TÜRKİYE ARTIK
IRAK’TA YOK...
Resmi yetkililerimiz ne derlerse desinler, ortada bir gerçek var. O da, Türkiye’nin Irak’taki gelişmeler üstünde önemli hiçbir ağırlığı kalmadı.
Ağırlığı kalmadığı gibi, gelişmeleri de tam anlamıyla algılayamıyor. Kelimenin tam anlamıyla, tribünlere çıkarıldık ve kanlı bir hesaplaşmayı seyrediyoruz. Bazıları, bu durumun ülkemiz için çok büyük bir şans olduğunu ileri sürüyor. Bence hiç iyi değil. Irak savaşının içine girmeyelim, ancak yanı başımızdaki gelişmeleri mutlaka etkilemeliyiz. Zira unutmayalım ki, Irak’taki her patlama bize yansıyor.
Bugün için Irak’ı parmağının ucunda çeviren ülke İran. Türkiye’nin boşaltmak zorunda kaldığı etkinlik alanını İran doldurdu. Üstelik bunu da doğrusu büyük bir maharet ile gerçekleştiriyorlar. Amerikalıların tepkileri, özellikle de nükleer araştırmalar konusundaki sert çıkışlarının altında, İran’ın Irak Şii’leri üzerindeki etkinliği yatıyor.
TÜRKİYE NE
YAPIYOR?
Türkiye’nin bugünkü politikası iki bacağa dayanıyor.
1. TÜRKMENLER:
Ankara, Irak’ta söz sahibi olabilmenin yolunu bazı Türkmen grupları silahlandırmak ve bir cephede toplamakta buluyor. Kuzey Irak’taki gelişmeler hala askerin kontrolünde. Alanda ne dışişleri bakanlığı ne de MİT var. Tüm bilgiler asker kanalıyla geliyor, tüm politikalar hala ağırlıklı olarak askeri gözlüklerle oluşturuluyor.
2. KÜRTLER :
Ankara, geleneksel tutumunu sürdürüyor. Yani Kürtlerin bugün bağımsızlık ilan edebileceklerinden kaygılanılıyor. Kerkük’ün Kürtlerin eline geçmemesine çaba harcanıyor ve Kürtlere karşı derin bir güvensizlik politikası uygulanıyor.
BU YAKLAŞIMLARI
DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ
Irak’ta işler çok kötüye gidiyor. Önümüzdeki aylarda durum daha da ağırlaşacak. Bir iç savaş olasılığı artıyor. ABD’nin istikrarı sağlamadan ayrılabileceğinden söz ediliyor.
İşte böyle bir durumda, Türkiye’nin hala tribünlerde kalması ve seyretmekle yetinmesi düşünülemez. Ancak, daha aktif bir rol alabilmenin yolu da, yukarıda saydığım iki bacaklı politikanın değişmesinden geçiyor.
- TÜRKMENLER SAVAŞAMAZ:
Biz ne kadar örgütlersek örgütleyelim, ne kadar silah verirsek verelim, Tükmenler savaşamazlar. Genelde memur ve orta halli bir kesimdirler ve onlardan silahlı direnişçi olarak yararlanmak yerine, korunmalarını farklı bir şekilde sağlamalıyız. Eskinin aksine, onları bu defa mutlaka koruyacağımız hakkında somut güvence vermeli ve bunu da göstermeliyiz.
Şii Türkmenleri devre dışı bırakmamalı, onları da koruyucu şemsiyemizin altına almalıyız.
- IRAK’A KÜTLER ÜZERİNDEN GİREBİLİRİZ:
Türkiye’nin Irak’taki gelişmeleri hiç değilse bir oranda denetleyebilmesi ve etkinliğini gösterebilmesinin tek yolu, Kürtler üzerinden, yani Kuzey Irak’tan geçmektedir.
Karşılıklı güvensizliklere rağmen, Kürtlerle geleceğimiz birbirine çok bağlıdır.
Kürtler, Türkiye olmadan güvenliklerini tam anlamıyla sağlayamayacaklarını bilmeliler. Birgün Irak’ta iç kavga çıktığında, onları sadece Türkiye koruyabilir.
Türkiye de Kürtler olmadan Irak’taki gelişmeler üstünde yoğun bir etkinlik sağlayamayacağını bilmelidir.
Talihin bir cilvesi, Türklerle Kürtler birbirlerine muhtaç durumdalar.
Politika ve tutum değişikliğini de, sadece Türkiye değil, Kürtler de düşünmelidir. Kürtler giderek Türkiye’den uzaklaşarak hiçbir yere varamayacaklarını da bilmeliler.
Mutlaka birbirimizi çok sevmek zorunda değiliz. Ancak bazı stratejik çıkarların ülkeleri ve toplumları birbirlerine yakınlaştırdığını da unutmayalım...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|