TÜRKİYE İSTEMİYOR,
ANCAK PKK BASTIRIYOR.
Bu köşeyi izleyenler, aylardan beri ısrarla yazdıklarımın doğrulandığını görüyorlar. Ben bundan dolayı sadece üzülüyorum. Bunları da gururlanmak için yazmıyorum. Sadece, benim gibi aynı görüşleri paylaşanların dedikleri “keşke Ankara’dan duyulsaydı” diyorum.
Gelelim bugünkü duruma…
Türkiye, Cumartesi geceki saldırıya kadar, Kuzey Irak’a müdahale etmek istemiyordu. Daha doğrusu, önceliği askeri bir harekat değildi. TBMM’den çıkan tezkereyi “caydırıcı” olarak kullanmak ve silaha başvurmadan bir çıkış yolu bulmaktı.
PKK, bunu hissetmiş olacak ki, beklenen adımı attı ve tekrar vurdu. Kamuoyu tepkisi karşısında, hükümetin ve TSK’nın bir şeyler yapmaktan başka çarelerinin kalmayacağını biliyordu.
Nitekim beklediği etkiyi yarattı.
Ankara düğmeye basmak üzere iken, Washington araya girerek birkaç gün süre istedi. Yani top Amerikalılar’ın ayağına geçti. Pazar gecesi, Talabani’nin yaptığı açıklamalar, şimdilik bir bekleme sürecine girildiğini ortaya koydu.
Washington araya girdiğinde, Türkiye her şeye rağmen Irak’a müdahale edemezdi. Birkaç gün daha beklemek gerekirdi, bu da yerine getirildi.
Acaba PKK rahat duracak mı?
Yoksa bugünden itibaren yine sabotajlarını, saldırılarını sürdürecek mi?
En büyük bilinmeyen de bu…
Eğer tutumunu hiç değiştirmeden devam ederse, Türkiye eninde sonunda müdahale eder. Bunun başka çıkışı yoktur.
BARZANİ VE PKK
NE YAPMAK İSTİYOR?
PKK’nın neyi amaçladığı konusunda, bu köşenin okurları görüşlerimi gayet iyi biliyor.
PKK, Türkiye’yi zorla Kuzey Irak’a sokmaya çabalıyor.
Onlar için en ideali, TSK’nın geniş bir istila harekatına girişmesidir. 30-35 bin kişilik bir gücün, Kuzey Irak’a girmesi durumunda ve orada uzun süre kalması bakın PKK’ya neler kazandıracak:
- Türkiye-Amerika ilişkileri bir daha kolay kolay düzeltilemeyecek şekilde bozulacak.
- Türkiye- AB ilişkileri büyük yara alacak.
- Türkiye Arap ülkelerinin baskısı altına girecek.
- PKK, Güneydoğu halkını kışkırtmak için büyük bir kampanya yapma imkanına kavuşacak. Bu şekilde, AKP’ye kaptırılan oyları geri almaya çalışacak.
Bir de Barzani’nin tutumunu inceleyelim.
Aslında yaşadıklarımızın ön plandaki görüntüsü belki PKK ile mücadeledir. Ancak perde arkasında, Kuzey Irak’ın bağımsızlığı tartışması yatıyor. Barzani bütün Kürtler’in lideri olarak görünmek istiyor. Bunun için de, PKK’yı korumak istiyormuş izlenimi veriyor. Diğer beklentisi de, Türkiye’nin kendini muhatap kabul etmesidir. Böylece, bağımsızlık yolunda, PKK kozunu kullanarak Türkiye’nin muhalefetini kaldırabileceğini düşünmektedir.
Talabani ise daha farklı bir yaklaşım içinde.
Gelişmelere hem Irak Cumhurbaşkanı olarak, hem de Kuzey Irak lideri olarak bakıyor. Bundan dolayı da sıkışıyor. Pazar akşamı benimle yaptığı konuşma tam anlamıyla bu ikilemi gösteriyordu.
Şimdi yepyeni bir sürece giriyoruz.
Amerika ayağını koydu.
Bakalım ne yapacak?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|