Mehmet Ali Birand
 
2007 AKP’NİN YILI OLDU...
 
 

2007 AKP’NİN

YILI OLDU...

 

2007, Türkiye’nin yakın tarihi açısından son derece önemli bir yıl oldu. Yıl boyunca öylesine gelişmeler yaşandı ve öylesine sonuçlar alındı ki, ülke içi dengeler değişti.

 

Özetleyerek söylemem gerekirse, 2007 yılı hepimizi şaşırttı.

 

Aslıhda 2006 sonu, 2007 başında kimse böylesine bir heyecan yaşanacağını beklemiyordu. Ancak, kamuoyunda Milliyetçilik  ve Ulusalcılık akımları giderek kabarıyor, Hırant Dink ve rahip Santoro’nun katledilmeleri bir şeylerin değişmeye başladığını gösteriyordu.

 

Cumhurbaşkanılğı seçimlerinin yakınlaşmasıyla  birlikte gerilim yükseldi. Hele AK Parti’nin (AKP) Gül’ü aday seçmesi, adeta düğmenin basılmasına yol açtı.

 

Ulusalcı güçler harekete geçtiler.

 

Bazı TV kanalları bazı gazeteciler ve bazı Sivil Toplum örgütleri, AKP’nin laik Türkiye’yi değiştirmek istediğini, Çankaya’ya Gül’ü getirerek, en önemli laiklik kalesini ele geçireceklerini ileri sürerek dev bir kampanya açtılar.

 

Aslında, uzun süre Erdoğan’ın köşk’e çıkacağı sanılmış hatta Gül’ün ehven-i şer olduğu ileri sürülmüştü. Gül’ün, ılımlı kişiliğinden dolayı, daha kabul edilebileceği sanılmıştı. Oysa, kısa zamanda konunun kişi değil, Çankaya’nın  AKP’ye kaptırılmaması olduğu anlaşıldı.

 

Önce,  Cumhurbaşkanlığı seçimi için , TBMM oturumunda 367 kişinin bulunması koşulu ortaya atıldı. Bu, maç sırasında kuralların değiştirilmesi anlamına geliyordu. AKP, müthiş tepki gösterdi ancak CHP olayı anayasa mahkemesine götürdü.

 

Kıyametler koptu.

 

CUMHURİYET  MİTİNGLERİ

                                      

Ardı ardına, Cumhuriyetin kazanımlarını koruma mitingleri düzenlendi.

 

Müthiş bir gösteriydi.

İstanbul’da, İzmir’de meydanları milyonlar dolduruyor,  Anıtkabir’e ziyaret ardı ardına rekorlar kırıyordu.

 

Ülkenin laik kesimi korkmuştu.

 

AKP’nin Cumhurbaşkanlığını alması, Sezer’in laiklik filtresinin kalkması ve hükümetin tüm kadroları kendi taraflarlarıyla doldurması demekti.

 

Cumhuriyet mitinglerinin en ilginç yanı, bindirilmiş kıtalar değil, gerçekten gidişten kaygı duyan orta sınıf halkın ortaya çıkmasıydı. Laik kesim, ilk defa hakkını arıyor ve Cumhuriyet’e sahip çıkıyordu.

 

Yine 2007’de karşı karşıya kalınılan  diğer önemli bir gelişme, Genelkurmay Başkanlığının 27  nisan  gece yarısından sonra, internet sitesine yerleştirdiği bir “açıklama” idi.

 

Rahatlıkla “muhtıra” diye adlandırılabilinecek olan açıklama, son derece  açık şekilde iki talepte bulunuyordu.

 

İlki Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin, laik-demokratik sistemi sarsacağından dolayı, vaz geçilmesiydi.

 

İkincisi de, DTP’nin, yakınlaşmakta olan seçimlere bağımsız adalarla katılıp TBMM’ne girmesiydi.

 

TSK, bu iki gelişmeye de karşı çıkıyor ve direnç gösteriyordu. Daha da öteye  gidiyor, anayasa mahkesesini uyarıp, 367’nin kabulünü istiyordu.

 

27 NİSAN AÇIKLAMASI VE

TSK’NIN MÜDAHELESİ

 

Genelkurmay Başkanlığı bu süreç içinde, tutumunu değiştirdi, sesini yükseltti ve tonunu sertleştirdi.

 

2006 Ağustosuna kadar ki Org.Özkök dönemindeki  suskunluk, “siyasete karışmamak ve demokrasiye ağırlık vermek” diye özetlenen yaklaşımın yerine, adeta bir siyasi parti gibi davranan bir yaklaşım ortaya çıkmıştı.

 

Muhalefeti CHP temsil ediyor, TSK tutumuyla çok daha etkili bir muhalefet yapıyordu. Uzunca zamandır böylesine bir sivil iktidar-asker çatışması görülmemişti.

 

Bu gelişmeler ve toplumdaki algılama, 2007 ortalarına yaklaşılırken, AKP’nin  zemin kaybetmeye başladığı , hatta iktidarı kaybedeceği şeklindeydi.

 

Hatta MHP-CHP koalisyonundan söz ediliyor, AKP’nin DP-ANAP birleşmesi sayesinde “belki” iktidarda kalabileceği ileri sürülüyordu.

 

AKP’DE MORAL

BOZUKLUĞU

 

AKP’de moral bozukluğu vardı.

 

Hele anayasa mahkemesinin, 367’yi haklı görmesi bir şok etkisi yaptı. Bu karar gerçekten zorlamaydı. Ancak, kamuoyuna verdiği mesaj farklıydı.

 

Bu mesaj, Türkiye’nin laik- ulusalcı kesiminin, AKP’ye hayatı zehir edeceği ve istedikleri kadar  sandıkta kazansınlar, iktidar olamayacaklarıydı.

 

İşin ilginç yanı, bu izlenim AKP kadroları tarafından da paylaşılıyordu.

 

Bizzat tanık olduğumdan dolayı biliyorum.

 

Abdullah Gül, kısıtlı sayıda bir gazeteci grubuna yemek vermişti. Oy oranlarının yüzde 326-29 civarında çıkabileceği tahmininde bulunuyor, 250-260 milletvekili kazandıkları taktirde işlerinin zorlaşacağını söylüyordu.

 

Moralleri bozuktu.

 

Laik güçler tarafından sarılmışlık hissi hakimdi.

 

Bu izlenim, seçimlere iki ay kalana kadar sürdü.

 

Ardından tam anlamıyla yansımasa dahi, AKP’nin oy oranının arttığı, DP-ANAP  birleşme fiyaskosu sonucu, merkezin  çökmesi nedeniyle, oyların AKP’ye yöneldiği belirtilir oldu.

 

Bir süre, TSK’nın gösterdiği tepki konuşulmuş, ancak aradan bir süre geçince “ bu kadar da artık fazla” konuşmaları yapılır olmuştu.

 

Seçim meydanları kıpır kıpırdı.

 

Başbakan Erdoğan ile Gül her gttikleri mitingte “Asker, sizin adayınızı veto ettirdi” diyorlar ve büyük alkış alıyorlardı.

 

İşte 22 Temmuz seçimlerine böyle bir ortamda girildi. Tam bir hesaplaşma yaşanmış ve şimdi halkın kararı soruluyordu.

 

22 temmuz gecesi, ilk sonuçlar gelmeye başlayınca, çoğumuzun ağzı açık kaldı.

 

Türk halkının kararı çok ağırdı.

 

Yarın: Seçim Sonucu Dönüm Noktası Oldu

 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…