BU PLANA HAYIR
DEMENİN FATURASI...
BURGENSTOCK
Annan planını yerden yere vurabilirsiniz. Denktaş’ın belirttiği gibi, birçok yetersizliklerine de değinebilir, tümünün kötü olduğunu söyleyebilir ve üzerinde daha sıkı bir pazarlık gerektiğini de vurgulayabilirsiniz.
Ancak bütün bunları söylerken., bir soruya da yanıt vermeniz ve vereceğiniz yanıta göre karar almanız gerekir.
“... Şu anda elinizde tuttuğunuz kazanımlarla bu iş bitirilmeli mi, yoksa referandumda reddedip bir daha ne zaman geri geleceği bilinemeyecek bir trenin arkasından mı koşmalı?”
Türk tarafı bugün ambargolar altında yaşayan, Uluslararası camiada yanlızlığa itilmiş, fakir ve sadece Ankara’dan yollanacak paralarla yaşam mücadelesi veren bir toplumdur. Gençliğinin geleceği, kapağı Türkiye’ye veya bir Rum pasaportu alıp bir AB ülkesine atabilme şansına bağlıdır. Uluslararası hiçbir kurum tarafından tanınmadığı için ne ticaret yapabilmekte, ne de sesini duyurabilmektedir.
İşte böyle bir durumdaki Türk toplumunun, ne kadar eksik (ki, bence eksik değil), ne kadar yetersiz (ki, yetersiz değil) sayılırsa sayılsın bu planla önü açılmakta, zincirleri kırılmaktadır.
Eğer Türk toplumu referandumda HAYIR derse ne olur?
Belki KKTC ve Türkiye’deki bazı çevrelerin alkışlarını alabilirler, ancak bundan sonraki yaşamları daha da güçleşir.
Sadece KKTC vatandaşlarının değil Türkiye’nin de işi zorlaşır.
Ambargolar daha da sıkılaşır, ekonomik yaşam daha da sıkıntıya girer. KKTC üzerindeki baskılar aynı zamanda Türkiye’ye de yansır. Sonunda, bırakın bugünkü kazanımların tümünün kaybedilmesini, Rumlar Ada’nın Kuzeyini karşılığında hiçbirşey vermeden ele geçirme noktasına dahi gelebilirler. Zira KKTC ve Türkiye’nin orta ve uzun nefesi tükenecektir.
Referandumdan EVET çıkması KKTC’nin Uluslararası bir aktör olmasını sağlayacak, Türkiye’nin de önünü açacaktır.
Herkes, eleştirilerini işte bu gerçekleri dikkate alarak yapmalıdır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|