Mehmet Ali Birand
 
CHP, DSP’YE ÇOK KIZGIN...
 
 

CHP, DSP’YE

ÇOK KIZGIN...

 

Cumhuriyet Halk Partisi, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı seçimine karşı giriştiği kampanyada yanlız kaldı. Halk Partilileri sadece MHP ile DTP yanlız bırakmış olsaydı, belki bu kadar tepki göstermeyebilirlerdi. Ancak, DSP’nin hem Gül’e randevu vermesi, hem de aday göstererek seçime katılması, tüm stratejinin çökmesiyle sonuçlandı.

 

CHP’nin stratejisi, muhalefet partilerinin seçime katılmamaları ve köşkü boykot etmeleri üzerine kurulmuştu.

 

Bu strateji, CHP’yi hem ana muhalefet partisi olarak güçlendirecek, hem de seçim sonuçlarının ters etkilerini ortadan kaldıracaktı.

 

Oyunu ilk bozan MHP oldu.

 

Bahçeli, bu tutumuyla iki yönlü prim kazandı.

 

En başta, türbana sempati besleyen seçmeniyle ters düşmekten kendini kurtardı. İkincisi de, CHP’yi yanlızlığa itip, ana muhalefet rolünü oynama imkanı elde etti.

 

DTP’nin başka türlü hareket etmesi beklenmiyordu.

 

Ancak, DSP’nin çark etmesi affedilir bir şey değildi.

 

Bugün CHP’lilerin önemli bölümü ateş  püskürüyorlar.

 

Kemal Anadol’un bizimle yaptığı söyleşi, bu açıdan çok önemliydi. DSP’lilerin  sorumlu olduklarını hatırlattı ve tarihe not düştüğüne dikkat çekti.

 

Hangi  CHP’liyle konuşsam aynı tepkileri aldım.

 

Buna nankörlük denir. Sırtımızda taşıyıp meclise soktuk. Yok olup gideceklerdi, biz canlandırdık. Şimdi yaptıklarına bakın. Arkamızdan hançerlediler...”

 

Belki stratejilerinin  çökmesi, belki çok yalnız kalmanın verdiği tepki nedeniyle, CHP’lilere şu sıralarda DSP hakkında soru sormamak gerekiyor.

 

Ateş püskürüyorlar.

 

Peki bundan sonra ne olacak?

 

CHP sert bir tutum takınmak ve yalnızlığını daha arttırmak niyetinde değil.

 

En önemlisi, Gül’ün meşruiyetini sorgulamak, Çankaya’ya hapsetmeye çalışmak gibi bir niyet yok. Zaten buna güçleri de yetişmeyeceği için, tutumlarında  bir ince ayar yapma fikri ağır basıyor.

 

Yine Gül’ün davetlerine katılmayacaklar, yine muhalefetlerini sürdürecekler, ancak şimdilik belirli bir çizginin ötesine geçmeyecekler.

 

Onlar da, Gül’ün performansını izleyecekler. Tutumuna göre adım atacaklar.

 

Birgün önceki Ankara havası dağıldı.

 

Birşeylerin beklendiği o puslu atmosfer, yavaş yavaş normale dönüyor.

 

Burada hemen herkes, 28 Ağustos günü meşru ve demokratik bir seçim sonucunda, Abdullah Gül’ün 11 inci Cumhurbaşkanlığına seçileceğine mutlak gözüyle bakıyor.

 

Ancak, sizler yine tedbirli davranın.

 

Türkiye’de hiçbir şeye “yüzde yüz olacak” diyemeyiz. Bir rüzgar eser, insan neye uğradığını şaşırıverir.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…