ŞİMDİ DE, ANAYASA
BEKLENİYORMUŞ (!)
Bizde gerekçeden bol hiçbir şey yok.
En tipik örneği 301 inci madde.
AKP hükümeti hepimizle adeta alay ediyor. Her defasında bir neden uydurup, 301’in değiştirilmesi projesini erteliyor.
Hadi Cemil Çiçek’i anlıyoruz, diyelim. Onun içine sinmedi. 35 AB reformuna imza atmış, eski kararları elden dolaştırıp, çıkarılmasını sağlamış bir politikacı. Ancak iş 301’e gelince, kılını kıpırdatmadı.
Mehmet Ali Şahin Adalet Bakanlığına gelince ümitlenmiştim. Zira bizzat kulağımla duydum, bana söyledi. “301’i değiştirmek için Anayasayı beklemeye gerek yok. Hemen harekete geçeceğim” dedi.
Aradan aylar geçti, ne bir ses, ne bir nefes...
Şimdi, Ankara’da dolaşan söylenti “Anayasa değişiklikleri bitsin, hemen AB reformları başlayacak” şeklinde.
Ancak, artık hükümete inanan kalmadı ki. İnandırıcılığı bitti.
Güven duymuyorum, verilen sözleri tutmayan bir ekibe, neden güvenelim ki...
İşte o zaman, gel de Gül’ü arama...
AB projesini tek başına taşıyordu. Kabinede tek başına mücadelesini veriyordu. Köşk’e gidince, gayet tabii eski etkinliği kalmadı.
Eminim, kendi de bu durumdan üzüntü duyuyordur. Ancak yapabileceği hiçbir şey yok ki, onun da sesi çıkmıyor.
İşte bütün bu ipuçlarını bir araya getirdiğiniz zaman “sürekli aday ülke statüsünün” Erdoğan’ın işine gelebileceği sonucu çıkıyor. Daha doğrusu, böyle bir izlenim yaygınlaşıyor.
Durmadan Sarkozy’i suçla.
Rumları ve Yunanlıları eleştir.
AB’yi samimiyetsizlikle damgala.
Reform yapacağım reform yapacağım diye bağır sonra da yan gelip yat.
Türkiye’yi AB’ye sokmak için elinden geleni yapan, ancak kötü niyetli Avrupalılar tarafından engellenen iktidar sloganıyla, mağdur rolü oyna.
İnşallah , bu izlenim doğru değildir ve Erdoğan tekrar AB rüzgarı estirip hepimizi şaşırtır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|