KIBRIS’TA SON SÖZ
KİMİN OLACAK?
ANKARA
Türkiye Kıbrıs konusunda, nihayet bir politika saptadı ve yakında düğmeye basacak. Yapılan açıklamalar ve verilen izlenimin aksine, Çankaya’daki dünkü doruk toplantısında, dışarı yansımayan bir anlaşmazlık yaşanmadıysa, artık son aşamaya gelindiği söylenebilir.
Bundan önceki yazılarımda da değindiğim gibi, Kıbrıs tartışmalarının perde arkasında, aslında bir iktidar mücadelesi yaşanıyor. Büyük kararlarda kimlerin söz hakkı olması veya olmaması , Kıbrıs ile ilgili tutum saptaması sırasında biraz daha belirginleşecek.
AKP, iktidar olduğunu, siyasi sorumluluğunu yüklenip kararları kendi başına (ancak , tüm kurumlara danışarak) aldığı izlenimini vermek istiyor.
Çankaya ve TSK ise, bu tip kararların onlara sorulmadan, onayları alınmadan saptanamayacağı mesajını iletmek istiyorlar.
Bundan dolayı ben bu çekişmelere “iktidar mücadelesi” diyorum. Durum böyle olmasa, TSK hükümete görüşünü bildirmekle yetinir, bazı kuvvet komutanları gazeteci davet edip demeç vererek veya belge sızdırarak ağırlık koymaya çalışmazlardı.
TSK içindeki bazı kesimlerin, Dışişleri Bakanlığının Kıbrıs yaklaşımını “ihanet” olarak gördükleri de bir gerçek. Kurumlar arasındaki bu fikir ayrılıkları artık bir rekabete dönüşmüş durumda.
Dışişleri Bakanlığı, Annan planının özünü ve çerçevesini kabul ediyor. Referandum yapma koşulunu da benimsiyor. TSK’nın bir kesimi ise, Denktaş gibi düşünüyor ve Annan planının özünün de, çerçevesinin de değiştirilmesini istiyor. Örneğin, Türk askerinin Ada’dan hiçbir zaman ayrılmaması (Türkiye AB üyesi olsa dahi) gerektiğine, yeni bir garanti anlaşması yapılmasının şart olduğuna inanıyor. Başka bir deyişle, çözümsüzlük politikasının devamını savunuyor.
Son söz Genelkurmay Başkanında olduğundan, Org. Özkök’de dengeleri korumasını iyi bildiğinden dolayı, Ankara’daki çevreler ileri sürüldüğü kadar kaygılı değiller.
Cumhurbaşkanı Sezer’in tutumu, konuşmalara tanıklık etmiş olanlara göre daha önceki aylara oranla epey farklılaşmış durumda. Önceleri Annan planına soğuk bakarken, şimdi bu plan üzerinden bir çözüm bulunmasına çalışıyor. Cumhurbaşkanı da Kıbrıs sorununun giderek elden kaçtığına ve mutlaka yeni bir yaklaşımda bulunulmasına inanıyor.
BU KARGAŞADA SON
SÖZÜ KİM SÖYLEYECEK?
Tabii şimdi sorulması gereken temel bir soru var.
Son kararı kim verecek?
Kıbrıs ile ilgili gelişmeler öyle bir noktaya geldi, basına sızan haberlere göre, bazı görüşlerde öylesine farklılıklar var ki, uzlaşı bulmak çok zor. Şimdi hükümetin, tüm tarafları dinledikten sonra, dışişleri bakanlığına ya yeniden bir paket hazırlamasını veAnnan planında değişiklik listesini genişletmesini istemesi veya siyasi sorumluluğu alıp, dışişlerinin son önerisinde ısrar etmesi gerekiyor.
Sanıyorum bu süreç, Erdoğan’ın önce 4 parti lideri, ardından da Denktaş görüşmesiyle tamamlanacak. Önümüzdeki hafta Türkiye, ne yapacağını netleştirmiş olacak.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|