“DESTEK, YUNAN
KANADINDAN GELDİ”
Çarşamba sabahı Avrupa Komisyonunda yaşananları merak ettim ve toplantıya katılanlara sordum.
Hemen tümünün vurguladığı nokta, Verheugen’in müthiş bir performans gösterdiği oldu. Günlerce öncesinden, Komisyonun önde gelen kişileriyle konuşmuş ve herkesi tartışmaya hazırlamış. Hatta ortaya koyduğu raporda önemli değişiklikler yapılmaya kalkıldığı taktirde, bunu önleyeceğini ve raporunu geri çekebileceğini söylemiş. Tartışmaların bir aşamasında Ermenistan soykırımı ve Kıbrıs’ın tanınması gibi konular ortaya atılınca ayağa kalkmış ve bunların yeni koşullar olduğunu,. Türkiye’ye daha önceden haber verilmediğini, dolayısıyla haksızlık edileceğini söylemiş.
“Kimin ne zaman, ne diyeceğini bilerek toplantıya girdi. Türkiye dosyasını kişisel bir sorun olarak ele aldığı için, mutlaka kazanması gerekiyordu. Sonunda da istediğini elde etti. Oylamaya bile gerek kalmadan genel uzlaşıyla rapor kabul edildi” diyen bir komisyon yetkilisi, işin en ilgincinin Yunanistan’ın tutumundan kaynaklandığına değindi.
“Yunanlı Komiser kadar Türkiye’nin müzakerelere başlamasını içtenlikle isteyen çok az kişi vardı” diyen aynı yetkili, Komisyon tartışmaları sırasında hiçbir zorluk çıkartmadıkları gibi, Kıbrıs’ın resmen Türkiye tarafından tanınması kozunu kullanmak isteyen bazılarının da, Atina’nın arkasına saklanmasını engellediğine dikkat çekti.
Gerçekten de çoğumuz, Komsiyon raporunda Türkiye’nin Güney Kıbrıs hükümetinin tanınması koşulunun konmasını bekliyorduk. Sorun çıkartmak isteyenler bu nokta üzerinde yoğunlaşıyorlardı. Ancak anlaşılan Atina, Kıbrıs Rumlarını da ikna etmiş olmalı ki, Rumlar’dan da bir girişim çıkmadı.
Bu durumda, 17 Aralık’ta Fransa’nın dışında önemli bir muhalefet cephesi görülmüyor. Ancak Fransa’nın durumu da kritik.
Özetle, Çarşamba günü Brüksel’de Türkiyle açısından tarihi bir sayfa açıldı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|