TÜRKİYE İLK DEFA
FARKLI BAKAR OLDU...
2007, PKK terörü ve Kürt sorunu açısından, önemli bir dönüm noktasını yaşattı. Bu gelişme, hem Türkiye, hem PKK, hem de Kuzey Irak açısından son derece kritik bir süreci başlattı.
İlk defa, her iki tarafın eski alışkanlıklarını, bilinen tutumlarını bıraktıkları ve yepyeni bir mücadeleye girdikleri gözlendi.
PKK, SAHNEYE FARKLI
BİR OYUNLA ÇIKTI
- PKK, DTP’yi TBMM’ye soktu ve partinin söylemini değiştirdi. Daha radikal, başkaldıran ve federatif bir çözüm formülünü savunan bir DTP ortaya çıktı. PKK’da silahlı mücadeleye geri döndü. İntihar saldırıları, büyüklü küçüklü suikastlarla, Türkiye’yi ayağa kaldırdı ve askeri tahrik edip, Kuzey Irak’ta mücadeleye zorladı. Amacı, Güneydoğu’da kaybettiği zemini yakalamaktı. DTP’yi meclis’ten attırmak, Belediye başkanlarına demeçler verdirip görevden alınmalarını ve hapishaneye girmelerini sağlamaktı. Bu şekilde mağdur duruma düşecek ve Kürt halkına “görüyor musunuz, Türkler bize tahammül edemiyorlar” diyebilecekti.
ASKERİN BAKIŞI PKK'DAN KUZEY IRAK'A DÖNDÜ
- Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kürt terörüne, dolayısıyla PKK’ya bakışı da, 2007 içinde değişti. Ne kadar PKK’dan rahatsız olsa dahi, Genelkurmay önceliğini Kuzey Irak’ın olası bağımsızlık girişimine verdi. Kuzey’deki bir bağımsız bölgenin, Türkiye’deki Kürt milliyetçilik akımı için önemli bir cazibe merkezi, uluslararası alanda da son derece tehlikeli bir örnek oluşturacağına inanan TSK, Kuzey Irak yönetiminin Kerkük’ü başkent yapma ve bölgedeki petrolü kullanma hedefinin mutlaka engellenmesi gerektiğini benimsedi. Tüm gücünü Kuzey Irak’a çevirdi.
İKTİDAR PAKET
HAZIRLIĞINA BAŞLADI
- Bu yılın diğer önemli farkı, yaklaşık 6-7 yıllık bir hareketsizlik dönemi ardından, ne yazık ki PKK’nın tekrar terörü ön plana çıkarmasıydı. Bunun üzerine, AKP iktidarı da çok yönlü bir atılım başlattı. Güneydoğu’da köylere su-elektrik muhtaç durumdakilere yardım ve çocuğunu okula yollayanlara para verdi. Bunun sonucunu da seçimlerde aldı. Ancak, bununla yetinmedi. Daha da önemli adımı, PKK terörü ile Kürt sorununu birbirinden ayırarak attı. Terör ile mücadeleyi TSK’ya bırakırken, Kürt sorununun sorumluluğunu kendi yüklendi. Hem anayasa değişikliği, hem de yeni bir ekonomik- siyasi paketle sorunun temeline inmeye çalıştı. PKK’yı silahsızlandırmak ve Kuzey Irak’tan çıkartmak için harekete geçti.
TÜRKİYE İLK DEFA
SABIRLI VE PLANLI DAVRANDI
2007’de yaşananların diğer yıllara oranla farkı, Türkiye’nin bu defaki tutumuydu.
- PKK terörünün tüm tahriklerine rağmen, Ankara sabırlı davrandı. Hemen tetik çekmedi. Kuzey Irak’a askeri operasyonu, soğukkanlı bir şekilde yönetti..
- Önce, TBMM’den sınır ötesi harekat izni çıktı.
- Ardından, önce çevre ülkelerle ve Araplarla yoğun bir diplomasi trafiği yaşandı. İlgili ülkeler sadece PKK’nın hedef alınacağına ikna edildi..
- Avrupa Birliği de, ilk defa PKK terörüne karşı bir tutum aldı.
- En önemlisi, ABD’nin yıllardır süren ilgisiz tutumuna karşı kampanya açıldı. Washington ikna edildi. ”Eğer siz yardımcı olmazsanız, o zaman biz müdahale etmek zorunda kalırız. Bu da, bölgede istikrarı bozar. Başka ülkeler de hareketlenebilir” dendi.
- Irak hükümetine PKK’nın Kuzey Irak’taki varlığının yarattığı sakıncalar anlatıldı.
- DTP baskı altına alındı. PKK ile ilişkilerini koparması istendi. Terör veya siyasetten birini seçmeye zorlandı. Buna karşılık, başbakan DTP’nin kapatılmasına da açıkça karşı çıktı.
-
Böylesine bir kampanya, son defa 1999’da Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması için uygulanmış ve sonuç alınmıştı.
Ancak bu defaki çok daha büyüktü. Hedefi de farklıydı. Hedef, PKK’nın Kuzey Irak’tan çıkartılması ve içerde de silahsızlandırılmasıydı. Bunun için, büyük bir iç ve dış baskı uygulandı.
SONUÇTA, NE ELDE
EDİLDİ...
Sonuçta Türkiye uluslar arası kamuoyunun da onayladığı bir kararla Kuzey Irak’a askeri operasyonlar düzenledi. Hem de ABD’nin siyasi ve teknik desteğini alarak.
Hava harekatları ile PKK hedefleri vuruldu , kara harekatıyla da PKK Kuzey Irak’ta sıcak takibe alındı.Eskiden olsa Türkiye’ye karşı büyük bir cephe açılır hatta işgalci ülke diye suçlanırdı. Bu kez Türkiye’nin haklılığını herkes kabul etti. Terörle mücadelesi meşruiyet kazandı.
Artık uluslar arası arenada Türkiye’nin lehine bir manzara var..
- PKK, uzun süredir ilk defa, uluslararası camiada tekrar “terörist” damgasını yedi. En önemlisi, Washington tarafından “Ortak Düşman” diye nitelendi. Bu cümle, ABD bürokrasisini ve askeri mekanizmalarını harekete geçirdi.
- DTP’de aynı şekilde zorlandı. Sadece içerden değil, dışardan da gelen baskılar altında kaldı. PKK ile ilişkisini kesemedi, ancak TBMM’de beklenen performansı gösteremedi. Genel kanı, PKK’nın DTP’yi meclisten attırmak istediği şeklinde özetlenmeye başlandı. Genel başkanları askerlikten kaçmak için sahte çürük raporu almaktan cezaevine konuldu. Partinin akıbeti de 2008 yılında Anayasa mahkemesinin vereceği kararla anlaşılacak.
- Bu süreçten en çok Barzani etkilendi. Her şeyin başında, Türkiye’nin baskısı sonuç verdi ve Kuzey ırak’ın çok önemsediği Kerkük referandumu yapılamadı. Oysa anayasada 2007 içinde yapılacağı yazılıydı. Buna rağmen ertelendi.
Yine Türkiye’nin baskısı ve ABD’nin tutum değiştirmesi sonucunda, Barzani yönetimi de PKK’ya verdiği desteği sınırlandırdı.
İşte 2007’yi böylesine farklı tutum ve krizlerle geçirdik.
Yarın: 2007 PKK’nın Dönüm Sürecini Başlattı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|