BU DEFA YİNE
RUMLAR KAYBETTİ...
BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın BM Güvenlik Konseyine yolladığı Kıbrıs raporu, şimdiye kadar görülmemiş yepyeni bir başlangıcın sinyalini veriyor.
Rumlar belki farkında değillerdi, ancak Papadopulos’un heyecanına kendilerini kaptırıp HAYIR oyu vererek, ada’nın kaderini değiştirdiler. Hergeçen gün, attıkları adımın uzun vadeli düşlerini nasıl yok ettiğini herhalde görüyorlardır.
Rumlar 30 yıldır tek bir hedefe yürüyorlardı:
Yeni bir düzen kurulacak ve Kıbrıs’ta belirli oranda 1974 öncesine dönülecek, Rum çoğunluğu adayı yönetecek, Türk azınlığa ise eskiye oranla daha geniş haklar tanınacak, Rum göçmenlerin önemli bir bölümü geri dönecek, topraklarının bir bölümü geri alınacak ve Türk askeri adayı terkedecekti.
Rumların rüyası işte böyle bir Kıbrıs yaratmaktı. AB’ye tam üyeliğin bu rüyalarının gerçekleşmesini kolaylaştıracağına inanmışlardı.
30 yıllık bu rüyayı, Annan planını reddederek kendi elleriyle yıktılar.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Güvenlik Konseyine verdiği son rapor, bu rüyanın yıkıldığının Uluslararası camiaya açıklanması anlamını taşıyor.
Kofi Annan, Rumların adanın birleşmesini istemediklerine dikkat çekti. Türklerin geleneksel ayrılıkçı yaklaşımlarından vazgeçerken, Rumların tam aksine ayrılmayı tercih ettiğini belirtti.
Bugüna kadar hiçbir BM Genel Sekreterinin kaleminden, Türk tarafına hak veren, KKTC vatandaşlarının yanlızlıktan kurtarılması gerektiğini belirten böylesine bir rapor çıkmamıştır.
Türk tarafı açısından olumlu yeni bir dönemin, Rumlar açısından ise, Kıbrıs’ın kuzeyini kaybetme sürecinin başlangıcı denilebilir.
BUNDAN SONRA
NE OLACAK?
Kofi Annan’ın raporu şimdi BM Güvenlik Konseyine üye ülkeler tarafından incelenecek ve yeni bir tutum saptanacak.
Bu yeni tutum, Güvenlik Konseyi’nin bir kararı, bir açıklaması veya raporun rafa kaldırılması şeklinde ortaya çıkabilir.
Ankara’yı memnun edecek gelişme, BM’nin bir karar alıp KKTC’ye karşı uygulanan ambargoların kaldırılmasını istemesi olur. Bunun olasılığı az. Özellikle Rusya’nın Rumlara verdiği destek, böyle bir gelişmeyi engellemeye yetiyor.
Güvenlik konseyi ne yaparsa yapsın, Türkiye BM Genel Sekreteri raporuyla epey mesafe alabilecektir. Bu rapordaki veriler öylesine güçlü ki, Ankara, KKTC’nin izalasyondan çıkarılması ve yatırımların arttırılması için kolaylıkla kullanabilecektir.
Bazılarımız uluslararası kamuoyunun yeterince hızlı hareket etmediğini, KKTC üzerindeki baskıları kaldırmakta geciktiklerini belirtiyor.
Bence Uluslararası kamuoyu, bildiğimiz ve alıştığımız tırtıl yürüyüşünü sürdürüyor. Ne daha hızlı, ne daha yavaş...
Bugün gelinilen noktada, BM artık Türk tarafı için değil, Rumlar için bir sorun oluşturulmaktadır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|