Mehmet Ali Birand
 
SURİYE, OLAYLARA FARKLI BAKMAK İSTİYOR
 
 


    SURİYE, OLAYLARA

    FARKLI BAKMAK İSTİYOR

     

    Türkiye iki gündür Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat’ı konuk ediyor. Tutumuyla, gençliği ve tevazuu ile Esat Ankara’nın kalbini kazanmasını bildi.

     

    Eski sorunlar rafa kaldırılmış durumda. Bazı konularda ise tam bir görüş birliği var.

     

    Güvenlik açısından baktığımız zaman, 1998 Ekim’inde  imzalanan Adana mutabakatı  beklenenden de iyi işliyor. Suriye toprakları üzernide olsun, Suriye’nin kontrolü altındaki Bekaa vadisinde olsun artık  PKK’nın izine rastlanmıyor. Türk güvenlik kuvvetlerinin ricaları  hemen yerine getiriliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri yetkilileri, Adana anlaşmasının uygulanmasından son derece memnun olduklarını saklamıyorlar. Bu açıdan hiçbir sorun görünmüyor.

     

    HATAY KONUSUNA

    GELİNİRSE...

     

    Bilirsiniz, Hatay’ın Türk sınırları içinde  kalmasını  Suriye hiçbir zaman resmen kabul etmemişti. Son yıllara  kadar da, Türk-Suriye sınırının o bölümünü, turistik broşürlerde ve bazı tarih kitaplarında farklı çizerdi. Ancak, hiçbir zaman da çıkıp resmen bir talepte bulunmadı. Hiçbir  resmi görüşmede bu konu açılmadı. Ne Suriye, ne de Türkiye sorunu tartışmadılar. Özellikle 90’lı yıllardaki PKK kavgası sırasında, Ankara kuşkulandı, buna rağmen bir tutum almadı. Zaten tutum almak, kendi sınırlarını tartışmaya açmak anlamına gelirdi ki, Türkiye böyle  bir durumla karşı karşıya kalmamaya çok dikkat etti. Bundan dolayıdır ki,  basın ile konuşmalarda “Hatay sorunu” değil, “yanlış çizilmiş haritalar” diye adlandırılarak  konu dillendirildi.

     

    Aslında Şam için bu konu çoktan kapanmış durumda.

     

    Devlet Başkanı Esat, verdiği söyleşide bunu açıkça ima etti.

     

    Ancak daha  iki yıllık bir Başkanı olarak ortaya çıkıp “Türkiye’nin sınırlarını tanıyorum, Hatay’ı (İskendurun) bırakıyorum” diyemez. Başlıca nedeni de, İsrail işgali altındaki Golan tepeleri. İsrail’in, Türkiye’ye toprak veren Suriye’nin Golan tepelerinden de vaz geçebileceği izlenimini edineceği kaygısı  var. Tabii bir de Suriye’nin muhafazakar (eski kafalar) kesiminin tepkisini hesaba katması gerekiyor.

     

    Bu nedenlerle  Esat pragmatik bir yaklaşım izliyor. Konuyu açmıyor, aksine küllenmesini ve yavaş yavaş unutulmasını tercih ediyor. Türkiye’ye mesajı da aynı: Sizde bu işi kurcalamayın, birlikte bu olayı unutalım. Aramızdaki ilişkiler güçlendikçe, Hatay sorunu haritalardan silinip  gider.

     

    Kısacası, Ankara isterse Hatay tarih sayfalarında unutulup bitecek. Kaşınırsa, Şam’da savunmaya geçecek ve konu dillenecek.

     

    SU SORUNU DA

    AYNI KONUMDA

     

    İki ülke arasında uzun  yıllar  büyük tartışma konusu olan su sorunu da, Şam açısından eski önceliğini kaybetmiş gibi görünüyor.

