CHİRAC, SONUNA
KADAR DAYANABİLECEK Mİ?
?
?u sıralarda hiçbir politikacı, Fransız Cumhurba?kanı Chirac?ın yerinde olmak istemezdi. Kar?ı kar?ıya bulundu?u manzara hiç iç açıcı de?il. Türkiye ile müzakereleri ba?latma konusunda, adeta cadı kazanına dü?mü? durumda.
?
Bir yanda, Türkiye gibi bir ülkeyi büyük bir hayal kırıklı?ına u?ratmak ve Avrupa ile ili?kilerine düzeltilmesi kolay olmayacak bir yara açmak var...
?
?te yanda ise, kendi siyasi kavgası var.
?
Tek ba?ına kalmı? durumda.
?
Ne kamuoyu deste?i var. Ne de kendi partisinin deste?i.
?
Kamuoyu, Türkiye konusunda çok sinirli. Ba?ka hiçbir Avrupa ülkesinde görülmedi?i kadar bir tepki var. Herhalde yılların bir birikimi olacak, ne kadar kötü imaj varsa, hepsi Türkiye?ye mal ediliyor.
?
Ermeni sorununda sorumlu, Türkiye görülüyor.
?
Kıbrıs?ı istila edip, küçük ve masum Rumlara acı çektiren olarak? Türkiye suçlanıyor.
?
Kürtler denince suçlanan Türkiye oluyor.
?
İ?kencesiyle, Kötü Muamelesiyle, Gayri Müslimlere hayat hakkı tanımamasıyla, barbarlı?ıyla yine Türkiye ele?tiriliyor.
?
Böylesine yo?un ve ön yargılı bir kampanya ba?ka hiçbir yerde görülmü? de?il...
?
Bütün bunlara bir de, iyi niyetli ve Türkiye?ye dostça yakla?malarına ra?men, Türkiye?nin katılmasıyla birlikte, Fransanın etkinli?inin azalabilece?ine inananlar, Avrupanın? derinli?ini kaybedece?ini ileri sürenler, Türkiye?nin ABD piyonu olarak AB?deki dengeleri bozaca?ını belirtenler de eklenince i? çı?rından çıkıyor.
?
Fransız kamu oyunun kafasındaki bu Türkiye?nin Avrupa Klübüne girmeye çalı?ması? tepki topluyor.
?
Gelelim i?in siyasi yönüne...
?
Cumhurba?kanlı?ına oynamak isteyen, parti içinde liderlik kavgası veren, muhalefet yapmak isteyen herkes Chirac?a saldırıyor. Eski Maliye Bakanı UMP?nin yeni lideri ve önümüzdeki Ba?kanlık seçimlerinin tartı?masız adayı SARKOZY bunun en tipik örne?i. Cumhurba?kanını yaralamanın en etkili silahı da, 2005?deki, Avrupa Anayasası için yapılacak referandumda HAYIR oyu çıkmasını ve Türkiye?ye müzakere tarihinin reddedilmesini sa?lamak.
?
Anayasaya referandumdan HAYIR oyu çıkarsa, Chirac son derece büyük bir yara alacak. ?nümüzdeki Cumhurba?kanlı?ı seçiminde zorlanacak, o zamana kadar da, ülke yönetimindeki etkinli?ini kaybedecek.
?
Anayasa referandumunda Fransız halkının aklını karı?tırmanın bir yolu da, bu referandum ile Türkiye müzakerelerini birbirine karı?tırmak, sanki Türkiye hemen tam üyeli?e alınıyormu? gibi bir hava yaratmaktan geçiyor.
?
Anlayaca?ınız, tam bir meydan muharebesi ya?anıyor...
?
Bütün bu hücumları da Cumhurba?kanı tek ba?ına gö?üslüyor.
?
Bizler Chirac?ın içine dü?tü?ü bu mücadeleyi göremiyoruz. Yaptı?ı manevraları, uyguladı?ı taktikleri kıvırtma olarak de?erlendiriyoruz. Bizimle oyun oynadı?ını sanıyoruz. Oysa Chirac, son derece zeki bir siyasi satranç uyguluyor.
?
Sıkı?tı?ında geri adım atıyor, örne?in Türkiye?nin tam üyeli?i için referandum yapılmasını kabul ediyor. Ardından kamu oyuna dönüyor ve müzakere açılmasının tam üyelik anlamına gelmeyece?ini, müzakerelerin de enaz 10 yıl sürece?ini söylüyor. Ele?tirilerin dozu arttı?ında, özel statüden söz ediyor.
?
Verdi?i mesaj ?Merak etmeyin, Türkiye?nin üyeli?i yarının i?i de?il. Belki de müzakerelerde anla?maya varılamaz, Türkiye bu yükümlükleri kaldıramaz ve özel bir ba?ka statü verilir. ?stelik, ne olursa olsun, müzakereler bittikten sonra- yani 10 yıl sonra- son sözü, referandumla yine siz söyleyeceksiniz ? oluyor.
?
Ancak her konu?masında, Türkiye?nin ko?ulları yerine getirdi?i taktirde tam üye hakkının bulundu?unun altını çiziyor. Avrupada Türkiye?nin de yerinin bulundu?unu vurguluyor.
?
E?er Chirac vizyonu olmayan, tarihi? geli?meyi göremeyen bir politikacı olsaydı, bunların hiçbirini yapmaz, sıkı?ınca Türkiyeye müzakere açılmasını erteletebilirdi. Kendi siyasi kavgasını, çok ilerde gerçekle?ebilecek tarihi bir geli?meye tercih edebilirdi.
?
Yapmadı.
?
Büyük bir devlet adamı oldu?unu gösterdi.
?
Etrafına da, tarihi bir sorumlulu?u bulundu?unu ve buna göre hareket etmesi gerekti?ini söyledi.
?
Acaba bu performansı sonuna kadar sürdürebilecek mi?
?
?u ana kadar, Cumhurba?kanı Chirac Türkiye konusunda kesin bir tutum sergiliyor. Yarın ne olaca?ını ise, kimse bilemez. Her siyasetçinin de bir direni? çizgisinin bulundu?unu unutmamamız gerekir. ?rne?in, önümüzdeki hafta Sosyalist parti, AB Anayasa referandumuna HAYIR oyu verme kararı alırsa, i?ler daha da karı?acak demektir. Anayasa referandumunu kurtarmak için, Türkiye ile müzakereleri 2006?ya bırakılmasını dahi isteyebilir.
?
Türkiye ile müzakere açılmasının, AB açısından ne kadar önemli oldu?unu henüz tam anlamıyla anlayabilmi? de?iliz. Tüm söylenenleri Türk dü?manlı?ı diye yorumluyoruz. Oysa bütün kampanya içinde art niyetli olanların sayısı çok büyük de?il. İ?in içinde, iç politika, dı? politika, siyasi çıkarlar ve büyük dengeler var. Tarihi ön yargılar, yüz yılların birikimi var. Kamu oyunun yanlı? algılamaları var.
?
Sonuç ne olursa olsun, bizler de artık i?in kolayına kaçıp, bu adamlar bizi sevmiyor, kolaycılı?ından kurtulmamız gerekiyor.
?
?nümüzdeki haftalar bakalım bizlere neler getirecek.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|