BAŞBAKAN RUM
BÖLGESİNE DE GİTMELİ...
Türkiye için en ideal çözüm, referandumlardan EVET çıkmasıdır. Yani hem Türk, hem de Rumların EVET demeleri gerekiyor.
Nedeni de basit...
Rumlar HAYIR dedikleri taktirde, Annan planı reddedilmiş sayılacak. Türk tarafı EVET dese bile, Rumların HAYIR’ı yetecek.
Bu olasılıkta Türk tarafı uluslararası kamuoyu tarafından alkışlanacak, ne kadar haklı olduğumuz söylenecek, hatta KKTC’nin tanınabileceği mesajları verilecek.
Ancak bütün bunlar, ne zaman gerçekleşeceği bilinemeyen vaatler. Yani Türk tarafı bekleyecek. Oysa Rumlar, Uluslararası tüm eleştirilere rağmen AB’ye tam üye olacaklar. Yani, istediklerini elde edecekler. Biz ise, seyirci kalacağız. İşte bundan dolayı, Türkiye için en ideal senaryo Rumların da referandumda planı kabul etmesidir.
Artık öyle bir noktaya gelindi ki, geri dönüş imkansızdır. Daha da kötüsü, bu saatten sonra HAYIR kampanyası yapmak, oyları etkilemeye çalışmak hem KKTC’ye, hem de Türkiye’ye büyük zarar getirecektir.
Asıl “şaşkınlık” içinde olanlar (Jandarmadan kaynaklandığı ileri sürülen ve elden ele dolaşan 25 kişilik hain gazeteci tanımlamasının aksine) Kıbrıs’ta oyları HAYIR’a çevirmek isteyenlerdir. Üstelik, ülkemize ve KKTC’ye verecekleri zararı bilemeyecek kadar da “cehalet” içindedirler.
İsterseniz bu sayfayı artık kapatalım ve referandumlardan nasıl EVET oyu çıkarabileceğimize bakalım.
EN ÖNEMLİ GÖREV
TAYYİP ERDOĞAN’A DÜŞÜYOR
Kıbrıs sorununda bu noktaya tamamen Tayyip Erdoğan’ın siyasi riskleri alması ve kararını verip uygulaması sonucunda gelinmiştir. Tarihe de Kıbrıs sorununu çözen lider olarak geçecektir.
Erdoğan’ın bu konumu, referandumu etkileyecek bir ağırlığı da beraberinde getiriyor.
Başbakan bu olanağı mutlaka kullanmalı. “Yakın dostum” dediği Karamanlis’i ikna etmeli ve birlikte harekete geçmelilerdir. El ele hem Kuzey’e, hem Güney’e gidip “yeni bir sayfa açın, bize güvenin, birlikte barışa koşalım” demelilerdir.
Yunan Başbakanını ikna edemezse bunu tek başına yapmalıdır.
Mutlaka Kuzey’e gidip Türk toplumuna Ankara’nın neden EVET demesi gerektiğini anlatmalı. Rauf Denktaş’ın sürekli aleyhte açıklamalarıyla kafaları karışan Türk toplumuna güven duygusu vermeli. Onların yanlız bırakılmadıklarını ve ilerde de bırakılamayacaklarını söylemelidir.
Türk toplumu bugünkü ortamda Erdoğan’ı dinlemek istemektedir ve Başbakan de gerekeni yapmalıdır.
RUMLARA DA KUCAK
AÇILMASI GEREKMEZ Mİ?
Dış politikada semboller, sloganlar çok önemli.
Kuzey Kıbrıs’a gitmiş olan Türk Başbakanına yakışan tutum, ( Karamanlis’i ikna edemediği taktirde Güney Kıbrıs’a da geçmesi ve Rumlara da bir mesaj vermesi olur.
Papadopulos, düşman olarak gördüğü Denktaş ile birlikte ağlayıp birlikte HAYIR kampanyası açarak, Güney’deki oylamayı riske attı. Helen milliyetçiliğini körükledi.
İşte bu gidişe herkes müdahele etmeli. Yunan Başbakanı gibi, Türk Başbakanına da görev düşmekte.
Siz Kıbrıs’lı Rum olsanız ve çok şey kaybedeceğinizi, Türklerin geri geleceğini düşünüp kuşku duyuyor olsanız, Türk Başbakanı’nın Güney’e geçip “Artık yeni bir dönem başlıyor. Eskiyi kapatalım ve Türk’ü Rum’uyla birlikte yeni Kıbrıs’ın mutluluğu için çalışalım. Bunun güvencesini size ben veriyorum” dese, memnun olmaz mısınız?
Böyle bir jest Rum oylarını etkileyeceği gibi, Uluslararası kamuoyunda da müthiş yankı yaratır. Türkiye’nin barışçı görünümünü daha da perçinler...
Uluslararası ilişkilerin büyük bölümü gösteridir, tiyatrodur, jestlerle verilen mesajlardır.
Oyunu bizde iyi oynayalım.
İşi başladık iyi götürüyoruz, hiç değilse sonuna kadar da iyi ve sağlıklı adımlar atalım.
Dünya’yı bu şekilde hayret ettirelim.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|