumlardan vazgeçilmesi, tam tersine herkesi kucaklayan bir tutuma girilmesi gerekiyor.
Adımlar karşılıklı atılırsa, Türkiyemizi düzlüğe çıkarabiliriz. Aksi halde, olduğumuz yerde sayarız.
Yazık olur.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|