Mehmet Ali Birand
 
AVRUPA’NIN TÜRKİYE RAPORU, DENGELİ VE YAPICI
 
 

AVRUPA’NIN TÜRKİYE

RAPORU, DENGELİ VE YAPICI

 

PKK krizi, ardından Kuzey Irak’a yönelik harekat ve nihayet Erdoğan-Bush görüşmesine kendimi o kadar kaptırdım ki, Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye ile ilişkilerin gidişini içeren İlerleme Raporu hakkında yazı yazamadım.

 

Bunun bir nedeni gündemin başka konulara kayması ise, diğer nedeni raporda kötü haber olmaması.

 

Raporun içeriğine baktığınız zaman, bunu iki türlü okuyabilirsiniz. AB karşıtı iseniz yarı dolu bardağın boş tarafına, değilseniz dolu tarafına bakabilirsiniz.

 

Bardağın boş tarafına baktığınızda, Türkiye’nin reformlarda ne kadar geri kaldığını, uzun süredir yerinden kıpırdamadığını, asker-sivil ilişkilerinde dengenin hala kurulamadığını, 301’inci maddenin hala yürürlükte olduğunu, bunun kabul edilmez bir gelişme diye nitelendiğini, azınlık hakları, Kürtçe ana dil, Heybeliada Ruhban Okulu, azınlık vakıfları, ekümeniklik tartışmaları ve Kıbrıs Rumları’na limanların açılması konularında kısıtlamaların sürdüğünü okuyabilirsiniz.

 

Komisyon’un bundan dolayı Türkiye’yi nasıl eleştirdiğini görür ve “İlişkiler kötüye gidiyor- AB Komisyonu Türkiye’ye sert bir uyarıda bulundu” diyebilirsiniz.

 

Bardağın dolu tarafına baktığınız taktirde ise, Komisyon raporunun, Türkiye’nin reform sürecinde -son yıllarda geri kalmasına rağmen- nasıl önemli adımlar attığını, ekonomisinin nasıl başarılı yönetildiğini, PKK’nın nasıl kanlı bir terör örgütü olduğunu ve en önemlisi, Türkiye ile ilişkilerin tam üyeliği hedeflediğini ve üye ülkelerin, Türkiye’nin Avrupalılığı konusunu artık tartışmaktan vazgeçmesi gerektiğinin yazıldığını okursunuz.

 

Komisyon’un bundan dolayı Türkiye’yi nasıl övdüğünü görür ve “Her şeye rağmen, Türkiye AB’ye doğru yol alıyor. Süreç kesilmedi ve inişli çıkışlı olsa dahi, tren yoldan çıkmadı” diyebilirsiniz.

 

Bardağın neresinden bakmak istiyorsanız, ona göre bir değerlendirme yapın.

 

Seçmesi sizden...

 

Ben bu ilerleme raporlarını ilk çıktığı yıldan beri okuyorum. Bundan öncekilerle karşılaştırdığım zaman şu sonuçlara vardım:

 

-                     - Rapor son derece dikkatli bir dille yazılmış. Eleştirilerin dozu ve kullanılan kelimeler son derece dikkatli seçilmiş. Türkiye’nin duyarlılıklarına geçmiş yıllara oranla çok daha fazla özen gösterilmiş. Abartıdan ve hoyratlıktan kaçınılmış. Olli Rehn’in benimsediği ılımlı yaklaşım rapora açıkça yansımış.

-                     - Eleştiriler çok ılımlı tutulmuş ve daha önemlisi, rapora alınan ve olumsuzluk diye nitelendirilen noktalar arasında, Türkiye’de medyanın, siyasi partiler veya sivil toplum örgütlerinin değinmedikleri hiçbir şey yok. Bizler neleri eleştiriyorsak, rapor da aynı konuları eleştirmiş.

-                      

Askerin siyasi konularda sesinin yükseldiği doğru değil mi? Cumhurbaşkanlığı seçimine karışmadılar mı?

 

Ülkemizde bir yüz karası olarak anılan ve adına 301 denen madde hala durmuyor mu?

 

Fikir özgürlüğü kategorisine giren konular (Kürtçe, azınlık hakları, Ruhban Okulu vs) hala askıda tutulmuyor mu?

 

-                     - Bence bu raporun en önemli ve en olumlu yanı, müzakerelerin gerçek amacının Türkiye’yi tam üyeliğe götürmek olduğunun yazılması, Türkiye’nin Avrupalılığının artık tartışma konusu yapılmaması gerektiğinin altının çizilmesi ve hepsinden önemlisi PKK’nın bir terör örgütü olarak nitelenmesidir. Rapor, Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahale ve PKK ile mücadele konularında gösterdiği anlayışla da dikkat çekiyor.

-                      

Özetlemek gerekirse, AB’nin Türkiye’yi bölmek istediğini ileri süren bazı katı ulusalcıların iddialarının tam aksine, bu İlerleme Raporu bugünkü koşullarda olumlu karşılanmalıdır.

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…