“DUA EDELİM DE,
APO ÖLMESİN “ ( ! )
Geçen hafta bir toplantıya katıldım.
Doğrusunu söylemem gerekirse, şimdiye kadar böylesine düzeyli ve bilgi dolu bir beyin fırtınasına rastlamadım.
Bu konuyu yakından izleyenlerden biriyim. Ancak yine de, öylesine çok şey öğrendim ki, hiç değilse bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.
Katılımcılar PKK ve Kürt sorunu uzmanlarıydılar. Kimi bölgeden gelmiş, kimi yıllarını Kürt sorununun içinde geçirmiş, kimi devlet içinde PKK’ya karşı fiilen mücadele vermiş, kimi de olayın Uluslararası ilişkilerini bilen sivil kişilerdi. Aralarında asker veya devlet yoktu.
4 saat süren bu tartışmanın kuralı, kimin katıldığının ve ne kimin ne dediğinin isim verilerek yazılmamasıydı. Bu güvence sayesinde, herkes rahatça görüşlerini açıklayabildi. Ben de bu kurala uymak zorundayım. Bundan dolayı, özetinin özetini yapmakla yetineceğim. Aşağıda bulacaklarınız belki bir bölümünüze hiçte yeni gelmeyecektir. Ancak benim amacım, PKK’ nın terör rüzgarı estirdiği şu sırada, devlet içinde, siyasi partilerde, medya’da ve kamu oyunda konuyu merak edenlere malzeme sağlamaktır.
- PKK’NIN KARAR MEKANİZMASI’nın nasıl işlediği, kararların nasıl alınıp, hangi aşamalardan geçip uygulandığı, kararların oluşmasındaki aşamalar, örgüt içindeki guruplaşmalar ve eğilimler doğru dürüst bilinmiyor. Kendine özgü, sürekli değişen, gelişmelerden çok etkilenen ve iç dengeleri net biçimde bilinemeyen bir yapısı var.
- PKK BUGÜN BİR YOL AYRIMINDA görünüyor. 1984-1999 arasındaki ortam artık yok. 1999-2006 arasında bölge halkı rahatı gördü ve bunun değerini anladı. Tekrar eski günlere dönülmek istenmiyor. Şiddetten rahatsızlık duyuluyor. Devletin eski kaba tutumu da değişti. Ayrıca, Kürt düşünürleri, artık örgütten eskisi gibi korkmuyorlar ve ilk defa muhalefetlerini yüksek sesle ortaya koyuyorlar. PKK bu yeni dönemde ne bölge halkından, ne düşünürlerinden, ne de Türk liberal ve demokratlarından eski desteği bulabiliyor. Ancak herşeye rağmen, bölge halkı PKK’ya sırt çevirmeye henüz hazır değil.
- PKK’nın SİLAHSIZLANDIRILMASI, ancak ABD ve K.Irak yönetiminin kesim kararlı bir tutumuyla gerçekleşebilir. Örgüt, silahı bıraktığı veya Kuzey Irak’tan çıkmak zorunda kaldığı anda biteceğini biliyor.Bugün bir nevi kendini kurtarma çabasında. Bundan dolayı, af konusu sürekli gündemde tutuluyor. Kuzey Irak yönetimi ve ABD’nin de PKK’yı tümüyle gözden çıkartmak ve ellerindeki bu değerli kartı kaybetmek isteyeceklerine fazla ihtimal verilmemeli.
- PKK DTP’YE HAKİMDİR, ancak dışardan görüldüğü kadar da yüzde yüz bir itaat söz konusu değildir. Siyasi kadroların yaklaşımları birbirlerinden farklıdır. Üniforma giymiş, tek bir sesle konuşulduğu sanılmamalıdır. PKK, K.Irak’ta şu sıralarda bir ölüm kalım savaşına hazırlandığından dolayı, DTP’nin kendi çizgisinin dışına çıkmasını istemez.
- DTP’nin KAPATILMASI, en çok PKK’ya yarayacaktır. Hem 2009 belediye seçimlerde güç kazanacak, hem de bölge halkının sempatisini. Yerel seçimlerde AKP’nin Diyarbakır’ı elde etmesi, PKK’nın tasfiye sürecinin de başladığı anlamına geleceğinden dolayı, büyük duyarlık yaratmaktadır.
- BUGÜN ARTIK YENİ BİR DURUM VAR. Hem PKK açısından, hem de Türkiye Devleti açısından 1984-99 arasına oranla , tüm aktörler, koşullar ve veriler değişmiştir. Artık ne eskisi gibi ceberrut bir Devlet, ne de herşeyiyle PKK’yı destekleyen dayanışma içindeki Kürt toplumu var. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu yeni durumu iyi değerlendirebilir ve yepyeni bir yaklaşımla harekete geçerse, gidişi büyük oranda değiştirebilir. Özellikle bu sorun artık aşırı güç kullanmadan ve diyalogla çözülebilecek aşamaya girmektedir.
- AKP’den BAŞKASI BU SORUNU ÇÖZEMEZ. Diğer tüm partileri bir araya koyalım ve bugüne kadarki performanslarına ve bugünkü açıklamalarına bakalım, bu sorunu çözme kapasitesi en fazla AKP’de görülüyor. Yeter ki, doğru düğmelere bassınlar ve doğru adımları artsınlar. Bölgeye daha yakınlar. Din unsurunun çok önemli sayıldığı güneydoğu’da bu açıdan hem sempati, hem de destek görüyorlar.
- BUGÜN ÇÖZEMEZSEK,YARIN ÇOK GEÇ OLACAK. Bugün Türkiye’nin eline önemli bir kart geçmiştir. Uluslararası kamu oyunu ve özellikle ABD’yi harekete geçirebilmenin avantajına sahiptir. Üstelik, bu sorunu şu sıralarda çözülemezse, ilerde çok daha zorlaşacaktır. Hele Öcalan’ın yok olmasıyla birlikte, çeşitli güçlerin çeşitli PKK’sı kurulacak ve kontrol tümüyle kontrolden çıkabilecektir. T.C Devleti yepyeni bir yaklaşımla, yepyeni bir çözüm süreci başlatırsa PKK’nın etkinliği hızla erozyona uğrar.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|