Mehmet Ali Birand
 
HAYDİ ŞİMDİ TAM ZAMANI, HAYDİ...
 
 

HAYDİ ŞİMDİ TAM

ZAMANI, HAYDİ...

 

Türkiye harekatla son derece önemli bir moral üstünlük kazandı. Şimdi, bu süreci devam ettirmek gerekiyor.

 

Önümüzde 2,5 ay var.

 

Mart ayından itibaren, Güneydoğu ve Kuzey Irak’ta karlar erimeye başlayacak. Biz ne kadar bombalarsak bombalayalım dağlar yine geçit vermeye başlayacak. PKK yeniden, saklandığı yerlerden çıkacak ve Türkiye ile Irak arasındaki trafik daha kısıtlansa dahi yeniden başlayacak.

 

Yeni bir döneme girilecek.

 

Bu dönem kanlı mı olacak, kansız mı olacak, önümüzdeki 2,5 ay içinde atılacak adımlara, verilecek kararlara bağlı. Zira PKK askeri harekatlarla zayıflatılsa dahi, tümünden susturulamayacak.

 

Dağdakileri indirmek için gereken yasalar şu sıralarda çıkarılmalı ki bir işe yarasın. Adına ne derseniz deyin -ister pişmanlık yasası, ister eve dönüş- ne çıkacaksa çıkmalı, bir şeyler yapılmalı ki, ilkbahar-yaz aylarında sonuç alınabilsin.

 

İşte böylesine önemli ve duyarlı bir süreçteyiz.

 

Peki, buna karşılık bizdeki durum ne?

 

Doğrusu, pek parlak durumda değiliz.

 

Bu değerlendirmeyi, İngiltere’nin IRA örgütüne karşı mücadele ettiği yıllarda sergilediği genel tutumla karşılaştırarak yapıyorum.

 

İngiliz hükümetlerinin de muhalefeti vardı. Ancak, sırf muhalefet olsun diye hükümete karşı tutum almaz, yanlış gördüğü noktalara dikkat çekmekle yetinirdi.

 

Bizdeki muhalefet ise sadece kendini düşünüyor.

 

Bu ülkenin geleceğini etkileyecek olan bir yasa hazırlığına katkıda bulunmak yerine, yasanın çıkmaması için uğraşıyor. Oysa çok iyi biliyorlar ki, onlar iktidara gelince, aynı yasayı hem de daha esnekleştirerek uygulamak isteyecekler. Şimdi, kıyameti koparıyorlar. Sanki Kürt sorununun devam etmesi için çaba harcıyor gibiler.

 

İngiltere’nin IRA terörünü yenmesi, ülke içindeki dayanışma, güvenlik güçleri ve iktidar arasında güven ve uluslararası destek sayesinde gerçekleşti.

 

Bizdeki duruma bakın...

 

Zaman zaman, siyasi iktidar ile TSK farklı bir tutum sergiliyorlar. Medya, sanki savaş devam etsin de ne olursa olsun gibi bir tutumda. Sahte bir milliyetçilik havası pompalıyor, buna karşı her türlü çözüm vatan hainliği gibi gösteriliyor.

 

Söyleyin bana, terörü bu yaklaşımla çözebilir miyiz?

                                  

BAŞARI İÇİN

EZBERİ BOZMALIYIZ

 

Bu karmaşadan kurtulmamız için neler yapmak gerekir?” diye sorarsanız,  hem içerde, hem de dışarıdaki örnekleri ve deneyimleri birleştirip, konuyla iç içe yaşayan ve yaşamış güvendiğim yetkililerle konuşup çıkardığım ortak görüşleri şöyle özetleyebilirim

 

MUHALEFET BAZI

KONULARDA DESTEK VERMELİ

 

  1. MUHALEFET, sırf iktidara gol atmak, sırf iktidarın her söylediğine karşı çıkmak adına politika yürütmemelidir. Atılan her adımı vatana ihanet gibi bir tepkiyle karşılamamalıdır. İktidara yönelik eleştiriler kesilmemeli, ancak temel bazı konularda belirli bir anlayış aranmalıdır. Böyle bir tutum kamuoyunu etkileyeceği gibi, özellikle PKK ve uluslararası kamuoyuna “Türkiye iktidarı ve muhalefetiyle el ele hareket ediyor” mesajını verecektir. Dolayısıyla “son derece önemli bir kararlılık gösterisine” dönüşmesine yol açacaktır. Hem PKK, hem de PKK’yı destekleyenler, adımlarını daha dikkatli atacaklardır.