     

    Suriyeliler, 1957’de Özal ile imzaladığı mutabakatın uygulanış  şeklinden memnun. Saniyede 500 metreküp su alıyorlar. Devlet Başkanı Esat, benimle görüşmesinde, “Su oldıkça alıyoruz” diyerek, eski şikayetlerden vazgeçtiklerini dahi ima etti.

     

    Suriye temel tutumundan  vazgeçmiş değil.

     

    Hala 87 mutabakatında,  Türkiye’nin  verdiği sözü tutup, bu mutabakatı Uluslararası hukuka dayanan bir antlaşmaya    dönüştürmeyi arzuluyor. 500 metreküp suyun  700 metreküpe  çıkarılmasını da istiyor. Ancak, öncelikler listesine koymuyor. Eskiden olduğu gibi, Arap dünyasını Türkiye’ye  karşı kışkırtmıyor, kampanyalar açmıyor.

     

    Aslında, Türkiye’nin genel tutumunda da değişim  gözleniyor. Ankara bürokratları eskiden  “bizim verecek fazla suyumuz yok. Uluslararası anlaşmaya imza atıp elimizi kolumuzu bağlayamayız”  der  ve Suriye’ye sırt dönerlerdi. Şimdi, Uluslararası hukukunh giderek bizim aleyhimize işlediğini gördüklerinden ve de Suriye’nin  yaklaşımına sempati arttığından olacak, yaklaşımlar esnemeye başlamış bile...

     

    Özetle, su da artık büyük bir sorun değil...

     

    KÜRT KONUSU

    GÜNDEME GELİYOR.

     

    Talihin cilvesine bakın ki, bundan 5 yıl öncesine kadar Türkiye ile Suriye’yi birbirinden ayıran Kürt sorunu, bugün iki ülkeyi ittifaka itiyor.

     

    Suriye eskiden Kürt kartını elinde tutardı. Türkiye’den şikayetler geldikçe “siz önce  kendi Kürt sorununuzu halledin “ diye yanıt verirdi.

     

    Bugün olaylar öylesine gelişti ki, Türkiye ile Suriye bölgede bir Kürt Devleti kurulma  olasılığı karşısında  açıkça korkuyorlar. Bu gelişimi engelleyebilmek için kolkola giriyorlar. Ellerinden geleni yapmaya hazırlanıyorlar. Ortak bir polikita oluşturumaya çalışıyorlar.  Türkiye ilk defa kendine bir müttefik bulmuş gibi görünüyor.

     

    İKİ ÜLKE DE

    BİRBİRİNE MUHTAÇ

     

    Çok ince hesaplara girmeye gerek yok.  Suriye, Türkiye’ye muhtaç; Türkiye’de Suriye’ye...

     

    Türkiye için Suriye, Orta Doğu’ya ve Arap dünyasına açılan bir kapı. Yılda 25  kamuoyu Suriye üzerinden Orta Doğu ülkelerine ihraç malı taşıyor. Türkiye’nin  Arah dünyası ile diyaloğu  Suriye sayesinde daha normalleşiyor.

     

    Suriye için Türkiye de Batı’ya, Balkanlara ve Kafkaslara açılış yolu. Amerika tarafından yutulmasını,  İsrail  tarafından vurulmasını engelleyebilecek bir unsur.

     

    Her iki ülke yöneticileri artık eski hesapları bir yana bırakmalı, yeni bir sayfa açmalı ve yeni bir başlangıç yapmalılar.

     

    Esat’ın bu gezisiyle ortaya çıkan bu fırsat kaçırılmamalı.



    Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.

     
     
    BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
    - CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
    - Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
    - PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
    - CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
    - Öcalan...
    - ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
    - Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
    - Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
    - PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
    - RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
    - Türkiye artık kararını vermeli…
    - TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
    - Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
    - MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
    - Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
    - Hadi bir defa başladık...
    - BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
    - PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
    - Siyaset karşı saldırıya geçti
    - BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
    - Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
    - Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
    - Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
    - İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
    - ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…