Mehmet Ali Birand
 
SONRA İSE...
 
 

SONRA İSE...

 

Türkiye için uzun ve son derece riskli bir süreç başlıyor.

 

Bugün İstanbul’a, Irak sözcülerinin katılacakları konferans için gelmesi beklenen ABD Dışişleri Bakanı Rice ile ilk defa yüz yüze pazarlık başlatılacak.

 

İstanbul konferansı aslında Abdullah Gül’ün, Dışişleri Bakanlığı döneminde ortaya attığı bir fikirdi. Başta Mısır, bazı ülkelerin soğuk bakmalarına rağmen, Washington’un verdiği destek sayesinde gerçekleştirildi. İkinci defa toplanan konferansın amacı Irak’ın bölünmemesi ve bir an önce barışın kurulmasını isteyen, Irak’ı çevreleyen ülkeleri, bir çözüm sürecine sokabilmek. Sadece Amerika’nın değil, asıl bölge ülkelerinin katılımını sağlayabilmek.

 

İstanbul buluşması, toplantının gündemi belli olmasına rağmen, Kuzey Irak’taki PKK mevcudiyeti ve Türkiye’nin olası bir askeri müdahalesinin gölgesinde geçecek.

 

Resmi oturumlarda Irak’ın iç durumu tartışılacak, koridorlarda ve ikili toplantılarda ise, Türkiye’ye, Kuzey Irak’a müdahaleden vazgeçmesi için baskı yapılacak.

 

Bu toplantı Türkiye açısından önemli bir şans yaratıyor. Bu sayede, PKK’nın yarattığı gerilim ve Kuzey Irak yönetiminin bu örgütü nasıl kollayıp koruduğu anlatılabilecek. Daha da önemlisi, Türkiye’nin, PKK’nın Kuzey Irak’taki faaliyetini engellemek için ne kadar kararlı olduğu gösterilebilecek.

 

Eğer bir askeri harekata girişilecekse, toplantıya katılan ülkelere durumu açıkça anlatmak şarttır. Onları inandırabilmek, ilerde çıkacak tepkilerin tonunu etkileyecektir. Aynı zamanda bölge ülkelerinin nabızları da tutulmuş olacak. Daha sağlıklı bir karar verilebilecek.

 

Bu görüşme dizisinin en önemlisi, kuşkusuz, ABD Dışişleri Bakanı Rice ile yapılacak.

 

Washington hala “aman askeri bir müdahalede bulunmayın, bırakın bu işi görüşmelerle çözelim” diyor. Hiç değilse resmi söylemi böyle...

 

İstanbul ve Ankara’daki görüşmelerin temeli Rice’ı ikna etmeye yönelik olacak.

 

Türk kamuoyundaki kabarmanın ne anlama geldiği, AK Parti iktidarı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, kamuoyunda böylesine bir kızgınlık yaşanırken, somut hiçbir adım atmadan görüşmelerle çözüme gitmelerinin imkansızlığı anlatılacak.

 

Gerçekten de, Türkiye artık geri dönülmez bir noktaya geldi. Daha doğrusu, özellikle PKK tarafından, bu noktaya getirildi.

 

Sertlik yanlılarını bir yana bırakıyorum. Bugün, yaşamını barış için harcamış insanlar dahi bir hareket istiyorlar.

 

Büyük ölçekte, 30-40 bin kişilik bir askeri mevcudiyetle büyük bir istiladan söz etmiyorum.

 

Bir şey yapılsın, bu adamların canları acıtılsın” diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

 

Önce burada Rice’a, ardından da Pazartesi günü başkan Bush’a bu havanın yansıtılması gerekiyor.

 

Ne iktidar, ne de TSK artık kamuoyunu ikna edebilir. Ok yaydan çıktı.

 

Bush yönetiminin bunu görmesi ve buna göre bir tutum takınması gerekiyor.

 

Başka deyişle, Türkiye Başkan Bush’a önce Ermeni konusunda teşekkür ettikten sonra, PKK için Başkan’ın boğazına yapışacak.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…