Mehmet Ali Birand
 
ANKARA’DA , GARİP BİR SESSİZLİK VAR...
 
 

ANKARA’DA , GARİP

BİR SESSİZLİK VAR...

 

ANKARA.

 

Sabah uçağa binince, farklılık hemen kendini gösteriveriyordu.

 

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu izlemek üzere Ankara’ya gelirken, uçakta İstanbul’un tanınmış simalarıyla karşılaşınca anladım.

 

Neden gidiyorsunuz?” diye sormaya bile gerek yok.

 

İlk turun kokusunu almak için Ankara’nın yolunu tutan gazeteciler aynı sorularla doluydular.

 

Acaba bir sorun çıkacak mı?

 

Yoksa, Abdullah Gül daha rahat şekilde mi seçilecek?

 

Tanıdıklara dikkat ediyorum, hepsinin elinde Milliyet gazetesi. Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in  tarafından kaleme alındığından kimsenin kuşkusu olmayan, gazetenin birinci sayfasından yayınlanan imzasız başyazı var.

 

Ergin son derece dengeli yazmış.

 

Yazı üzerinde tartışılıyor.

 

Seçimin Anasaya uygun şekilde yapıldığına dikkat çektikten sonra, hiçbir dış müdahele olmaması gerektiğini yazmış. Birilerine mesaj vermiş...” diyenler var.  Bir başkası ise “Ancak tepki gösterenlere de hak verilmesi gerektiğine dikkat çekmiş” diye devam ediyor.

 

Gazeteci takımı arası dedikodulu sabah sohbeti...

 

Ankara’ya indikten sonra da aynı havanın devam ettiğini hissettim.

 

Bir sessizlik var.

 

Neden kaygılanılıyor tam belli değil.

 

Belli olan, seçimin sonuçlanacağı 28 Ağustos gününe kadar “Birşeyler olacak mı, olmayacak mı?” kuşkularının devam edeceği.

 

Ne olabileceği konusunda kimsenin bir fikri de yok.

 

Sadece bekleniyor.

 

Ne beklendiği de belli değil.

 

Galiba bu bir alışkanlıktan kaynaklanıyor. İçimizden atamadığımız, kafalarımızdan çıkaramadığımız bir alışkanlık.

 

Kırmızı çizgilerden biri sayılan “Çankaya’ya türbanlı first lady” nin, toplumun bir kesiminde nasıl karşılanacağı hala hesaplanamıyor.

 

Bundan dolayı ortada bir rahatsızlık var, ancak boyutu anlaşılamıyor.

 

Ne olursa olsun bu defa durum biraz farklı görünüyor.

 

CHP dışındaki muhalefet partileri, Gül’e oy vermeseler dahi, oturumlara katılarak önemli bir mesaj veriyorlar. Politikaya dışardan müdahale edilmemesini, politikanın politikacılara bırakılmasının daha doğru olacağının altı çiziliyor.

 

Bu yaklaşım son derece önemli.

 

Önemli olmasına önemli de, yine de Ankara’daki o garip havayı dağıtmaya yetmiyor. 28 Ağustos günü ertesine kadar da aynı bulutlanmanın süreceği anlaşılıyor.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…