 

ERDOĞAN İLE BÜYÜKANIT

KAVGA İZLENİMİNİ SİLMELİLER

 

  1. ASKER ile iktidar arasındaki çekişme ve görüş ayrılıkları görüntüsü mutlaka giderilmeli ve tam bir ortak politika yürütüldüğü izlenimini verecek tutumlar benimsenmelidir. MHP lideri Bahçeli haklıdır. Bugünkü görüntü, askerin başka sivil iktidarın başka düşündükleri, birbirleriyle didiştikleri izlenimi vermektedir.  Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, bu izlenimi mutlaka silmelidir.

MEDYA, ŞOVENLİĞİ

BIRAKMALIDIR

 

  1. MEDYA’ya da bu geldiğimiz noktada büyük pay düşmektedir. Sorumsuz bir yayıncılık anlayışı ve sahte bir milliyetçilik gösterisi altında, savaş çığırtkanlığı yapılmaktadır. Kimi yalan, kimi abartılı haber ve yorumlarla, dökülen timsah gözyaşlarıyla, medya Türkiye’deki kafa karışıklığına ve genel kargaşaya büyük katkıda bulunmaktadır. Bu yaklaşımın bitmesi gerekmektedir.

 

EZBERİMİZİ ARTIK

BOZMALIYIZ

 

  1. İKTİDAR hem muhalefet, hem asker ile yeni diyalog kanalları kurmalı hem de tabuları bir kenara bırakıp bugüne kadar hiçbir işe yaramamış politika ve yaklaşımlardan vazgeçmelidir. Eğer bir çıkış aranıyorsa, Türkiye’yi yönetenler ezberi bozmalı, askeri-muhalefeti ve medyası da buna destek olmalıdır.

 

A.     PİŞMANLIK YASASI mutlaka genişletilmeli, PKK’nın cinayet işlememiş kadrolarına yaygın bir af getirilmeli ve Öcalan-Karayılan-Bayık üçlüsü hariç, lider kadronun ister Amerika, isterse Avrupa’ya göç etmelerine yani burnumuzun dibindeki Kuzey Irak’tan çekip gitmelerine izin verilmelidir.  Buna karşılık, PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarının tümüyle kapatılması sağlanmalıdır. Bu şekilde belki PKK yok edilemeyecektir, ancak bir daha belini doğrultamayacak bir noktaya getirilecektir.

B.      KÜRT SORUNUNUN çözümüne katkıda bulunmak ve Kürt kökenli vatandaşlarımızı yanımıza çekip, PKK’dan uzaklaştırmak için de cesur davranmamız gerekmektedir. Özellikle Kürtçe dili öğrenimi başta olmak üzere, Kürt vatandaşlarımızın kültürel, sosyal ve ekonomik ihtiyaçları mutlaka karşılanmalıdır. Güneydoğu halkı işsizlikten ve umutsuzluktan kurtarılmalıdır.

C.     GÜVENLİK GÜÇLERİ bölgede yaşayanların tümünü PKK’lı gibi görmekten ve kötü muamele etmekten vazgeçmelidir.

D.     DTP kesinlikle kapatılmamalı ve konu mümkün olduğu kadar Meclis’e çekilmelidir. Siyaset içine alındıkça, Kürt sorunu dağlardan inecek ve PKK’nın varlığı gereksizleşecektir.

 

SONUÇ

 

Tekrar edeyim;

 

Türkiye’nin önünde Mart’a kadar bir süre vardır. Kendi içinde kavga etmek yerine, yeni bir politika, yeni bir yaklaşım ve ortak görüş oluşturulamaz ise, elde edilmiş bir avantaj boşa gidecek ve bunca aydır sürdürülen birikim hiçbir işe yaramayacak, sonucu PKK’nın güçlenmesi olacaktır.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…