12 EYLÜL KUŞA
DÖNDÜ, ANCAK YAŞIYOR
12 Eylül Anayasasının tartışıldığı 1982 yılını hatırlıyorum. Önümüze konan taslağı kimseler doğru dürüst incelemedi. Hele ayrıntılarına hiç girilmedi. Ülkeyi terörden kurtaran Asker, bizim iyiliğimiz ve barış içinde yaşayabilmemiz için bir Anayasa hazırlamıştı. Buna evet oyu vermek her Türk vatandaşının görevi sayıldı. “Kutsal Devlet” i korumak amacıyla hepimiz beyaz oy verdik. Aramızdan çıkan birkaç kişi “yapmayın, etmeyin, bu Anayasa toplumu askeri disiplin ile idare dönemini başlatıyor, ülkeyi kışlaya çeviriyor” dediyse de hiç oralı olmadık. Fakirlerimin sesleri duyulmadı bile... Hepimiz terörden öylesine korkmuştuk ki, neyi kabul ettiğimiz hiçte önemli değildi.
Ne zaman ki aradan yıllar geçti, ülke normalleşti, kafalar değişti o zaman giydiğimiz elbisenin darlığını anladık. Aslında elbise hep dardı da, biz rahatlamış ve şişmanlamıştık.
O gün bugündür 12 Eylül Anayasası tam 9 defa dev değişiklik yaşadı. 66 maddesi yeniden yazıldı.
Devlete tapınması esas olan, herşeyi askeri gözle yorumlayan Anayasamız, bu değişim sonucu daha sivil, daha demokratik, insanı ön plana çıkaran bir Anayasaya dönüştü. Daha doğrusu, insan yüzüne çıkabileceğimiz bir Anayasamız oldu.
Kuşa döndü, ancak yine de bitmedi.
Hala, bir maddeyi değiştiriyorsunuz, başka bir maddenin alt başlığından aynı kısıtlama bir daha karşınıza çıkıyor. Oradan da atıyorsunuz, farklı bir yorumla dip notlarda beliriyor.
Sanki kurtuluşu olmayan bir vicdan azabı gibi...
İyisi mi, gelin yeni bir Anayasa yazalım. Dili sade olsun, ayrıntılara girmesin ve kısıtlamaları tümüyle hayatımızdan çıkarıp atsın...
Kendimize güvenelim.
Askeri güç tarafından değil, kendi kendimizi yönetelim.
Ancak, laik-demokratik ilkelerimize, temel sistemimize de sahip çıkalım. Bunları değiştirmeye kalkan olursa da karşılarına dikilelim.
İnce ayarları askere, savcı ve yargıçlara yaptırmayalım. Kendimiz yapalım...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|