Kürtçe ö?retimi ile ilgili dilekçe kampanyasında, Devlet son derece hatalı davranıyor. Bu yakla?ımdan dönülmezse, ardından gelecek yeni kampanyalarda, kendi kendimizi i?in içinden çıkılmaz bir duruma sokmu? olaca?ız.
Kürt kökenli gençler bir süredir, çe?itli ?niversitelerde bir kampanya sürdürüyorlar. Bunun bir merkezden ve koordineli ?ekilde yönlendirildi?i açıkça belli. Bu konuda hiçbir ku?ku yok.
İstedikleri, son Anayasa de?i?ikli?inden ( 26 ıncı madde) yararlanarak, Kürtçe' nin seçmeli dil olarak kabul edilmesi ve ö?retilmesi. Son derece dikkatli yazılmı? bir metin. ?niversitelerdeki derslerin Kürtçe okunması talep edilmiyor. Kürtçe' nin, İngilizce veya Almanca gibi seçmeli dil olması üstünde duruluyor
Kürtçe konu?ma yasa?ı zaten 1987 yılında kaldırılmı?tı. Anayasadaki son de?i?iklikle de, Kürtçe' nin (anadil e?itimi hariç) ö?retimine kapı açılmı?tı. Bunun özel dershanelerde mi, yoksa Devlet ?niversitelerinde mi verilebilece?i ise açık bırakılmı?tı. ?u anda, Kürtçe sadece RT?K çerçevesinde yasaklı. Türkiye bu yasayı da de?i?tirece?ini AB' ye bildirdi.
Medya' nın en tutucu kalemleri dahi Kürtçe ö?retimin özel dersanelerde serbest bırakılması konusunda görü? birli?i içindeler.Yani, bu konuda toplumun önemli bir bölümünde görü? birli?i var.
Ben burada Kürtçe'nin ne ?ekilde serbest bırakılması gerekti?ini tartı?mak istemiyorum. Dilekçe veren gençlere kar?ı Devlet' in tutumuna dikkat çekmek istiyorum.
GEREKSİZ VE B?Y?K BİR HATA İ?LENİYOR.
Ba?ta da söyledi?im gibi, bunun siyasi bir kampanya oldu?undan ve bir merkezden yönetildi?inden hiç kimsenin ku?kusu yok. Ancak ortada bir de Anayasaya uygun bir yakla?ım var.
Kürt kökenli gençlerin verdikleri dilekçelerden bazılarını gördüm. Anayasaya aykırı hiç bir söz yok. Sadece, seçmeli ders olarak Kürtçe ö?retim sa?lanması isteniyor, o kadar.
?imdi, ?dilekçe vermenin? suç olup olmadı?ına bakalım.
Anayasa da yapılan son ( 3 ekim) de?i?iklikle birlikte, 74 üncü madde çok açık:
?...Vatanda?lar, kendileriyle veya kamuyla ilgili dilek ve ?ikayetleri hakkında yetkili makamlara ve TBMM' ne yazı ile ba?vuru hakkına sahiptir. Ba?vuruların sonucu da gecikilmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.?
Yani, bu ö?renciler Anayasal bir haklarını kullanıyorlar ve Anayasada yazılı oldu?u ?ekilde de bir yanıt istiyorlar.
Devletin bu kampanyaya tepkisi ise, dilekçe verenleri tutuklamak, bazılarını ?niversitelerden atmak, polislere coplatmak, direnenleri hapsetmek oluyor. Bu ?ekilde gerilim yükseliyor, gösteriler artıyor ve olayın boyutları her geçen gün büyüyor.
Sizlere sormak istiyorum, ba?vuru dilekçeleri alınsa ve her ba?vuruya ?İste?inizi kar?ılayabilmemiz bugünkü yasalarla mümkün görülmemektedir. Saygılarımızla üzüntülerimizi kabul ediniz...? gibi bir yanıt verilse Devlet ne kazanır, ne kaybeder ?
Hiçbir ?ey kaybetmez.
Tam aksine kazanır.
Kendi kendimizi aldatmayalım. Türkiye eninde sonunda, özel dershanelerde Kürtçe dili ö?renimine izin verecektir. Bu kampanyaya yumu?ak ?ekilde yakla?ılmı? olsa, hem biraz zaman kazanılmı?, toplumun kendini hazırlama imkanı sa?lanmı?, hem de ülkede bir gerilim ba?langıcı önlenmi? olmaz mı?
Bu sertlik gösterisiyle, göz göre göre, kimden ve nereden kaynaklandı?ı bilinen bir kampanyanın tuza?ına dü?ülüyor. Gerginlik artıyor.
Devlet sinirlenip hoyratla?tıkça, kar?ı taraf daha da üstüne gidecektir. Yakında, köy isimleri eskisi gibi Kürtçe olsun, denecektir. Bu bitmeden nüfus ka?ıdıma Kürt kimli?im yazılsın istemi ortaya atılacaktır.
O zaman ne yapılacak ?
Yine, her dilekçe veren hapishaneye mi yollanacak? Yüzbinlerce insan dilekçe verdiklerinden dolayı hapishaneleri mi dolduracak ?
Do?rudur, Kürt sorunu siyasalla?maktadır.
Siyaset engellenemez. Hele polis önlemiyle hiç önlenemez. Tam aksine siyasalla?manın zararlı noktaya gelmesi , Devletin yapısının bozulması demokrasi içinde durdurulabilir. Devlet demokrasiyle daha kolay savunulur. ?rne?in, silahlı mücadele sırasında PKK ile mücadele etmek daha kolaydı. İnsanların hayatına maloluyordu, ancak sonunda güçlü olan kazanıyordu. Siyasal alandaki mücadele çok daha zordur. Akıl ve mantık ister. Bu yakla?ım, siyasalla?mı? hareketleri daha da güçlendirir.
TC Devleti bu tutumuyla büyük bir hata i?lemektedir.
Yakla?ımını de?i?tirmedi?i taktirde, büyük bir tuza?ın içine dü?me tehlikesi ile kar?ı kar?ıyadır.
BU KAMPANYAYI YAPANLAR DA HATALI DAVRANIYORLAR.
Türkiye son 20 yılının en önemli Demokratikle?me sürecine girmi?tir. Avrupa Birli?ine do?ru adımların atıldı?ı ve tüm temel yasaların gözden geçirildi?i bir sırada bu kampanya Türk toplumunun bir bölümüne ?İ?te görüyor musunuz, Kürt Milliyetçileri fırsat bekliyorlarmı?. Zaten PKK hala ayakta ve bu gençleri yönlendiriyor.? dedirtmekten ba?ka hiçbir i?e yaramayacaktır.
Türk Devleti sergiledi?i bu tutumunda ne kadar hatalı ise, Kürt gruplar da aynı ?ekilde hatalı davranıyorlar. Nasıl Avrupa Birli?i, aynı konuda hatalı davranıyorsa, PKK da güç gösterisiyle hatalı bir politika uyguluyor.
Artık herkesin yeni bir ba?langıç yapması gerekiyor.