PKK NE YAPMAK

İSTİYOR?

PKK/KONGRA-GEL yönetiminde son haftalarda garip gelişmeler yaşanıyor. Bir ara kendi aralarında çekişme oldu. Öcalan’ın otoritesine  karşı çıkanlar seslerini yükselttiler. Nasıl bir taktik sürdürüleceği konusunda farklı yaklaşımlar tartışıldı. Ardından da, ateş-kes sürecinin dolduğu ve yeniden silahlı mücadelenin başlayacağı ilan edildi.

Kamuoyu, bu tutum değişikliğini anlayabilmiş değil.

Türkiye Cumhuriyeti, yaklaşık üç yıldır, ardı ardına tabuları yıkıyor.  Kürt kökenli vatandaşlarımızın uzun yıllardır bekledikleri reformlar  gerçekleştiriliyor.

Kürtçe yayın ve öğrenim ile ilgili olarak, kısa bir süre öncesine kadar tartışılması dahi tepki toplayan konularda önemli adımlar atılıyor. Uygulama yavaş ilerlese dahi, bu reformlar giderek yaygınlaşıyor.

Önümüzde Avrupa Birliği süreci var. Özellikle müzakerelerin başlamasıyla birlikte uygulamalar  hem hızlanacak, hem de yaygınlaşacak.

Unutmamak gerekir ki, reform hareketi silahlı mücadelenin büyük oranda  durması sonucunda gerçekleştirilebilmiştir.

İşte böyle bir döneme girilirken, tekrar silahlı mücadeleye başlanma kararı, Kürt sorununda  alınan mesafeye  hem gölge düşürecek, hem de yeni atılan adımları zorlaştıracaktır.

Her türlü teröre karşı Uluslararası  mücadeleye girildiği bir sırada PKK’nın eylemlere girmesi iki sonuç çıkaracaktır.

Kürt sorununa bakışı son yıllarda değişmeye başlayan  Türk toplumu tekrar sertleşecek ve hükümet almayı planladığı diğer önlemleri ister istemez durduracaktır.

Uluslararası çevrelerde PKK’nın terörle ilişkisi yeniden ön plana çıkacaktır.

Kendini değiştirip, silahlı bir terör örgütü  görüntüsünü silmeye ve siyasi parti konumuna girmeye çalışan PKK/KONGRA GEL’in gerçek niyetinin farklı olduğu yolundaki görüşler haklılık kazanacaktır.

Neresinden bakılırsa bakılsın, PKK yöneticilerinin hangi taktik nedenlerle aldıkları anlaşılmayan bu kararın, bindikleri dalı kesmek anlamına geldiği ortadadır.