KÜRT SORUNU YERİNE
DTP İLE UĞRAŞIYORUZ...
Geçen haftaki 32.Gün programında, Birgün Gazetesi’nin yazarı Muhsin Kızılkaya çok doğru bir saptamada bulundu:
“Kürt sorununu doğru dürüst konuşamadığımızdan, çözümü için çaba harcayamadığımızdan, PKK’yı ele geçirip bitiremediğimizden dolayı, en yakın ve en ulaşabildiğimiz DTP’lileri dövüyoruz.” dedi.
Son derece yerinde bir saptama.
Nasıl, Kuzey Irak’a bir operasyon yapıldığı taktirde PKK sorununun çözüleceği ve örgütün yok edileceği gibi bir kanaatimiz varsa, DTP’yi kapattığımız taktirde de Kürt sorununun ve PKK eylemlerinin yok olacağını sanıyoruz.
DTP’lileri kendimize bir hedef aldık.
Çok yakın mesafedeler. Dağda değil, Meclis’in içinde, aramızdalar. Her gün karşılaşabiliyoruz. TV’lerde dinliyoruz. Gerektiğinde hemen yakalayabiliyoruz. Ancak PKK’yı yakalayamıyor, yeterince cezalandıramıyoruz. Terörden canımız yandıkça da öfkeleniyor ve DTP’yi linç etme istemimiz artıyor.
Önceleri, toplumda bu linç dürtüsü vardı, şimdi de devlete sıçradı.
Aslında DTP’liler, Öcalan’dan kaynaklanan ve Kandil’de pekişen istekleri seslendirmekten öteye gitmiyor.
“Demokratik Özerklik” diye adlandırılan bu yaklaşımın temelinde, “bırakın bizler kendimizi yönetelim, kültürümüzü ve dilimizi paylaşalım” fikri yatıyor. Henüz içi boş, ancak zamanla dolacak bir politika.
DTP, işte böylesine karışık bir süreçten sonra, bölgedeki gelişmelere paralel şekilde ve Öcalan’ın direktifiyle radikalleşti. Nasıl PKK’nın terör eylemleri patladıysa, DTP de artık Kürt partisi olduğunu ilan etti. Ayrı olduğunu, farklı düşündüğünü saklamamaya başladı.
Anlayacağınız, karşılıklı bir satranç oyunu oynanıyor.
Bu oyunun kuralları arasında, partiyi kapatmak penaltı cezasına benziyor.
Peki, parti kapatmak büyük hata olacaktır.
Doğrudur.
Ama o zaman da DTP oyunun kuralına uymalıdır.
Terörden uzaklaşmalı, PKK’yı silah bırakmaya zorlamalıdır.
Hasan Cemal’in dediği gibi, ya demokratik süreci benimsemeli veya terör suçunu destekleyecekse, bunun da cezasını görmekten gocunmamalıdır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|