RUMLARDENKTAŞ’A
DUAETMELİLER
HAYIRcephesinin kalemşörlerini okuyormusunuz?
İnanılır gibideğil.
Öylesine birmantıkla ortaya çıkıyorlar, öylesine kıvırtıyorlar ve “Bizim dediğimiz oldu.Allah Denktaş’tan razı olsun. Onun sayesinde bir felakatten kurtulduk” sonucuna varıyorlar ki, insanın ağzı açıkkalıyor.
Resmen çıldırmışdurumdalar. Üstelik kendilerini komik duruma düşürüyorlar.
Hele içlerinden1-2 azılısı var ki, “Bunun neresizafer (!)” diyerek, en anlaşılmazyorumlarla Denktaş’ı savunuyorlar. “ Hani, her iki taraftan da EVET oyuçıkacaktı. Ne oldu, Rumlar reddetti” diyerek bunu Türkiye’nin yanlış (!)politikalarına bağlıyorlar.
Dedim ye inanılır gibi değil...
Denktaş’ısavunsunlar, bir diyeceğimiz yok. Ancak okurlarını da aptal yerine koymasınlar.
Bazı gerçeklervar ki, göz ardı edilemez.
Eğermuhafazakar cephe böylesine azmamış olsaydı, yazmayacaktım. Ancak tarihe birnot düşmek gerekiyor.
Herkesinbilmesinde yarar var. Eğerbugün Rumlar, Türkleri AB üyeliğinin nimetlerindenyararlandırmamış, Türkiye’nin omuzlarındaki Kıbrıs sorununu çözümsüz bırakabilmiş ve bütün bunlara rağmenkendileri yine de AB’ye tam üyeolabilmişlerse, bu durumun en önemli sorumlusu Rauf Denktaş’tır.
Denktaş’ın uyguladığı politikalar sayesindedir ki, Rumlar tam üyeliğegeçebilmişlerdir.
Denktaşözellikle son 3 yıldır tüm tutumuyla çözümsüzlük peşinde koştuğunugöstermiştir. Bu durumdan yararlanan Rum tarafıkolaylıkla çözüm isteyen taraf izlenimi vermişlerdir. Denktaş’ın arkasına saklanarak, Kopenhag doruğuna kadar gelmeyibaşarmışlardır.
Denktaş, bugünkü sonuca giden en önemli iki adımdan birini, AB’nin Kopenhagdoruğuna katılmayarak attı. Yerine yolladığı dışişleri bakanı TahsinErtuğruloğlu kendinden de beter bir HAYIR’cı idi. Türk tarafı Kopenhag’daEVET dese, herşey değişecek ve sonaylarda yaşadığımız pazarlık süreci hemen başlayacak, anlaşmanın uzamasıdurumunda da AB, Rumların tam üyeliğinibekletecekti.
Teknik deyişle,saati durduracaklardı.
İkinci büyükfırsat 10.3.2003’teki Lahey toplantısında kaçırıldı.
Kofi Annan , masanın etrafına Denktaş ile Papadopulos’u oturttu ve planı kabul edipetmeyeceklerini sordu.
Denktaş’ınyanıtı hemen HAYIR oldu.
Kapıyı vurupçıktı.
Bu kadar aceleetmese, EVET deyip yeni bir müzakere süreci istese, Papadopulos HAYIR diyecekti.
Denktaş bu tutumuyla hem Papadopulos’u kurtardı, hem de Rumların tekbaşlarına AB’ye katılma anlaşmasını imzalamalarını sağladı.
AB’ninkarşısında, planı reddeden Denktaş ve susarak tutum açıklamayan Papadopulos vardı. Rum lideri busayede AB’ye katılma anlaşmasını imza edebildi.
Aksi olsaydı...
Yani Denktaş,EVET yaklaşımıyla Papadopulos’u HAYIR’a zorlasaydı, Rumların katılımıertelenecekti. Kısacası, Denktaş tam üyeliği Rumlara kendi eliyle hediye etmişoldu.
Şimdi birazduralım ve söyleyeceklerimizi iyi bilelim.
Bu mu üstünyetenekli müzakerecilik?
Bu mudurdeneyimlilik?
Hayır.
Rauf Denktaş, halkına öylesine inanmıyor, bu halkın fırsatını bulduğu andaherşeylerini Rumlara satıp KKTC’yı terk edeceklerinden öylesine emin ki,kendine göre tek çıkış yolunun çözümsüzlük ve Türkiye’ye ilhak olduğunu kafasına yazmış. Bu inançla uyguladığıpolitikaların faturası ise ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanına değil, KKTC halkına çıkıyor. Türkiye’dekikalemşörler bu gerçekleri bilmediklerinden bol keseden atıp tutuyorlar.
Hadi canımsizde...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|