Mehmet Ali Birand
 
NİHAYET KARŞILIKLI DOĞRU YOLU BULDUK
 
 
 NİHAYET KARŞILIKLI

DOĞRU YOLU BULDUK

 


 

Türkiye-Suriye ilişkileri, özellikle 1970’den başlayıp 1990’ların sonuna kadar, yani 20 yıl süreyle fırtınalı dönemlerden geçti. Hatırlayacaksınız, Suriye  Filistinli gruplara kapılarını açar, Türk militanlar bu kamplarda eğitim görürler,  geri dönüp eylem yapardılar.

 

Suriye, Sovyet kampında, Türkiye Batı kampında, Suriye Filistin  ile birlikte İsrail’e karşı, Türkiye orta yolu bulmaya çalışır, Arap dünyası ile ABD arasında kıvranıp dururdu. Sonuçta ne Araplara, ne de Batıya yaranabilirdi.

 

İlişkilerdeki bu gerginlik özellikle 1985’ten 1988’e kadarki dönemde, PKK unsurunun devreye girmesiyle daha da arttı.

 

Suriye Türkiye’nin nasırına basar, PKK’nın Bekaa vadisinde kamp kurmasına izin verir, Öcalan’ın Şam’da yaşamasına göz yumardı. İskenderun (Hatay) sınırını tanımadığının sinyallerini verirdi.

 

Türkiye için Suriye “düşman “ idi. Toprak bütünlüğüne karşı en büyük tehdidin Şam’dan geldiğine inanılırdı.

 

Tabii buna karşı sert tepki gösterilir ve önlemler alınırdı.

 

Örneğin açıkça söylenmemesine rağmen, Suriye’ye  giden suyun kesilebileceği, bu ülkenin kuraklığa  itilebileceğinin mesajları verilirdi. Karşılıklı temaslar kesilir, vize dağıtımı askıya alınırdı.

 

Ankara ve Şam, yıllar boyu savaş bulutları altında yaşadılar.

 

Sonra birden bire bulutlar  dağılmaya başladı.

 

Önce bloklar yıkıldı, SSCB dağıldı ardından Körfez savaşı çıktı ve dünya hızlı bir değişime girdi. Hafız Esat, PKK kartını bırakmayı kararlaştırdı. Öcalan’a, ülkeyi terketmesinin iyi olacağının mesajı yollandı. Bu gelişme, 1999’da Öcalan’ın Kenya’da yakalanmasıyla noktalandı.

 

BUGÜN YENİ BİR REİS,

YENİ BİR SURİYE VAR

 

80-90’lı yıllarda Suriye’ye defalarca gittim. O günleri bire bir yaşadım.  Şimdi gittiğimde ise, bambaşka bir Suriye ile karşılaştım.

 

Aslında, ilişkilerin en kötü olduğu günlerde dahi, Türk ve Suriye vatandaşlarının bir sorunu yoktu. Kavga, hükümetler arasında yaşanırdı.

 

Şimdi, halk yine aynı... Yine sevgi dolu.

 

Değişim, Şam yönetiminin genel tutumunda görülüyor.

 

Suriye’nin yeni Reis’i (Devlet Başkanı) 38 yaşında genç bir doktor. Orta Doğu’nun entrikalarının dışında büyümüş, liberal kısacası sizin benim gibi bir insan.

 

Suriye’lilerin alışmadıkları kadar mütevazi, kendinden emin ve sevgi dolu.

 

Tepedeki bu değişim, Suriye bürokrasisine de  hemen yansımış.

 

Eskiden, istihbarat teşkilatlarının gözetiminde yaşam vardı. Artık cep telefonları serbest, internet  ile dünya’ya açılınmış, ekonomi giderek özelleşiyor.

 

Suriye’liler yeni Reis’lerine hayranlar. Korumalarla çevrili duvarların ardında yaşamayan, istediği  anda basit bir restorana gidiveren Beşşar Esat, bambaşka bir Suriye  yaratmanın ilk adımlarını atıyor.

 

Bugün Türkiye’ye, bağımsızlığından bu yana ilk defa Suriye’nin bir devlet başkanı geliyor. Orta Doğu ülkelerindeki “Reis”lerden çok farklı bir lider ile karşı karşıya kalacağız.

 

DÜNYA KOŞULLARI

BİRBİRİMİZİ BULUŞTURDU

 

Hem genel ilişkiler, hem de bölge’deki gelişmeler ikili ilişkilere yepyeni bir düzen getirdi. Bu yeni düzen de, Türkiye ile Suriye’yi birbirine yakınlaştırıyor. İki ülke arasında artık ittifaklardan, strateji ile işbirliğinden söz ediliyor.

 

Beşşar Esat ile görüşmemden edindiğim izlenim, Türkiye’ye yeni bir açılım için geldiği şeklinde. Aynı yaklaşımı da, Türkiye’den bekliyor.

 

Bu geziyi nasıl nitelediğini sorduğum zaman “Eski dostluğu bıraktığımız yerden yine başlatıyoruz”   diye çok anlamlı bir yanıt verdi. Zaten Şam’da artık kimse eski defterleri  açmak istemiyor. Devlet Başkanı da, bu sorum üzerine  “Bana  anlaşmazlık noktaları hakında soru sormayın. Aksine, nerelerde anlaşabileceğimizi konuşalım” diye yanıt verdi.

 

DEFTERİ KAPAMASINI

BİLMEK GEREKİYOR

 

Acaba eski defterleri ve yaraları kapatmak bu kadar kolay mı?

 

Siyasi irade olursa, çok kolay.

 

Ben Şam’da bu iradeyi gördüm.

 

Devlet Başkanı Esat kararlı, ancak etrafındakiler hala babasının ekibinden. Bizdeki gibi orada da hiçbir şeyin değişmemesini, Türkiye ile gerilimin sürmesini isteyenler var. Bundan dolayı Esat Ankara’dan destek bekliyor.

 

Eğer yenilik istenmiyorsa, eski defterler yine karıştırılabilir.

 

Haritalardaki sınır farklılıkları ve su sorunu gündeme getirilebilir. Ancak, yanlış yapmış oluruz. Zira, Şam’da esen rüzgarlar çok farklı.

 

Yarınki yazımı da Başşer Esat’ın eskimeye başlayan bu sorunlara bakışına ayıracağım...



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…