Mehmet Ali Birand
 
AVRUPA TÜRKİYE’YE ZAMAN KREDİSİ AÇIYOR...
 
 

 

AVRUPA TÜRKİYE’YE

ZAMAN KREDİSİ AÇIYOR...

 

Ben Avrupa’ya 1971 yılında çıktım ve bugüne kadar ister Avrupa Konseyi olsun, ister Avrupa Birliği Parlamentosu olsun,  uluslararası parlamentoların Türkiye’ye bakışlarını izleyerek yaşadım.

 

Darbeler, işkenceler, insan hakları ihlalleriyle dolu dönemlerde bu kuruluşların yanından bile geçemezdik. Hele Avrupa Konseyi toplantılarına gelip, özel Türkiye raportörlerinin, parlamenterlerin hırçın soruları karşısında, Türkiye’nin  -kimi zaman haklı gerekçelerle-  paramparça edildiği oturumlardan ağlayarak çıkan bakanları, parlamenterleri görmüşümdür.

 

Bizler de bu toplantıları kıpkırmızı terk ederdik.  Türkiye’yi bu durumlara düşüren iktidarlara isyan eden, yerden yere vuran nice yazı yazmışımdır.

 

İşte bu açıdan bakınca, bugün Avrupa’nın Türkiye için yeni bir “anlayış dönemi”  başlattığını,  yeni bir “zaman kredisi” açtığını söyleyebilirim.

 

Cumhurbaşkanı Gül’e burada gösterilen muamele, nezaket dolu sorular, alınan yanıtların alkışla karşılanması, Avrupalılar’ın vücut dilleri çok farklıydı.

 

Avrupa Konseyi aslında Gül’ü seviyor. Bunu, 2003’te Başbakan olarak geldiği zaman da görmüştüm.  Bu defa, bu yaklaşım tam anlamıyla perçinlendi.

 

Bu tablo karşısında insan “Ne oldu da Avrupa değişti?” diye soruyor.

 

Bence Avrupa değişmedi, Türkiye değişti. Eskiden Türkiye’nin o sert sorular karşısında kendini savunacak inandırıcı gerekçeleri yoktu. Bugün daha çok var. Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’ni uygulamasıyla, son yıllarda gerçekleştirdiği reformlarla artık rahat nefes alıyoruz. Ankara’nın bugün söyleyecek sözü var ve bu söz dinleniyor.

 

İşte bundan dolayı Gül’ün ziyareti sırasında ne Ermeniler, ne Rumlar, ne de Kürtler beklediklerini bulabildiler.

 

Gül’ün performansı da hem çok iyiydi, hem de çok gerçekçiydi. Diplomatik, anlamakta zorlanılacak cümleler kurmadı. Sokaktaki insanın kolaylıkla anlayacağı şekilde görüşlerini açıkladı. O zaman da inandırıcı oldu.

 

Gül TSK’ya toz kondurmadı; Kürtler’le ilgili sorularda da sıkışmadı.  En çok sorulan 301 konusunda da “değiştirilecek”  demekle yetindi.

 

Ve alkışlandı.

 

Avrupa’nın bu ılımlı yaklaşımını, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu’ndaki Türkiye raporunda da görüyoruz. Sert ve kırıcı eleştiri kalmamış, yerine daha çok anlayışlı ve destek dolu cümleler gelmiş. Uzun yıllardır bu kadar mülayim bir Türkiye raporu görülmemiştir.

 

İşte bundan dolayı Avrupa’nın Türkiye ile balayı yaşadığını ve zaman kredisi verdiğini söylüyorum.

 

Yeter ki bu krediyi zamanında kullanalım, işi abartıp verilen süreleri yakmayalım.

 

 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…