VERHEUGEN SÜRPRİZ
YAPABİLİR Mİ ?
BRÜKSEL
Günter Verheugen’in geçen hafta Avrupa Parlamentosunda soruları ve eleştirileri yanıtlarken söylediği bir cümle hala kulaklarımda.
Parlamenterlerin kendiyle ilgili eleştirilerinin haksız olduğunu belirttikten sonra, Türkiye hakkındaki önerisini kimseyle paylaşmadığını, kimsenin çıkacak olan raporun sonundaki tavsiye bölümünü bilmediğini söyledi ve parlamenterlerin (büyük olasılıkla çarşamba günü) raporu gördüklerinde sürprizle karşılacaklarını ve bugünkü eleştirilerinin haksızlığını anlayacaklarını söyledi. Ardından da “Türk hükümetinin rapordaki bazı bölümleri yutmakta güçlük çekebileceğini”ileri sürdü.
Bu konuşmalar benim miğdemi bulandırdı.
Verheugen ya ciddi bir uyarıda bulunuyor veya muhafazakarların istimlerini gidermeye çalışıyor.
Berlin’de Başbakan ile konuşurken dikkat ettim, onun da dikkatini çekmiş ancak pek üstünde durmamış. Onun için önemli olan 17 Aralık’ta doruk toplantısından çıkacak olan sonuç.
Verheugen ne demek istiyor olabilir ?
Benim için bir tek cümle önemlidir. O da, Verheugen‘in açık ve seçik bir şekilde, AB’nin Türkiye ile müzakerelere başlaması gerektiğini, bu konuda koşulların önemli ölçüde yerine geldiğini söylemesidir.
Gerisi hiç önemli değildir.
AB doruğunun (17 Aralık’ta) Türkiye’ye müzakereleri başlatma tarihi verilmesine yol açacak netlikte bir tavsiyede bulunsun yeter. İç politika nedenleriyle, ister yeni tip bir müzakere yöntemi geliştirsin, ister gözetim ve denetimler sıkılaştırılsın, ister eksikliklerin listesi yapılsın.
Hiç birinin önemi yoktur.
İşki, müzakerelerin başlamasına yeşil ışık yaksın.
Ayrıca unutmamamız ve korkmamamız gereken en önemli iki unsuru da gözden kaçırmayalım.
1) Eğer yeni bir müzakere yöntemi oluşturulacaksa, bu sadece Türkiye için yapılmayacaktır. Bundan sonra adaylığını koyacak tüm ülkeleri içine alacaktır. Komisyon, sırf Türkiye’ye yönelik, sadece Türkiye’ye uygulanacak bir yöntem saptamaz. Defalarca, diğer adaylardan ayrı muamele yapılmayacağını açıkladılar. Yöntem değişikliği varsa, müzakereye başlamamış herkese olur.
2) Müzakereler süresince Türkiye’deki uygulamaların yıllık değil de, 6’şar aylık raporlarla gözetilmesinden de korkmamalıyız. Takiyye yapacağız, uygulamaları kaytaracağız da, bundan dolayı yakalanmaktan mı korkuyoruz ?
Ne olursa olsun, benim içim hala pek rahat değil.
Verheugen’in bu laflarını sevmedim.
Brüksel’de ulaşabildiğim yetkililer de, Komiserin kafasındakini bilmiyor. Büyük olasılıkla, son bölümü de Komisyondaki 30 komiser’e de Çarşamba sabahı dağıtacak.
Eğer yeni birşeyler öğrenebilirsem, yarın bu köşede sizlerle paylaşırım.
Dün Avrupa Birliği komisyonunda yaptığım temaslardan sonra Verheugen’in olumsuz bir süpriz hazırlamadığı izlenimini aldım. Sanırım sonuç çok olumlu geliyor.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|