PKK’NIN KÖKÜ DIŞTA
DEĞİL, İÇERDE...
Tezkerenin çıkması sürecinde bütün gözler dışa döndü. Öyle konuşmalar, öyle yayınlar yapıldı ve PKK terörüyle ilgili öylesine yorumlar yayınlandı ki, kamuoyunda “PKK’nın sanki Türkiye ile hiçbir ilişkisi yokmuş, kaynağı tamamen dışarıdaymış ve dışardan besleniyormuş” gibi bir izlenim doğmaya başladı.
Meclis’te konuşan parlamenterlerimizi dinlerken hayretler içinde kaldım. Türkiye’nin koşullarına, uzun yıllar boyunca izlenen yanlış politikalara kimseler değinmedi.
Başta Başbakan olmak üzere, hükümet sözcüsü Cemil Çiçek dahi veryansın ettiler.
Amerika, PKK’yı beslemesinden tutun, silahlandırmasına kadar her konuda eleştiri aldı. (Ancak aynı Amerika’nın 1999’da Öcalan’ı yakalayıp Türkiye’ye teslim ettiğine, aradan geçen 5 yıl süresince bizim hiçbir çaba harcamadığımıza değinen olmadı.)
Avrupa da bu eleştirilerden nasibini aldı. Somut örneklerle, Avrupa ülkelerinden bazılarının PKK terörüne nasıl katkıda bulundukları anlatıldı. PKK bürolarına, temsilciliklerine ve yayın organlarına izin verenlere, teröristleri “özgürlük savaşçısı” diye adlandıranlara dikkat çekildi.
Tabii bu salvolardan en çok hakkını alan da, Kuzey Irak Kürt yönetimi ve liderleriydi.
Bütün bu eleştirilerin doğru yanları vardı. Konuşucular, haklı olarak müttefiklerimizi suçladılar.
Ancak burada bir an için durup, büyük bir “ANCAK” kelimesi koymak istiyorum. Konuşmalar öylesine tek yanlıydı ki, PKK’nın tümüyle dışarıda kurulup buraya yollandığı mesajını veriyordu.
İşte toplum olarak içine düşebileceğimiz en büyük tehlike, en aldatıcı izlenim budur. Eğer toplumumuza bu inancı aşılarsak, kendimize büyük kötülük ederiz.
Evet, PKK dışardan beslenmekte, maddi manevi destek bulmakta, bu ülkelerin bazen demokrasi anlayışlarından, bazen de aynı ülkelerin Türkiye’yi zayıflatma veya sıkıştırma isteklerinden yararlanmaktadır.
Evet, sözü edilen ülkelerin PKK teröründe sorumlulukları bulunmaktadır.
ANCAK hayır, PKK “dış yapım” değildir.
PKK bizim topraklarımızdan kaynaklanmakta ve ülkemizden beslenmektedir. PKK olayının bu noktaya gelmesinde bizim çok eskilere dayanan hatalarımız gözden kaçırılamaz.
Dış destek olmasa, terörle mücadelemiz mutlaka çok daha kolay olurdu. ANCAK sorun yine çözülemezdi.
Eğer Türkiye 1980-90 döneminde uyanabilmiş olsa, Körfez Krizi ve Irak’ın istilasından önce içerde önlemlerini alabilmiş olsaydı, bugün PKK geldiği noktada olmazdı.
Bugün olayın boyutları Türkiye’yi aştı. Bölgedeki büyük çıkar kavgalarının bir parçası oldu. Artık çözüm adeta imkansızlaştı. Başta biz, herkesin sorumluluğu bulunan bir kargaşa yaşıyoruz.
Bu gerçekleri görelim ve ne müttefiklerimizi ne de kendimizi gereksiz şekilde hırpalamayalım.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|